Konya'ya Kaderini Bağlamak

Geçtiğimiz günlerde MÜSİAD Konya Şubesinin 4. Dönem Başkanı Selçuk Öztürk Beyefendi ile görüşme fırsatım oldu. Konya'ya dair, sanayimize dair, ekonomimize dair uzun uzun konuştuk.

 
Selçuk Bey'in öncelikle benim çok beğendiğim bir ifadesi vardı onu sizinle paylaşmak istiyorum; evet Selçuk Bey "ben Konya'ya kaderini bağlamış, bu şehirle kaderini birleştirmiş, bu şehri kaderi yapmış insanları önemsiyorum" dedi. Bu ifade bence çok önemlidir. Bir şehre kaderini bağlamış, şehrin kaderini kendi kaderi bilmiş insanlar galiba bir şehrin sahipleridir de aynı zamanda. Biz bu şehrin kaderini kaderimiz bilen insanların şehir için önemli olduğuna da inanıyoruz.
 
Bizlerde şehri bin yılları aşan medeniyetiyle, kültürüyle hep içimizde, dışımızda, evimizde barkımızda yaşıyoruz ve yaşayacağız da.

Tabi bunun için bu şehrin kaderini önemsiyoruz, zira kötü giden herşeyin bizim hanemize kötü yazılacağını, bizim geleceğimizi kötüleştireceğini biliyoruz. Bunun için bu şehir için kötü şey isteyemiyoruz, kötü şeyin yanında olamıyoruz.

 
Aslında bu şehri yönetenlerde bu pencereden baksalar, mesela Konya'nın Selçuklu Sarayı olduğunu düşünmek yerine Konya'nın Cumhuriyetin bir şehri, Anadolunun ve hatta yeni dünyanın ilim ve kültür merkezi olduğunu düşünseler, mahkemenin kadıya mülk olmayacağını görseler, buna göre hizmet yapsalar kötü mü olur.

Selçuk Beyle bir kaç gündem konusunu konuştuk. Öncelikle Selçuk Başkanı ben şahsen çok  yakından tanıyorum, zira iki yılı aşkın bir süre yanında çalışma imkanı buldum. Birlikte çalışırken ne kadar dürüst, ilkeli ve başarılı bir insan olduğunu yakınen gördüm. Bence Konya Selçuk Öztürk gibi yiğit insanları karar vericiler mevkiinde tutmalıdır.

 
Zenginlerin fakirlerden ayrı yaşamamaları gerektiğini ifade ediyor mesela Selçuk Bey. Şu sözler ona ait; "Ayrı siteler, özel okullar, özel hastaneler fakirler ile zenginlerin arasına derin uçurumlar açmaktadır. Bazı siteler camilerini bile kendi sitelerinin içine kurmaktadırlar ve bu da toplum ile belirli gelir düzeyinin üzerindeki insanlar arasına çok ciddi ayrışmalar getirmektedir. Fakiri oysa Allah zengine emanet etmiş, kazancını fakirle paylaşmasını istemiştir. Ama bugün bu uçurumlar oluşmakta ve eski güzellikle kaybolmaktadır. Bu tür bir zümre oluşturulması sağlık bir yapının işareti değildi". Herhalde bu ifadelere katılmayacak insan yoktur.
 
Ayrıca Selçuk Öztürk sanayici kültürü kavramını çok iyi tahlil etmiş bir insandır ve bu şehirde sananyicilerin sıkıntısını içinde derin bir şekilde hisseder, şehrin kalkınması için neler yapılması gerektiğini onun talimatı ile MÜSİAD'da uzun uzun raporlaştırmış ve kamuoyuna açıklamıştık. Teknik Üniversiteyi zaten ne kadar önemsediğini biliyorum ve yeni kurulacak olan Konya Üniversitesinin teknik üniversite olarak meclisten geçmemesine hayıflanıyor ve çok haklı ifadelerle teknik üniversitenin bir an önce kurulması için gerekli çalışmanın yapılmasını istiyor ve bu konuda haklıdır da.
 
Vakıf üniversiteleri mühendislik bölümlerine yatırım yapmamakta ve mühendislik bölümü açmamaktadırlar. Ama devlet üniversiteleri mühendislik fakültesini açmalı ve hatta teknik üniversite ile bu alanda eğitim yapacak üniversite bir an önce kurulmalıdır. Ayrıca Selçu Öztürk Başkan Konya Numune hastesinin bulunduğu alanın bazı duyumlarla hastane alanı olmaktan çıkarılacağına dair girişimler olduğundan endişe ediyor.
 
Ben de doğrusu bu uyarıyı önemsiyorum ve diyorum ki: Ak Partili Milletvekillerinin bir birlerine karşı bir tavrı mı var? Bir bölünme mi var? Bazı abilerimiz siyasete kendisini çok kaptırmışa benziyor, o kadar kaptırmış ki hem dostluğu, hem vefayı hem de şehri politik ayak oyunlarına heba ediyorlar. Kime dediğimizi muhatabının çok iyi anlayacağını iyi biliyorum. Evet değerli büyüğümüz lütfen yapma, 1995 yılındaki halini bir düşün, insanlar seni ne kadar çok severdi değil mi? Değerli büyüğümüz, iki dönem milletvekili olmayla devletin sana kalacağını, bu cihanın senin olacağını düşünme, inan hem kendine yazık eder sevgini kaybedersin hem de dostlarını incitir, şehre ihanet eder bir sürü fakir fukaranın bedduasını alırsın. Yazık olur Numune Hastenesini Karatay bölgesine götürme, bırak bu gün bulunduğu yerde kalsın. Numune hastanesi Konya'da ulaşımın en kolay olacağı yerde ve bugün Numune Hastanesini tamamen fakir fukara kullanmaktadır. Bu insanlar Karatay bölgesine nasıl gitsin, Aydınlıktan sizin numune hastenesini yapmayı düşündüğünüz bölgeye bir taksi 50 liraya gitmez, bu insanlar nasıl gitsinler oraya. Ama bir tramvayla şimdi numune hastanesine gidiyorlar. Aynı şey Şeker Mahallesi, Araplar Mahallesi, Tekke mahallesi ya da Konya'nın başka bir noktası içinde geçerlidir. Neticede ben Selçuk Öztürk Bey'in duyumunu önemsiyorum ve onun için bunları yazıyorum. Bu şehre yazık etmek isteyenlerin kendi kaderlerini de yazık ettiklerini unutmamaları gerektiğini düşünüyorum.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi