Alev Ayyıldız
Alev Ayyıldız

'Geleceğini Biliyordum'

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü.  İnsanin başını bir saniye siperden çıkaramayacağı gibi bir ateş   altındaydılar. Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?
'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen...
- Gitmeğe değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakın!
Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.
- Peki, dene bakalım!
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, Yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış  askere döndü:
- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim! Bu zaten ölmüş...
- Değdi Komutanım, değdi! dedi asker.
- Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yasıyordu...
Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...
Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
'Geleceğini biliyordum!'

Turgut Özakman’ın Şu Çılgın Türkler isimli kitabında yer alan bu anekdotu Yönetim ve Organizasyon hocam Abdullah Karaman’dan dinlemiştim. Hoca final cümlesinin bitiminde “Hayatta geleceğine inandığınız kaç kişi var diye sormuştu”. Oldukça geniş bir çevrem olmasına rağmen tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki annem haricinde geleceğine inandığım yalnızca bir dostum var.

Tabii insanın kendini de sorgulaması lazım. “Ben kaç kişinin ardından giderdim “diye. Zor kararlar , yürek , cesaret ve en önemlisi derin bir bağlılık gerekir.

Çanakkale Savaşında geçtiği söylenen bu durum aslında imanın, vatan sevgisinin, dostluğun, paylaşmanın nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyor.

Zor yıllar, zor mücadeleler hatta kayıpların miktarını söylemek bile zor

Toplamda Yüz bin insan öldüğü dehşet bir savaş…

Yüzbin can gitti…

 Seyid Onbaşısıyla, Kınalı Mehmetçikleriyle nice destanlar yazıldı.

Geçmiş yıllara oranla Çanakkale Zaferi biraz daha anlamlı geçiyor kuşkusuz. Belediye bünyesinde hazırlanan programlar, o günün şartlarını anlatan çarpıcı afişler yer alıyor sokaklarda. Artık ev hanımları bile aralarında toplanıp şehitler için hatim indiriyor, Kur’an- Kerim okuyor.

Yalnızca sıradan anma törenlerinin yapıldığı, uzun protokol konuşmalarıyla dinleyicilerin sıkıldığı, samimiyetten uzak ve açıkçası kimsenin pek umursamadığı törenleri geride bırakmak sevindirici.

Yeterli mi diye sorarsanız değil kuşkusuz ama gelinen nokta daha iyisinin olabileceği yönünde umutvar ediyor insanı. Bütün bunlara karşın yazık ki hala Çanakkale harbinde oluşan manevi atmosferi ve bazı yaşananları yok sayıp görmezden gelenler de var. Yabancı kaynaklara dahi geçen olaylar, Nusret Mayın Gemisinin adeta mucize gibi başarısı ya da karşı taraftan komutanların bizzat “olağandışı” olarak nitelendirip anlattıkları açıklamaları var. Kim neye isterse ona inansın ama bu denli imanın, şehitlik adına ölüme yürümenin Hak katında kabul gördüğünü bilmek mutlu ediyor insanı.

Çanakkale Zaferinde Anadolu’nu insanının adanmışlığını , imanını ve vatan sevgisini tüm milli mücadelelerde olduğu gibi görmek mümkün. Onların fedakarlıklarıyla ülkemiz kurtuldu lakin Çanakkale savaşına bu toprakları getiren sürecide irdelemek gerekmiyor mu?

İttihak ve Terakki’nin Enver ve Cemal Paşaların hatalarının bir ulusa ne denli ödettirildiği bilinmeli.

Ayrıca o yıllarda İngilizler Çanakkale’yı geçemediler ama birkaç yıl sonra Çanakkale'nin her yeri İngiliz çizmeleriyle arşınlandı. Bu gerçekte gözlerden kaçmamalı.

Olayları sonuçları kadar sebepleriyle irdelemek, mümkün mertebe tarafsız yaklaşabilmek şüphesiz ki tarihi savaşlarla dolu bu halka geleceğe yönelik önder olacaktır.

Ayrıca vatan gibi kutsal bir emanetin nasıl nesillere bırakıldığını bilmek, bu emaneti hakkıyla taşıyanlara karşı vefamızı arttıracaktır.

Duaların ve selamların en güzeli Çanakkale , Sarıkamış ve onlarca cephede gelenlere ve dostlarının geleceğine inananlara olsun

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alev Ayyıldız Arşivi