Eksen Kayması

Güçlü ve söz sahibi bir ülke olmak kolay iş değildir. Dediğinizi yaptırmak, dengeleri kendi çıkarlarınıza göre değiştirebilmek, elinizde güçlü enstrümanların olmasına bağlıdır. Güçlü olmanız, milletin özgüvenini tazeler, vatandaşınız haklı bir gurur taşır, bu gurur, ona yaşama hazzı ve azmi verir. Gücünüzü, manevî değerlerle beslerseniz, ulvî bir hedefe de mebnî olursunuz.

 

Son günlerin sıcak tartışması; Türkiye’de bir eksen kayması var mı yok mu? Eksen kaymasından kasıt nedir, okuyucularımız bilirler sanırım. Buna göre, Türkiye, yönünü Batı’dan çevirerek Doğu’ya dönmektedir. Yani, Avrupa’dan uzaklaşmakta, politikalarını diğer kıta ülkeleri ile geliştirmektedir. Yani, Avrupa’dan kopmaktadır. Özellikle, İran’ın nükleer programı üzerine BM nezdinde yapılan İran’a yaptırım oylamasında Türkiye’nin verdiği “hayır” oyu ile başlayan bir tartışmadır eksen kayması. Öncesi yok mu? Olmaz mı, var elbet.
 
Türkiye, yıllardır Doğu ve Batı arasında kalmış bir muhacir gibidir. Neyin muhaciri olduğu, sübjektif bir bakış açısıyla belirlenebilir. Ancak, medeniyet muhaciri olduğumuz, bence, su götürmez bir gerçek. Bir zamanlar, Batı ve Batılı ülkeler, kendilerini, Osmanlı algısına göre tanımlıyorlar ve yine Osmanlı şahsında “Türk” olgusuna göre politikalarını belirliyorlardı. Uzun yıllar, “yok” hükmünde saydığımız Batı, bize galebe çalmaya başlayınca, Batı’yı muhatap almak zorunda kaldık. Ancak, onlar çoktan reformlarını gerçekleştirmişlerdi. Mağlubiyet kapıyı çaldı.

 

Tanzimat’la başlayan batılılaşma süreci, bizi medeniyet muhaciri haline getirdi. Ne Doğu’nun köklerinden kopabildik ne Batı’yı içselleştirebildik. Uyuyan bir dev barındırıyoruz içimizde lakin bu devin nereli olduğuna karar verebilmiş değiliz.

 

“Batı neresidir?” sorusu da, eksen kayması tartışmalarının içinde bulunması gereken bir noktadır. Ankara’nın doğusunda, Diyarbakır vardır, Rusya vardır, İran, Irak vardır. Daha doğusu Çin’dir, Çin’in doğusuna gittikçe karşımıza Amerika çıkacaktır. Ne Doğu’dan kopabiliriz ne Batı’lı olabiliriz. Ne Batı’ya göre Doğu politikası, ne Doğu’ya göre Batı politikası geliştirebilirsiniz.

 

Bugün, eksen kayması yaşadığımızı ileri sürenlerin haklı dayanakları var muhakkak. Ancak, sağlam ve ilkeli temellerden uzak olarak yaptıkları değerlendirmeler yerine oturmuyor ve iddialar havada kalıyor. İngiltere, Hollanda, Fransa gibi ülkeler yüzyıllardır, Doğu ve Doğu’nun hazineleri, zenginlikleri üzerine çöreklenmişler, sömürüyü resmî politika haline getirmişler, her türlü ticareti ilkesizce devam ettirmişler. Onlar, tüm politikalarını Doğu üzerine kurmuşlar. Onlarda eksen kayması olmuyor da Türkiye, yine Batı’nın kendi evinde kendi kuralları ile “hayır” deyince eksen kayıp gidiyor.

 

Tartışmanın bir diğer yönü ise, Türkiye’nin yıllardır izlediği genel siyaset ve alışageldik tavrının ne olduğunun unutulmuş olmasıdır. Özellikle, cumhuriyet kadroları da dâhil, Osmanlı’nın son zamanlarında başlayan Batılılaşma hareketlerinin politikaya verdiği yönü iyi okumak gerekiyor. Türkiye Doğu ile ilişkilerinde bile Batı’nın refleksleriyle hareket etmeye özen göstermiştir.

 

Bu haliyle eksen kayması tartışması günlük politikanın bir ürünü olmaktan ileriye gitmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi