Avrupa Batının Neresinde?

Şu günlerde kimi Avrupa ülkelerinin içinde bulunduğu ekonomik kriz nasıl aşılır tartışması devam edip gidiyor. İflasın eşiğinde (ki bence iflas etmiştir) ülkelerin başında Yunanistan geliyor. Yunanistan Euro bölgesinde bir ülke. Yani Avrupa ülkesi, Batının şımarık çocuklarından biri…

Yunanistan’ı içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için Avrupa Birliği ülkenin borçlarını yeniden yapılandırmaya giderek yüzde elli oranında borç azaltılmış oldu. Euro Bölgesi, Yunanistan'a yardım paketi ve Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun artırılması için anlaşmaya vardı. Anlaşmayla, Yunanistan'ın borcu 100 milyar Euro azalacak. Yazılanlara bakılırsa yeterli olup olmayacağı meçhul. Yunanlı Başbakan Alman Başbakanın önünde suçlu ve mahcup bir eda ile dururken aslında Batı’nın kurduğu ilişkilerin ne kadar materyalist olduğunu ispat etmiş oluyordu.

Avrupa, Yunanistan’ın borcunu boşa silmedi. Tarihsel bir derinlik ve ileriye dönük kaygılar var. Bunlar mantıksal olarak anormal bir durum değil elbet. Lakin Batı, öncelikle, kurduğu birliğin zayıf görünmesini istemez. Yunan halkı değildir düşündüğü, iflas etmiş bir ülkenin getireceği yük hesaplanmıştır.  Kaldı ki, koca bir ülkeyi bu borç batağına sürükleyen de Batı’nın kendi sisteminden başkası değildir. Yunan halkının da pek masum olduğu söylenemez. Hani denilen doğruysa pek hasbi tembellermiş. Bu konuda duyduğumu söylediğimi itiraf edeyim hemen.

Avrupa, Batılı olmayı Batıcılığın sihrine kapılarak tercih etmiştir. Bu tercihte esas dayanak Doğu ve Doğunun temsil ettiği yapıdır. Birlik olmayı, Doğunun karşına daha güçlü çıkmak için bir kaçamak olarak gören Avrupa, içine aldığı bir ülkeyi elbette tek başına bırakmazdı. Hem ayrıca sistem, yapacağı başka düzenlemelerle başka ülkelerden yaptığı zararı karşılamayı çoktan planmış durumda. Birliğin başında bulunan dayı devletler, yeğenlerini bu şekilde korurken diğer yandan yeğenlerinin zenginliklerini ve hatta yaşamlarını ipotek altına almaya devam ediyorlar. Aynı Avrupa, coğrafyasının dışında olanı ise hem borçlandırıyor, hem sömürüyor.

Batı kavramı, aslında sıradan bir coğrafi kavram olup dört ana yönden birini gösterirken, bugün şaşalı bir iktidar sağlamış görünmektedir. İktidara giden yolda, kendi evlatlarını da kurban etmeyi göze alan Batı, bugün coğrafi bir kavram olmaktan çıkmış, Avrupa’da fiziki cismini bulmuş, karakterini Roma’dan başlayarak kavga ve savaşlarla oluşturmuş bir sistem haline gelmiştir. Bu haliyle, Avrupa Batının orta yerinde olması gerekir. Ancak Batı, öyle ketumdur ki, ne Avrupa ne Amerika Batının merkezine oturamamıştır. Yunanistan’ı borç batağına sokan da borcunu silip timsah gözyaşları döken de Batının kendisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi