Tahir Hocamız Maşukuna Kavuştu

 

Pazar gününü hiç bu kadar kasvetli yaşamamıştım. 2011 yılı aramızdan çok önemli değerleri alıyor. Daha Fatih Camiinin avlusundan Erbakan Hocamızı ahiret yolculuğuna uğurlayalı bir hafta bile olmadı, fakat bu hafta Kapu Camiinin avlusunda Tahir Hocamız için cenaze namazına niyet alıyoruz…

Hüzün, hüzün, hüzün…

Vah dünya vah ne kadar boşmuşsun, ne kadar yalanmışsın, Koskocaman Tahir Hocamızı da alacakmış kara toprak…

İnsan nelere şahit oluyormuş, ne kadar dev çınarların yıkışışına mahzun mahzun bakıyormuş… Evet, O’ndan geldik ona gideceğiz, biliyoruz ama insan dünyada yaşarken güçsüz oluyor, naçar oluyor, çaresiz oluyor kabullenmesi de yaşaması da zor geliyor…

Dünya ne kadar yalanmış, vah dünya vah… Vah bize vah…

Cenaze namazı öncesi kılınan öğle namazına cemaat toplanırken Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Kapu Camiinin kürsüsünden konuşuyor; “Bugün üzülecek bir şey yok. Bir aşk erinin Mevla’sına kavuştuğu gün. Bir aşk eri Mevla’sına kavuştu. Hocamız sadece bir vaiz değil kitlelerin muallimiydi. Kapu Camiinin kürsüsü sadece burada kalmadı evlere, hanelere, şehirlere taşındı, Hakkın sesi her yere taşındı. Öyle bir hayat yaşa ki, sen gülerek öl etrafındakilerde hüzünden ağlasın. Hocamız için durum bu” diyor.

Bakıyorum cemaatin gözü yaşlı, herkes de derin bir hüzün… Biz böyle bir vaizi, âlimi nasıl bulacağız?

Kaybetmek kolay ama kazanmak, yetiştirmek, yetişmek zor ve zormuş bunu anlıyoruz. Evet, Konya Tahir Hocamızın yerini nasıl dolduracağız, nasıl o kadar büyük değerler yetiştireceğiz. Ey Kapu Camiinin Cemaati artık Tahir Hocamız yok, Artık kürsüler öksüz…

Ben Konya’da böyle bir cenaze merasimine daha katılmadım, görmedim, böyle kalabalık, bu kadar izdiham, bu kadar sevgi, bu kadar sahiplenme…

Peki, bu muhabbetin kaynağı ne? Yahyalılı Hacı Hasan Efendimizin oğlu Yahyalılı Cemaatinin Lideri Ramazan Ali Dinç Efendimize soruyorlar, “Hacı Hasan Efendimize niçin Mahmut Sami Ramazanoğlu Efendimiz bu kadar alaka, sevgi gösterirlerdi”? Yanıtı gerçekten çok muhteşem, “sevginin merkezinde Allah’a iman var, sünnetlere bağlılık var, muhabbetin bu kadar güçlü olmasının nedeni Hacı Hasana Efendimizin Rabbimizden çok korkması ve Rabbimizi sevmesidir. Sünnete nerede ise müthiş bağlılığı, ibadetlere karşı bağlılığıdır” diyor.

İşte bu sevginin temelinde Allah sevgisi var, Rabbimizi çok güçlü bir şekilde sevebilme var, Tahir Hocam Rabbimizi çok seviyordu, Peygamber Efendimize muhteşem denebilecek düzeyde muhabbet duyuyordu ve tam bir takva insanıydı. İşte Konya’nın ve hatta bütün Türkiye’nin, bütün dünyanın sevgisine mazhar olan Tahir Hocamızın sırrı budur ve bizim asıl meselemizde budur? Biz bu kadar takva sahibi, bu kadar imanlı, bu kadar ilim sahibi insanları yetiştirebilmeyi sürdürebilecek miyiz? Bir Tahir Hoca daha yetiştirebilecek miyiz?

Bir âlimin ölümü bir âlemin ölümüdür ifadesini yaşıyoruz bu günlerde.  Ahir zamanda yol göstericilerimizdendi Tahir Hocam biz mahzunuz ve inanınız kendimi öksüz hissediyorum…

Konuşmalarının her biri ayrı bir kitaptır sanki Peygamber Efendimizden Bahsederken duyduğu muhabbet bütün cemaate sirayet ederdi. Dünya Müslümanlarının dertleri ile dertleniyor ve bütün dünyanın her yerinde ezilen Müslümanlara gözyaşı döküyordu. Kendisini hiçbir zaman camii ile sınırlandırmadı, O bir mücahit idi, siyaset içinde de hizmet edebileceğini biliyordu ve hiçbir zaman “etliye sütlüye karışmayayım” diye düşünmedi. Konuşmalarında net ifadelerle yanlışları eleştirir, sistemin bozukluklarını net bir şekilde ifade eder ve Müslümanların daha rahat olması için çalışır ve konuşurdu. Konuşurken cihat yapar ve hiç kimseden de korkmazdı.

Bizler onu anlatamayız, anlatmaya gücümüz yetmez, bizim yapmak istediğimiz safımızı belirtmek, “Tahir Hocamızı sevenlerdendik” demekten başka bir şey değil.

Tahir Hocamıza Allah’tan, Yaratanımızdan, Sahibimizden rahmet diliyoruz, Fatihalar, Yasinler gönderiyor ve bize de O Zor Günde şifada bulunması için dua ediyoruz. Yazımı Diyanet İşleri Başkanı Prof Dr Mehmet Görmezin Tahir Hocam için yapmış olduğu konuşmadan bir bölümle bitirmek istiyorum: “Hepimizin üzerimizde yoğunlaşacağız konu, bu büyük hocalarımızın yerini nasıl dolduracağımızdır. Türkiye’nin bütün yazarları mütefekkirleri diyanet mensupları olarak bizim düşüneceğimiz konu bu. Tahir hocanın yerini nasıl dolduracağız. Çünkü biz kürsümüzün sultanını kaybettik. Çocuklarımızı yetiştirirken, yeryüzünün ışık saçan kandillerini yetiştirirken neler yapacağız. Çünkü Kandiller azalıyor.”

Evet, işte bütün mesele bu Tahir Hocamızın yerine koyacağımız manevi büyüğümüz yok ve nasıl yetişecek bundan sonra ve ahir zamanda ümmete yol göstericiler azalırsa ve gidenlerin yerine yenilerini koyamazsak bizim halimiz ne olacak?

Allah hakkımızda hayırlısını versin ve İslam Âlemini âlimsiz, öndersiz, yol göstericisiz koymasın…

Tahir Hocamızla Rabbimiz cennette bizleri buluştursun İnşa Allah…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi