Biliyorsunuz zaman zaman ulusal gündemle ilgili görüşlerimizi de yazılarımda aktarıyorum. Son zamanlarda gündemi en fazla meşgul eden konu Cumhurbaşkanı ve Başbakanın sahiplendiği Kürt açılımı mevzuudur.
Önemli bir konu, zira ülkemizin üniter yapısını da etkileyebilecek sakıncalar barındırıyor ve konu üzerinde aslıdan bütün toplumun konuşması gerekiyor.
Açıkça ifade edeyim ben hükümetin bu açılımına karşı değilim ve hatta destekliyorum. Başbakanında konuşmasını baştan sonuna kadar dinledim ve etkilendim ama yine de benim bazı konuyla ilgili çekincelerim var. Öncelikle net ifade edeyim, ben Başbakan’a güveniyorum ve samimi buluyorum, aynı şekilde Cumhurbaşkanımıza da güveniyor ve Cumhurbaşkanımızı da samimi buluyorum ama ben PKK’lılara güvenmiyorum, Emine Ayna’ya güvenmiyorum.
Bakın başbakanımız kardeşlikten bahsediyor, bizi biz yapan değerlerden bahsediyor peki Emine Ayna ne diyor, “eğer Abdullah Öcalan muhatap alınmazsa bırakın barışı, barışın adından bile söz etmek imkansız hale gelir.”
Bu nedir Allah’ınızın aşkına, bu insanların Türkiye Cumhuriyeti ile yollarının kesişeceğini düşünebiliyor musunuz?
Bakın bize bu ülkede hiçbir zaman Kürt düşmanlığı öğretilmedi, ben Konyalıyım ve Konya Türkiye’nin kültürel merkezlerinden bir tanesidir. Devlet bize hiçbir zaman ırkçı bir tavır öğretmedi, hiçbir zaman bizi ırkçı, Türkçü yapmadı. Yapsaydı bu kadar Kürt Konya’ya gelebilir miydi? Bizler için her zaman Türk ile Kürt aynı anlama gelirdi. Biz bizi oluşturan değerlerin birbirlerinden farklı olduğunu hiç düşünmedik.
Ne zaman Kürt kavramı bu ülkede sorunlarla anılmaya başlandı? Şehitlerimiz gelmeye başlayınca. Biz sonra anladık ki ölü sevici bir topluluk var aramızda, kendi kendini yıllarca kan davası, töre diyerek öldürüyorlarmış, sonra adamlar dağa çıktılar ve asker şehit etmeye başladılar, niye? Bir hiç uğruna… Peki, bize şimdi ne deniyor, askeri şehit edenle şehit aynı şekilde algılansın, dağa çıkanlar siyaset yapsın, terörist başı muhatap alınsın. Bunu Türkiye Cumhuriyeti kabul edemez etmemelidir. Olamaz böyle bir şey, bu DTP’nin samimi olduğunu ben şahsen hiç zannetmiyorum.
Peki, ne yapılsın? Bence Başbakan ve Cumhurbaşkanı doğru yollarında yürüsünler ama PKK muhatap alınmasın, DTP bu gelişmelerde saf dışı bırakılsın. Biz Güney Doğu’da ya da Doğu Anadolu’da bize benzeyen, bizim gibi olan Kürt-Türk bütün vatandaşlarımıza sahip çıkmalıyız. Demokratik ve ekonomik açılımlarla insanların devletine güvenmesi ve devletini yanında hissetmesi sağlansın. İnsanımıza iş, aş verilsin. Ama PKK muhatap kabul edilmesin. Bakın PKK muhatap kabul edilirse binlerce şehidimizin kemikleri sızlar. Yıllarca Türkiye sınırlarını koruyan kahramanlarımız incitilir.
Konya’da Toplanan Ekonomik Konsey Toplantısı
Ben Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nu çok seviyorum ve onun hafta sonunda yaptığı açıklama ile biraz şaşırmış ve bakalım gerçekten bu kadar bakan Konya’ya gelir mi diye düşünmüştüm. Evet, geldiler, Ekonomik Konsey Konya’da Devlet Bakanı Ali Babacan başkanlığında toplandı. Toplantıya 5 Bakanın yanı sıra TESK Başkanı, TOBB Başkanı gibi isimlerde katıldı. Bütün haber kanalları Konya Dedeman Oteldeki bu toplantıyı canlı olarak verdi. Bunlar Konya için güzel gelişmelerdir ve bu hükümetin Konya’ya ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
Bu Konyalılar tarafından çok iyi görülmelidir. Özellikle Konya’yı yönetenler tarafında, bu durumdan vazife çıkaracak Konya’ya büyük hizmetler getirecek açılımlar bekliyoruz. Bakın bu büyük açılımın bir kaçını, yeni büyük bir futbol stadyumu, Konya’nın çevresine acil çevre yolu, bütün bağlantı yollarının duble yola çevrilmesi ve asfaltların sıcak asfalt olması, uluslar arası bir hava terminalinin kurulması, Konya Mersin Arasının demir yolu olarak planlanması olarak basitçe sayabilirim. Bundan sonra vebal bu şehri yönetenlerde, gösterecekleri performans ile ya dua alacaklar ya da tarihe ellerindeki imkânı kullanamayanlar olarak geçecekler.
Bu dönemde olmazsa ne zaman olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.