Terör, Suriye, Muhalefet ve Derin Millet- 1

Evet, konular malum,  bir tarafta Suriye’nin cahilce ve hunharca düşürdüğü uçağımız ve kaybolan iki pilotumuz, diğer tarafta siyaset yapmak adına ülkeye ihanet eden enteresan bir muhalefet anlayışı (ki bu sadece CHP ile sınırlı değil. Mecliste grubu bulunmayan bazı siyasi partiler ve siyasi odaklarda da bu ucuz ihaneti görebiliyorsunuz) ve gündemden hainlik semiren terör örgütü KCK – PKK ve siyasi uzantıları BDP ve bu arada kaldırılan Özel Yetkili Mahkemeler meselesi…

Önce Suriye konusunu yorumlayalım burada ülkemizdeki muhalefetin hala birkaç argümanla hükümete saldırdığını görüyoruz. Bir kanat tamamen laf olsun diye konuşuyor ve Suriye’de ne işimiz var, neden Suriye’nin iç işlerine karışıyoruz diye saçma sapan açıklamalar yapıyor.

Diğer bir muhalif açıklamada ise Esed nerede ise övülüyor ve Esed yaklaşımı açıklamalar, hükümeti yıpratma maksatlı ifade ediliyor.

Diğer bir muhalif kanada göre ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan büyük güçlerin (bunlar kimse) peşine takıldı ve ülkeyi savaşa götürüyor.

Yani gerçekten bizim ülkemizi çok kolay anlamak mümkün değildir, birisi de “yahu anlamaya ne var, burası kurtlar sofrası asıl olan iktidarı yıpratmak ve onun yerine geçmek bunun için bu ülkedeki siyasi partilerde her şey mubah görülür. Çünkü ülkenin çıkarları küçük hesapların önüne ne yazık ki bazıları için geçemiyor” diye bilir ve doğru demiş olur.

Üzücü ama doğru olan bu…

Şimdi şunu ifade edelim, Türkiye Suriye’ye karışır, bu kesin, karışması da gerekir, Suriye Türkiye’nin güvenliğidir, İstanbul’un güvenliği Şam’dan geçer, anlamak bu konuyu zor değil.
 İkincisi Esed bir diktatördür ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bağımsız seçimlerle seçilmiş bir Başbakandır ve milleti ile barışıktır, milletinin oyları ile gelmiştir.
 Esed’in atalarını Fransızlar ve İngilizler Osmanlıya ihanet ettiği için ödüllendirmek için Suriye halkını hizaya getirmek üzere koymuştur, tabi sonraki yıllar ve özellikle 2. Dünya savaşı sonrası konjonktür Suriye’yi Rusya’ya yaklaştırmıştır. Bu sırada Esed’in ataları binlerce Müslüman’ı katletmiştir. İsrail’e gücü yetmeyen Nasrani Esed diktatörlüğünün Suriye halkına gücü yetmiş ve binlerce Suriyeli Müslüman’ı katletmiştir.
 
 Bunları bilen bir insan Recep Tayyip Erdoğan ile Esed arasında bir kıyas yapar mı? Yaparsa niye yapar?
 Üçüncüsü ise büyük güçler meselesidir. Büyük güçler Rusya, ABD, AB, Çin midir yani? Bunun dışında kim büyük güç ve bu büyük gücün hangisi Müslüman katliamını önemser. Hangisi Suriye’deki mevcut statükonun bozulmasını ister? Evet, hiç birisi istemez. İstemiyorlar zaten ve Türkiye’nin bütün çabasına rağmen hiç birisinden ses çıkmıyor ve Esed kafasına göre katliam yapıyor.
 
 Yani Türkiye Suriye halkının yanında yer alıyor diye büyük güçlerle falan hareket etmiş olmuyor, bilakis Türkiye o büyük güçlere Suriye halkının acısını anlatıyor ama çıkar meselesi olduğu için akan kanla kimse ilgilenmiyor.
 Suriye’nin diktatörü Müslüman, bizim seçilmiş başbakan Müslüman değil, birilerinin oyuncağı öyle mi… Bu saçmalığa inana yazıklar olsun demekten başka ne diyebiliriz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan millet tarafından seçilmiş bir liderdir. Bu ülkenin başbakanıdır ve zaten Suriye’de bunun için karışmıştır, yani Türkiye’nin güçlü bir şekilde gelmesinden dolayı karışmıştır. Türkiye’nin bir ateşin içine çekilmek istendiğini göremiyor musunuz?
Müslüman öldüren Recep Tayyip Erdoğan değil ki, Esed, neden sadece basit siyaset için Esed’e değil de Recep Tayyip Erdoğan’a düşmanlık derecesinde atıflar yapıyorsunuz?
 Eğer bir siyasi partiye mensupsanız onun ali menfaatleri dinden, imandan, Allah Rızasından, ülkenin geleceğinden, dürüstlükten, ahlaktan ama her şeyden önce gelmeye başlayıveriyor.
 
 Esed ile Recep Tayyip Erdoğan bir olabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının büyük bölümü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyor, ona inanıyor, Ak Parti tabanı olan bir partidir, bu parti gökten zembille falan inmedi, bizim halkımız bu partiyi iktidara getirdi ve o da devletimizi yönetiyor.
 Önce CHP ve diğer muhalefet zannediyorum milletimize saygı duymayı öğrenmeli… Milletle barışmayacaksın, milleti anlamayacaksın, milletle bağını koparacaksın, kendi doğrularını milletin doğruları diye milletle kavga edeceksin sonra halk seni seçmeyince de halkın seçtiği partiyi ABD (Türkiye’nin gerçek düşmanı ABD değil Rusya’dır, ama sen kandırılacaksın ve kendini doğru herkesi yanlış bileceksin) uşaklığı ile suçlayacaksın, ülke düşmanlarına bile sadece o parti oy kaybetsin, itibar kaybetsin diye prim vereceksin.
Bu Müslümanlığa da, CHP’ye de, mertliğe de yakışmaz. Bu aşamada doğrusu ben MHP’yi kutluyorum, düşmanlarımız konusunda devlet meselesidir ve biz gereken desteği veririz savıyla hareket etti. Bu önemlidir.
 Terör konusuna da bir başka yazıda değinelim, çünkü biz Terör örgütü PKK, KCK ve bunların siyasi uzantıları BDP konusunda İstanbul medya baronlarından farklı düşünüyoruz.
 
 Netice itibariyle biz Suriye konusunda Türkiye’nin bütün açıklamalarına net bir şekilde inanıyoruz, hükümetimize inanıyoruz, TSK’mize inanıyoruz, ülkemize inanıyor ve güveniyoruz. Ve Rabbimizden ülkemize, milletimize yardım etmesini diliyoruz…

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi