Konya'da Hareket Berekete Dönüşür mü?

Konya bugünlerde kıpır kıpır, gelen giden, konuşan, türkü söyleyen, şarkı söyleye, toplantı yapan, anlaşma yapan hepsi Konya’da…

Eee olsun bunda ne kötülük var, bilmiyorum kötülük var mı? İyilik olanları var, iyi olanları var, bizi korkutanları var, bizi sevindirenleri var, eksik bulduklarımız var.
 
İran İslam Cumhuriyeti Gümrük Başkanı Abbas Mimar Nejad ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’ın başkanlığında Konya’da yapılan Türkiye - İran Gümrük İdaresi Başkanları 2. Toplantısı'nı iyi örneklerden görebiliriz ya da gösterebiliriz.
 
Konyalıların Ankara’da önemli mevkilerde bulunmaları demek ki önemliymiş. Sayın Ahmet Davutoğlu malumunuz zaten bu hemşerilik yönünü fazlasıyla bizi mutlu edecek şekilde Konya lehine bir durum haline getiriyor. İşte şimdi Sayın Ziya Atunyaldız’ın da bu uluslararası toplantıyı Konya’da yapmış olması gerçekten önemli bir adım oldu. Kutluyoruz ve kendilerine teşekkür ediyor.
 
Nisan ayında da bir biri ardına önemli toplantılar - etkinlikler yapılmıştı Konya’da… Elbette biz onlara değinmeyeceğiz ama Ankara’da etkili isimlerimizin olması şehrimize nasıl katkı oluyor hep birlikte görüyoruz. Öyle ise biz de hemşerilerimize sahip çıkalım ve onları destekleyelim. Konyalılar, bizimde görevimiz kanaatimce bu.

 

Efendim geçelim bir diğer konuya. Sivil Toplum Kuruluşlarının tertip etmiş olduğu Ufuk Turu toplantılarının bu yıl 9.su yapıldı. Bu toplantılarla ilgili ifade edeceğimiz husus ise tanıtım ve genel enformasyon eksikliğidir.

Biz bu toplantıların ne anlama geldiğini biliyoruz, destekliyoruz da. Ama sekretaryasının, iletişim kanallarının eksik olduğunu ifade ediyoruz, böyle giderlerse etmeye de devam edeceğiz. Ben işlerimin yoğunluğu yüzünden toplantılara bu yıl (çok arzu ettiğim halde) katılamadım. Gidenlere sordum, “katılım geçen yıllara göre biraz zayıftı” dendi. Doğrumudur bilemiyorum, zaten iki bakan katılacak denmişti, zannediyorum iki bakan da katılmadı, bu açıdan bakıldığında da katılımın zayıflığı dikkat çeker. Neyse asıl ifade etmek istediğimiz bu değil.

Değerli Dostum Mehmet Ali Köseoğlu’nun haberlerinden bilgilendim. Kendisine teşekkür ediyorum elbette ama bilesiniz bunun dışında ne haber vardı, ne bilgi. Asıl sorun bu…

Bakın çok basit bana internet ortamında 9. Ufuk Turu Toplantılarına kimlerin konuşmacı olarak katıldığını, hangi konuları konuştuğunu gösteren bir link gösterebilecek var mı? Böyle önemli bir etkinlik marka olacak, hatta oldu deniyorsa lütfen hiç bir şey yapamazsanız bile bir web sitesi kurun ve oradan insanları bilgilendirin.

Ben sonuç bildirgesini okudum, inanınız aile konusunda bu kadar net ifadelerin, çözüm önerilerinin olduğu başka bir bildiri Türkiye’de yayınlanmamıştır. Çok başarılı bir bildiri, tam bir manifesto… Ama kim bunu biliyor, etkisi ne kadar oldu, kimleri etkiledi, hangi köşe yazısına, hangi bilimsel çalışmaya, hangi televizyon ya da radyo programına konu oldu. Yazık değil mi bu birikime.

Aileyi tahrip eden unsurları arasında medya sayılırken ilk defa bildiride reklama da işaret edilmiş. Bu çok önemlidir. Bugün yaygın medyadaki birçok reklam gençliğimiz, ailemiz, çocuklarımız için çok ciddi tehlikeler barındırmaktadır. Bunu bu toplantılarda tespit etmişler bu ne güzel. Ama kime anlattılar, bu konuda nasıl bir eylem gerçekleştirilecek? 

Eğer bizim samimiyetimize inanırlarsa Sivil Toplum Kuruluşlarımızın değerli yetkilileri ve özellikle Latif Selvi ağabey, bu işin böyle gitmesinin yeterli ve etkili olmadığına da inansın. Yok, bizi art niyetli görürse bu yazıları da okumasın lütfen canını da sıkmasın. Ama bizim düşüncemiz bu, bütün toplantıların hepsini bir tarafa bırakın, sadece o 14 madde için bile bu toplantılar tanıtımı bizlere ve tabi yetkililere bir vazife olarak mecbur kılınmaktadır. Bunu bize inandığımız değerler mecbur etmektedir, derim, başka bir şey de demeye zaten gerek görmem… Emeği geçenleri kutluyoruz.

 

Gelelim konserlere:
 
Bülent Sertaş, Rafet El Roman, İsmail YK, Muazzez Ersoy benim geçen hafta Konya’da konser veren müzisyenlerden aklımda kalanları. 

Evet, Konya baya kendini aştı. Hani bir kısım medyanın hayalindeki bir Konya vardı ya işte korkarım ki artık o Konya’da yaşıyoruz. Belediyelerimiz, üniversitemiz için ahlak, edep birinci derecede etkili konu olmaktan çoktan çıkmış görünüyor.

 
Evet, Konya’m sen gençlerin kızlı kızanlı meydanlarda toplanıp saç baş yolarak, birbirlerine sürtünerek bu çağın birer modern ferdi mi olsunlar,  yaşasınlar, batılı olsunlar! Ya da imanlı birer fert olup, kadını erkeği bilen, mahremi namahremi bilen müminler mi olsunlar karar vermelisin.
 
Doğrusunu söylemek gerekirse ben o meydanların tavırlarını beğenmiyorum, biz Müslüman’ız yanlış bilmiyorsan ve Müslüman’a o görüntüler yakışmıyor… Diyebileceğim bu. Devletin laik olması bizim neden dini zafiyetler yaşamamıza vesile oluyor. Biz Müslüman’ız ve Müslümanlıkla mahrem namahrem vardır. Gençlik nereye gidiyor, neydi bizim hayal ettiğimiz idealler… Eğer buysa buyurun sizin o olsun o meydanlar… Lakin bizim değil bu kesin…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi