
Kadınları Suda'dan Dinlemek
Anlamakta en çok zorluk çektiğim konuların başında kadınların hemcinslerine karşı tutumu gelir. Hele ki bu tavırlar sözde feminist özde bağnaz olun tuzu kuru hanımlardan çıkıyorsa idrak yetilerim sıfırlanır. Neden derseniz bir bayana en fazla zulmü gösteren yazık ki kadındır da ondan. Dikkat edin son günlerin önemli konularından birisi olan başörtüsü serbestliğine en sert açıklamalar yazık ki kadınlardan gelmiştir. CHP’nin üç silahşorlarından tutunda, bayan Çölaşan’ın değerlendirmelerine, kimi sosyetik hanımlarımızdan, yazar çizer tayfasının saçı uzun aklı kısa bayanlarına kadar edepsizliğe varan sözler pişkince onların ağzından dökülmüştür. Her konuda olduğu gibi gereksiz tartışmalar ve sansasyonel açıklamalar bu zatların başının altından çıkmıştır. Ayrıca erkek müttefiklerine oranla daha fanatik davranırlar, düşünmeden konuşurlar.Çünkü malumunuzdur ki bayanlarda duygular fikriyatın önüne geçer. Kendi halkını küçümseme, cahil bulma, gereksiz toplantılar ve partilerle adını duyurma, ekran karşısında da yabancı kelimelerle cümleler kurmadan başka işleri olmayan bu insanlar için denilebilecek söz kalmamıştır. Söylenmesi gerekenlere de edebim müsaade etmez. Bu sıkıcı ve gereksiz bu zümreyi bir kenara bırakıp kadınları komik fakat bir o kadar da ağır şekilde eleştiren bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizlerle. Hani şu fırlama ve deli dolu diye tabir edilen bir yazarın yazısıyla üstelik. Pakize Suda’nın her gruptan kadının kendinde bir şeyler bulacağı bu değerlendirmesi bayanlar dünyasına bakışın tam bir kara mizah örneği. Her ne kadar bizim kokoş hanımlarımızın gereksiz açıklamalarını kavramamıza yetmese de bir bayan olarak benim bile anlamakta zorluk çektiğim kadınsal triplerin gerçek nedenini gözler önüne sermiş. Okuyunca kadınların neden Suda’dan dinlenmesi gerektiğini daha iyi anlayacaksınız Selam ve dua ile Bütün kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler. Birbirlerini kıskanmaları için aynı meslekten olmaları yada menfaatlerinin çatışması falan şart değildir. Ortalıkta kendilerinden başka kadınların da dolaşıyor olması, kıskanmaları için yeterli bir sebeptir. Yolu kadınların görev yaptığı bir yere, örneğin bir banka şubesine düsen bir kadın, gördüğü muameleden bunu şıp diye anlayabilir. Bütün kadınların mutlaka koşulacak şartları vardır. Seninle evlenirim ama,... Dediğini yaparım ama,...Nedense bütün aşk şiirleri, en duygulu şarki sözleri hep erkekler tarafından yazılmıştır. Çok duygulu oldukları söylenen kadınların bu sırada ne yaptıkları merak konusudur. Bence kadınlar o sırada diğer kadınları incelemekle meşguldürler. Ne giymiş, Ne takmış, Benden güzel mi? , v.s. Erkekler(eğer ruh hastası değillerse) eslerini çok yakın arkadaşlarından, akrabalarından, yani olur olmaz herkesten kıskanmazlar. Oysa kadınlar, hiç ayrım yapmaksızın, ömür boyunca, istisnasız her dişiden kıskanırlar kocalarını. Kendisinden 30 yas büyük bir kadınla, sırf parası için evlenen pek az erkek vardır. Buna karşılık etraf, babası, hatta dedesi yasında, ama mutlaka zengin erkeklere aşık olan (!) kadınlarla doludur. Hiçbir kadın çalıştığı yerde üstünün kadın olmasını istemez. Vallahi bunu ben söylemiyorum, anketler öyle diyor. Erkekler, kadınlardan ilgi, şefkat, sevgi dışında pek bir şey beklemezler. Kadınlara bunlar asla yetmez, ilave olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çoğu zaman. Gelin-kaynana çekişmesinin fıkralara geçtiği ülkemizde hiç damat-kayınpeder çekişmesine tanık oldunuz mu? Elti gemisi yürümez diye bir söz vardır da neden bacanaklar için söylenmiş benzer bir laf yoktur? Evli kadınla ilişkiye giren çok az erkek vardır. Buna karşılık evli erkekle hiç düşünmeden ilişkiye giren kadın şayisi benim bildiğim, gördüğüm, duyduğum kadarıyla bir hayli kabarıktır. Erkekler bir araya geldiklerinde isten, politikadan,futboldan bahsederler genellikle. Kadınlar bir araya geldiğinde ise vay o anda orada olmayan diğer kadınların haline! Eslerinden, Yorgunum,Basım ağrıyor bahanesiyle mümkün olduğunca Kaçan kadınlar, ortaya ikinci bir kadın çıktığı zaman aniden kocalarını çok sevdiklerini (!) far kederler. Kocası tarafından aldatılan kadınlar genellikle boşanmak yerine, bir çocuk daha yapmayı tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadınlar kadar akilli olmadıkları için bunu gurur meselesi yapar ve kadını hemen boşamaya kalkarlar. Kadınlar evde akşama kadar istedikleri gibi yasarlar. Ne karışanları ne de görüşenleri vardır. Erkeklerin akşamdan aksama geldikleri evlerinde pekçe özgür oldukları söylenemez. Kendilerine durmadan oraya oturmaması, sigarasının külüne dikkat etmesi, ayakkabısını çıkarması hatırlatılır. Kadınlar akşama kadar kocalarının bilgisi dışında istedikleri arkadaşlarını misafir ederler. Oysa hiçbir erkek arısından izin almadan eve bir erkek arkadaşını getiremez. Hatta izin alarak bile. Kadınlar her istediklerinde, eslerinden izin almadan annelerini ziyaret edebilirler. Erkekler ne haberli, ne habersiz, yanların da esleri olmadan asla annelerine uğrayamazlar. Kadınlar bütün ilişkilerinde hesap kitap içindedirler. Asla şeffaf değildirler. Hoşlanırlar,hoşlanmaz gibi davranırlar, isterler,istemez gibi yaparlar. Esleriyle sorunlarını çözmede bedenlerini silah olarak kullananlar bile vardır. Vücutlarını göstermeye bayılırlar. Açık, dar, şeffaf, kısa giyerler.Sonra da Neden bakıyorsunuz? Diye sinirlenirler. Aslında amaçları baktırmaktır, ama bunu asla kabul etmezler. Özgürlükten, rahatlıktan, medeniyetten falan söz ederler. Nereden biliyorsun, derseniz ben de kadınım oradan biliyorum”.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.