
Mert Aslan
GÜZEL"İM, O HALDE "İYİ"YİM (!)
Yayınlanma:
Elimizde olmayan yanılsamalarımızdan biri de “güzel” olan şeylerin mutlaka “iyi” olduğunu düşünmemizdir. Elbette ki bu tam olarak bizim elimizde değil, insani doğamızda “istem dışı olan” bir şeydir. Bu açıdan, ambalajımız imajımızdır ve imaj inanılmaz derecede önemlidir. Süper bir ambalajın içinde kötü bir ürün olabileceğini düşünemediğimiz gibi, güzel bir bayan ya da erkeğin de (Bu arada, “güzel” kavramının kadınların elden alınamaz hakları olamayacağı tezimi anımsatmak isterim) kötü bir insan olabileceğini ya da berbat bir arkadaş veya eş olabileceğini düşünemeyiz.
İmaj, bazen küçücük şeylerle büyük işler başarmaktır. İnsanlar başının tepesi tamamen dökülmüş olduğu halde yanlarda kalan saçlarını yarım metre uzatmış birini tarif ederken “kel” ifadesini genellikle kullanmazlar, çelişkisel olarak “uzun saçlı” derler.
Peki imaj çalışmasını en çok hangi cins yapar? Bunu herkes bilir: Bayanlar… Çok bilgili, aydın ya da titiz oldukları için değil, "güzel" olanın "iyi" olması gerektiği varsayımını bildikleri ve pazarlama taktiklerine daha fazla ihtiyaç duydukları için yaparlar bunu. Biliyorum, şimdi buna da itiraz edeceklerdir. Çünkü hep bildiklerini yaparlar ve kendilerini kanıtlama gereksinimi duymaksızın hep haklıdırlar. Onlara kalsa, sadece bayan olmak bile “daima haklı olmak” ve de “birinci sınıf” sayılmak için yeterli bir neden olarak kabul edilmelidir.
Konuya dönersek, güzel olanın aynı zamanda iyi olduğu yönündeki duygusal baskıya daha ziyade erkekler boyun eğerler. Bu erkeklerin en saçma salak işlerinden biridir ve her gün aralarından birilerinin hayatını koyu zindanlara gömmektedir. Anlamak istemedikleri şey şudur ki, güzellik bayanları daha çok aptallaştırmaktadır. Nedeni ise, lüks bir yaşam amacına ulaşmak için güzel olan bayanların bir beyine daha az gereksinim duyuyor olmasıdır. Birileri çıkıp bize medyada her gün boy gösteren güzel bayanların kaçının bulunduğu zirveye zekası, yeteneği veya sıkı çalışması ile geldiğini anlatabilir mi? Üniversiteyi bitirdikten sonra yıllarca işsiz gezen yığınlarca erkeğe karşıtlık halinde, güzel bayanlar mezuniyetten sonra neredeyse hiç beklemeden özel sektörün cazip koltuklarına oturabiliyorlar. Kimseler alınmasın lütfen; ama özel sektörün erkek patron ve müdürleri bayanların daha zeki olduğuna ya da çok başarılı olacağına inanmıyor, yalnızca günün birinde kendileri ile "yatma" ihtimallerini seviyorlar.
Haksız da sayılmazlar aslında. Kestirme ve kolay yol dururken, hiç kimse uzun ve zahmetli olan yolu seçmez. Kadın libidosu erkek kadar şiddetli olsaydı buraya kadar anlattıklarımız tersine dönecek, erkekler arasında da bir sürü aptal olacaktı; ama o zaman da küçük bir sorun çıkacaktı: Kadınların çoğu abazan ve zampara olacağı için toplumda dağılmadık çok az aile kalacak, doğal olarak namus kavramımız asla bugünkü gibi olmayacaktı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.