Mücadelemiz Adamlara Makam İçin miydi?

Benim geçliğim Mili Gençlik Vakfında geçti, yani bir doğruya inanarak ve o doğru için mücadele ederek... Bu doğruya göre Müslümanlığı dünya düzeni olarak gören insanlar bir yere gelmediydi, Türkiye’yi yönetmeli, Konya’yı yönetmeli, dünyayı yönetmeliydi.  

Hayalimiz yeni bir dünya düzeni üzerine kuruluydu. Bu çerçeve Allah Rızası için çok çalıştık bizler. Yok, ben onların zayi olacağını düşünmüyorum, onun için de üzülmüyorum. Rabbimiz büyüktür ve eminim ki samimiyet hiçbir zaman karşılıksız kalmaz. Neticede biz âcizane Rabbimize karşı kulluk vazifemizi yapıyor, yapmaya çalışıyorduk.

Neyse bunları niye yazdım, onu izah edeyim. Geçen hafta içinde, geçtiğimiz günlerde YÖK yönetim kurulu üyesi olan, yani bizim Konya medyasının, (hatta benim) popüler yaptığımız ve bir yerlere gelmesine ön ayak olduğumuz, bu insanla bir görüşmek istedim.

Biz bu adamı, Müslümanlığı öncelemiştir, beş vakit namazını kılar, vatana millete sadakatle hizmet eder diye düşünüyorduk. Onun içinde programlara çıkardık, açıklamalarını “önemli” diye verdik, Konya’da, Türkiye’de tanınmasını sağlamış olduk.  Ve bu insan gün geldi YÖK yönetim kurulu üyesi oldu. Ve biz hala gazeteciyiz,  o beyefendiye YÖK’ten ulaşmaya ve bir gazeteci olarak televizyonda konuk edip edemeyeceğimi öğrenmeye çalışıyoruz.

Evet, muhatap olup telefona bile bakmıyor, Konya’da iken kullandığı numaralarını kapatmış, bilerek olay nereye varır diye ısrar ettim, bulduğum telefondan aradım. Sekreter çıkıyor, size, Ankara’da bu adam bir işiniz düşmüş ve o adamı da sizden, sizin sorunlarınızdan korumak istermiş tavrıyla size yaklaşıyor.

Tam anlamıyla konuşmasında sizi aşağılıyor. Biz size döneriz diyor, telefonunuzu bile almıyor. Hay Allah müstahakını versin, bana nasıl ulaşacaksın, nereden ulaşacaksın.

Neyse efendim ulaşamıyorsunuz beyefendiye.  

Başka bir olay aklıma geliyor bu adamın, Konya Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olduğunda medyanın peşinden koştuğunu hatırlıyorsunuz, ne kadar değerliydik Konyalı gazeteciler olarak bizler o zaman bu adamın gözünde.

Neyse efendim bizim değerli profesörümüze ulaşamıyoruz, daha doğrusu muhatap dahi alınmıyoruz. Adam büyük adam…

Bu davranışlar içinde olan diğer kişilerde var tabi, bunlarla ilgili benim gibi Konya’nın rahatsızlığı da ortada. Bunları yazalım, okunsun, konuşulsun.

Evet, Konyalılar biz çok mu safız, bu adamlar iktidar olsun, koltuk kapsın, koltuklarında ahkâm kessin, kendini bütün insanlığın efendisi sansın diye mi yıllarca mücadele ettik?

Anadolu’da yetişmiş bu insanlar topluma hizmet etsin derken gitsin Ankara’da, YÖK’te kendisini toplumun üzerinde görmeye başlasın, geldiği yerlerle irtibatını kessin, hatta ailesi ile bile irtibatını kessin, çevresinde ona hizmet eden ve devletten maaş alarak nerede ise hizmetkârlık yapan bayanlar olsun, bizden bu adamı, bu (değeri artık her halükarda tartışılan) profesörü korusun, bizi çevresine yaklaştırmasın diye mi popüler yaptık?

Alalım başımızı iki elimizin arasına, nerede hata yapıyoruz, bir daha düşünelim isterseniz. Bir daha adam yetiştirmenin inceliklerini, bizden olanların samimiyetlerini düşünelim.

Yoksa kendine Müslüman diyen ama hırsı ile gururuyla, kibriyle hatta Konya’daki deyişimizle gubuzluğu ile dünyanın, kendini hâkimi zanneden insanlara daha çok pirim veririz, onların çanağına daha çok su taşırız.

Bunlar İslamcı jakobenlerdir… Çevrelerine saygıları olmayan, çevrelerindeki insanları beğenmeyen ve gerçekte nefislerinin esiri kişiliklerdir. Bunlara nasıl olacakta Konyalılar olarak hadlerini bildireceğiz. Nasıl olacakta bu insanlara büyük olanın Allah olduğunu ve bu makamların geçici olduğunu, asıl olanın insanlık olduğunu öğreteceğiz.

Ya da yıllarca mücadele bu kibirli kişiliklere hizmet olsun, bunlar makam mevki sahibi olsun, hatta bu adamlar bizi aşağılasın diye yapılmış olacak.

Bunu kabul edebilen varsa sözüm yok… Ama bilesiniz ben yıllarca bu insanların hırsına hizmet etmiş olma korkusunu içimde taşıyarak inanınız kahroluyorum ve bunu kabul edemiyorum…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi