Hüznüme Düşen Cemre

 

 

Bilmem bahar gelir mi en gizli yerlerine hüznümün. Sakladığım gizler birer birer düşerken yağmur taneleriyle cemreyi bekler gözyaşım.

Cemreler düşer mi hüznüme? Önce suya belik sonra toprağa, yoksa havaya mıydı ilkin? Kalbim bir tuhaf atıyor, ritmini yitirdi sanki. Güneş ısıtmıyor içimi, yakıyor tam tersi. Lakin mevsim kış, zemheri, boran ve fırtına.

İnsan soğukta donmak üzere iken önce tatlı bir uyku gelirmiş, gözleri ağırlaşırmış insanın ve bilmezmiş aslında kanının donmaya başladığını. Bir kutu köşede donmuş halde bıraktım hüznümü, çoktan donmak üzere, hangi cemre kurtarır?

Kar yağınca beyazın padişahlığı pek gaddar olur, hüküm sürer biteviye. Güneş açar sonra direnmez dizlerime kadar gelen karlar, teslim olurlar. Erirler suya toprağa karışırlar. Oysa ben doğarken teslim etmişim krallığımı hüzne ve hüznüm hiçbir güneşten eriyecek gibi değil.

Müjdeli bir haberdir kimi zaman cemre, uyanıştır, diriliştir. Nasırlı ellerin nakışlarına davettir. Kaç müjde geldiyse cemreye dair hiçbirini karşılayamadım neşeyle. Hüznüm galebe çaldı neşeye, yüzü hep kedere dönüktü ve uzaktı cemrelere. Ancak ben bilirim ki, hüzün kederden başkadır, gam ve tasa hiç değildir.

Hüzün gereklidir, bilirim. Bir kış gibi, altında sıcacık beklenen bir kar gibi. Tohumun gövermesinde cesaret, filizin gözünde hikmet, toprağa sebep gibi gereklidir, bilirim.

Hüznüm, mağlup çıktı çok çetin bir savaştan, yaralandı, hırpalandı. Savaşın galibi yoktu lakin. Yarası derindi, hayatla ölüm arasında gidip geldi. Ölüm çok yakındı ve zamanı gelmediyse ne kadar uzaktı. Bir savaş esiri olarak düştü yaban ellere, eziyet gördü, cefa çekti vefasını yitirmedi.

Yakın arkadaşlıklar kurdu hüznüm, kaç kişiyle yarenlik etti de dost edinemedi bir elin parmakları sayısından çok. Yola düştüğü yoldaşlık etmedi, sofrasına oturanlar bulduğunu yemedi.

Eskilerden kalma anıları biriktirdi ve yaktı hiç sebep yokken. İyilik yaptı denize attı yiyen balık çıkmadı, kötülük yapmaya derman bulamadı. Fenalık gördü, hayırsızlık yapmadı.

Hüznüm, hazanı yaşadı, şimdi bir kış mevsiminin, son günlerini yâd etmekte, mevsimin son karıyla hesaplaştı.

Hüznüme bir cemre düştü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi