Ne kestiniz ya?

Bu Suriye karmaşası ve terör olaylarının arasında, Mübarek Kurban Bayramını bereket ve mutluluk içerisinde idrak ettik. Düşünüyoruz ve yılda bir defa sadece Kurban Bayramında evine et giren insanlar var. Her zaman halimize şükretmeliyiz. Kurbanı gerektiği gibi dağıtmalı ve ihtiyaç sahiplerini sevindirmeliyiz. Bayramdaki gezmelerde en çok şu muhabbetleri duydum, güldüm açıkçası ayrıca da yakıştıramadım. Mesela şu şekilde başlıyor,

A:  Ne kestiniz bizim oğlan?
B:  Valla dana kestik yiğidim. Yidi kişi girdik. Gocamandı.
A:  Gaç kilo et çıktı ya?
B:  Kişi Başı 30’ar kilo saf et çıktı valla. Kemiksiz.
A:  Maşşallah iyi çıkmış. Mal yağlı mıydı ya?
B:  Biraz yağlıydı amma sucuk filanda virdik kasaba yaptırıyoz.
A:  İyi bağlım Allah gabul itsin.

İşte bu muhabbetler bayrama damgasını vurdu. Kimin ne kestiği, ne kadar et çıktığı, malın yağlı olup olmadığını öğrenince eline ne geçecekse sordukça soruyor. Cevap aldıkça da keyifleniyor. Kurban bayramında özellikle et bölüşme konusunda içinizde en ufak şüphe olursa kestiğiniz kurbanın ve akıttığınız kanın hiçbir hükmü kalmaz. 

 
SURİYELİ MÜLTECİLERE DİKKAT
Türkiye olarak, Türk insanı olarak çok cömert ve merhametli olduğumuzu her platformda gösteririz ama bazen bu kendimize zarar verecek boyutlarda olabilir. Suriye’den kaçarak ülkemize sığınanların sayısı 100bini geçti, artık bu durum içinden çıkılmaz bir hale doğru gidiyor. Geçtiğimiz günlerde orada görev icabı bulunan bir arkadaşla sohbet ettik. O kadar ilginç şeyler söyledi ki şaşkınlıkla dinledim. Mesela gelen sığınmacılar aralarında sık sık kavga ediyorlarmış. Kaldıkları yerlere bile zarar verecek büyüklükte olaylarla karşı karşıya kalmışlar. Orada görev yapan Türk polisine saldıracak kadar küçülmüşler. Kaldıkları bölgeyi artık sahiplenmeye de başlamışlar. Vicdan sahibiyiz, merhametliyiz, kucak açtık ama bunun sonu nereye gidiyor diye kendimize sormalıyız. Hiç yoktan yere, tahriklerle savaşın içine çekmek için bazı güçler çok çaba harcandı. Türk insanı merhametlidir, vicdan sahibidir ama salak değildir. Bu girişimlerin nereye gideceğini hepimiz anladık. Bu süreci Sayın Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu güzel bir şekilde yönetti. O kadar kritik noktalar vardı ki, Ahmet hocamız ülkemizin geleceğini çok güzel bir şekilde idare etti. Konuşmaları ve duruşuyla bütün partiler dahil herkese gerçek siyasetçiliği ve ileri görüşlülüğü benimsetti. Bu aşamada kendisine çamur atan, muhalefetliği hakaret boyutuna taşıyan acemi siyasetçilere bile o kadar tevazu ile yaklaştı ki, büyüklüğünü ve erdemliğini bir kez daha göz önüne serdi. Sayın Bakanımızdan tek isteğimiz, gelen Suriyeli mülteciler konusunda, ileride sıkıntı çıkmayacak şekilde gerekli tedbirlerin alınmasıdır.

 

CUMHURİYET KUTLAMALARI PROVAKASYONA DÖNÜŞTÜ
Bir ülkenin en güzel bayramlarından birisi olan Cumhuriyet Bayramını bu şekilde kutlayacağı hiç aklıma gelmezdi. Bayram resmen savaşa dönüştü. Gereksiz iddialaşmalar ve çıkan olaylar sonucunda Türk Polisi ile vatandaşını karşı karşıya getirdiler. Bayram bazı gruplar tarafından provokasyon aracı olarak kullanıldı. Ben Konya’da ki kutlamalarda da gördüklerimi yazmak istiyorum. Kutlamalara katılım açıkçası düşüktü. Sadece protokol, öğrenciler ve basın mensupları vardı. Halktan izleyenler arasında yabancı uyruklu kişilerde dikkat çekti. Konya CHP örgütü ise kendi kendine yürüyüş ve kutlama düzenledi. Bence birlik ve beraberlik içinde kutlanması gereken bir bayramdı ama dediğim gibi yine insanların kafası çelindi ve yine provoke edildi. İleride bu tür şeylerin yaşanmaması ve güzel bayramlara erişmemiz dileğiyle, Hoşcakalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Gediz Arşivi