
Milyonerler ÜlkesiymişizPara İşleri Kafamızı Karıştırdı
Önce Dünya Piyasalarından bir giriş yapalım, milyonerliğimize daha sonra değinelim. ABD’de istihdam kaybına ilişkin habere bakıyoruz ki gerileme var. Sevindirici bir durum. Ülkedeki işsizlik oranı %9.4’e geriledi. Tarım dışı işsizlikte ciddi bir azalma söz konusu. Bakınız bu veri bile bir çoğumuzu umutlandırdı. Zira krizin çıkış noktasında acaba DİP mi görüldü de, veriler normalleşmeye başlıyor? Ancak daha yapacak çok işimiz var diyen Beyaz Saray yetkilileri, uçurum kenarından dönmenin sevincinde. Malumunuz üzere %10’ud aşacak bir işsizlik oranı bekleniyordu. Daha çok yapacak işi olan ABD için rakamlar ve oranlar olumlu seyrediyor. Kendilerini kurtarmaya kurtardılar ama gelin görün ki krizde paçasından sen de benimle geliyorsun tarzında aşağıya çektiği Avrupa Ülkeleri’nde nedense durum hala vahim. Avrupa Merkez Bankası Başkanı, gelecek yıla kadar büyüme yok diyor. Daralma az da olsa devam edecek görüşü hâkim. Türkiye’de de işler Avrupa’dan pek farksız değil. Hatta birebir görüşmelerde işçisi, memuru, esnafı ve sanayicisi bu kadar iyimser bile değiliz.
Türkiye’de işsizlik oranına bakıyoruz. %15,4. İşsizliğin geriye doğru gittiği yönde şu ana kadar olumlu bir şeyle karşılaşmıyoruz. Ekonomide bir canlanma var. Ancak bu aldatıcı bir durum. Zira ekonomi o kadar dibe vurdu ki o dipten her çıkış hareketi bize çok olumlu geliyor. Esasen bir önceki duruma kıyasla iç acıcı değil. Şimdi pek çoğunuz bu girişten sonra hükümete yükleneceğimi düşünebilir. Ancak, öyle olmayacak. Özel sektörle ilgili biri olarak hem hükümet elini çeksin, ekonomiyi ticareti bizi bize bıraksın diyeceksiniz, hem de her felaketi hükümete mal edeceksiniz. Bu tutum yanlıştır. Elbette hükümete de düşen büyük görevler var. Peki biz görevimizi ne kadar yerine getirdik?
Burada herkesi genellemeden sadece özel bir gruba hitap edeceğiz. O da geçen gün haberlerde yer alan 19 bin milyonerimiz olacak. Türkiye'de tasarruf mevduatı bir milyon lira ve üzerinde olanların sayısı 19 binin üzerinde. Bu kişilerin bankadaki toplam mevduatı 88 milyar 421 milyon liraya ulaşıyor. Öte yandan Tüketici kredileri toplamı ise 31 Temmuz 2009 itibariyle 34 milyar 425 milyon lira.
7 ayın sonuna gelindiğinde geçen seneye oranla kurulan şirket sayısı %22 gerilemiş, tasfiyeye giren şirket sayısı ise %15 artmıştır. 2009 yılı 5. ay itibariyle KOBİ’lerin takipteki kredileri geçen yılın aynı dönemine göre % 52 artmıştır. Takipteki kredi oranında yerli özel bankaların payı % 80 artmıştır. Bir başka bilgi de açlık sınırından. Temmuz ayı için 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 845 TL olarak belirlenmiş. Yoksulluk sınırı 2.357 TL’dir.
Şimdi elbette milletin parasında servetinde gözümüz yok. Ancak kimine göre yetersiz, yüz binlerce milyoner olsun görüşünü destekliyoruz. Bir Müslüman olarak kat kat yanındayım bu görüşün. Zira sevabı zekâtı ona göre olacaktır bu servetlerin. Ancak takıldığım nokta, bir taraftan krediye hücum var, öte taraftan KOBİ’ler, aldığı kredinin geri dönüşünü yapamıyor, bankacılık sistemi almış başını gidiyor. Krizden en sağlam bankalar çıktı, zira millete hiç pas vermeden yoluna bakıyorlar. Şimdi 88 milyar dolar mevduat az gelebilir size, ama bu sadece milyonerlerin mevduat toplamıdır. 750 milyar dolar milli geliri olan ülkede bu rakam milli gelirin %12’si demek. Yani? Sadece 19 bin adam,ülkenin % 10’una mevduat olarak sahip. Piyasa sıcak paradan, nakit döngüsüzlüğünden şikâyetçi iken, küçük esnafı daha da yok olmaya mahkûm edilmişken, zengini-fakiri, milyoneri-liralısı şu paraları bir şekilde harcasalar diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.