Gayesiz bir gençlik

 
Dünyaya geliş sebebini bilmeyenler giderken çok zorlanırlar. Giderken
zorlananlar ise, gittikleri yerde rahat edemezler.
Dünyaya geldikten hemen sonra başlar hayat serüvenimiz. Gelen gider giden
bir daha da gelmez. Her gelen dünya üzerinde ve gideceği yer için güzel şeyler
yapmak ister elbette.
İşte bu güzel işleri en verimli zaman diliminde yaparsak çok kâr yapmış oluruz.
Gençlik dönemi de işte bu kârlı dönemlerden bir tanesidir.
İdeallerin filizlendiği bir dönemdir. Gençler bu dönemde kendini kanıtlamak
ister. Ben de varım der. Beni de ciddiye alın sinyalleri vermeye başlar.
Ailesinde ve çevresinde yeterli duyarlılığı bulamayan genç, kendini
kanıtlayabileceği çevreler seçer.
Gençlerimizin özellikle günümüzde en çok içinde bulundukları tehlike zararlı
alışkanlıklardır. Alkol, içti, kumar vb. alışkanlıkların müptelası olan nice pırlanta
gençlerimiz vardır.
Maalesef mânevi boşlukta oradan oraya savrulan gençler, dünyaya neden
geldiklerini, hedeflerinin ne olduğunu bilmeden bihaber hayat sürerler. Bazı
aileler, “bir kereden bir şey olmaz, eğlencedir, bu zamanda olmayacakta başka
ne zaman olacak” gibi çok yanlış sözleri bırakmalı, gençlerimizin geleceklerini
zehir etmemeli. Ahlaki değerlerden fersah fersah uzak olan bir gençin, hayattan
beklentisi ne olabilir ki? Para, araba, ev, daha çok para vs.
Ya sonrası? Ben merkezli bir hayat insana ne kazandıra bilir ki? Belki bir anlık
nefisine yaşatmış olduğu tatminlik duygusu. Ya daha sonrası? Bu insana uzun
vaadeli ne verebilir ki?
Popüler kültür arasında sıkışan gençler, vicdanlarını, içinde yaşadıkları
buhranları tatmin edebilmek için farklı ve mâneviyatlarını maf eden şeylere
kendilerini veriyorlar.
“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yarattım.” (Zariyat,
51/56) âyetinden gün geçtikçe uzaklaşıyorlar.
Çocuklarımızı yetiştirirken dikkat edeceğimiz hususlardan biri de onları geleceğe
hazırlayarak yetiştirmek olmalıdır. Hz. Ali’nin “çocuklarınızı kendi yaşadığınız
zamana göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.” Sözü bize yol
göstermektedir.
Bizim zamanımızda öyle değildi böyleydi demekle de iş kolaylaşmıyor maalesef.
Hal böyleyken milyonlarca gençlik gayesiz, hedefsiz, emelsiz dolaşırken acı
duymamamız mümkün müdür?
Âhireti unutturulmuş, dünyası karartılmış, çökertilen sis, toz ve dumanla yarını
perdelenmiş bir nesli seyretmek insan gönlüne haz verebilir mi?
Gayesiz gençlik olmamalı. Çünkü insanının büyüklüğü, taşıdığı gaye ve hedefi
nisbetinde anlaşılır.
Ne olursa olsun insanın yüreğinde bir kıvılcım olmalı.
Bir genç her zaman idealist olmalı. Ne demiş bir yazar, “İdealsiz bir millet cansız
düşer”.
O halde toplumu oluşturan bireyler içerisinde de o toplumun en dinamik
yapısını oluşturan gençlerin de ideallerinin olması gerekir.
Gencler; “Ya çaresizsiniz ya da çare siz siniz, ya ümitsizsiniz ya da ümit
sizsiniz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Pınar Kibar Arşivi