
Gazze: Küçük Yenilgi Büyük Zafer
Türkiye ve Dünya şu son bir kaç günü tarihi bir süreç olarak yaşadı. Artık aklı selim düşünmenin ve net bir tahlil yapmanın vakti gelmiştir. Öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz ve yakınlarına sabır ve başsağlığı temennilerimizi iletmek istiyoruz. Artık yapılması gereken bellidir, şehitlerimizin yakınları ile tek tek görüşülmeli ve maddi ve manavi olarak bu insanlarımızın madur olmaları önlenerek gerekli maddi ve manavi destekler verilmelidir. Bu konuda kime ne görev düşüyorsa herkes üzerine düşeni yerine getirmelidir. Şehitlerimizin makamı bellidir Allah (CC) Kuranda "onlara ölüler demeyiniz" diyor ve onların canları ile cenneti satın aldıklarını ifade ediyor. Onun için onlar için üzülmemek gerekiyor ve onların yükseldiği mertebeye özenmek icap ediyor. Onlar müsterih olsunlar kanları dünyada çok şeyi değiştirdi, yıllarca yapılamayanlar yapıldı, geçici de olsa Gazze’ye abluka kaldırıldı, Mısır tarafından artık Gazze’ye yardım girebiliyor. Öte yandan BM ilk defa İsrail’i kınadı, AB, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere sert bir şekilde olanların kabul edilemeyeceğini ifade ettiler. Bunları onların kanı başarmıştır. Diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve devleti yöneten hükümetin tavrı son derece olumludur. Biz ülke olarak İsraile savaş açsaydık bu kadar başarı elde edemezdik. İyi düşünmek ve iyi tahlil etmek gerekiyor. Eğer Türkiye iyi bir diplomasi yürütemeseydi bugün İsrail bu noktaya gelmezdi. İlk defa İsrail’in kuyruğu kapıya kısılmıştır, ilk defa İsrail uluslararası camiadan bu kadar net bir şekilde tecrit edilmiştir. Başbakanın grup toplantısındaki konuşması son derece önemlidir ve Türkiye’nin durduğu yeri çok güzel özetlemiştir. Dünyayı göreve çağırmış, direk İsrail halkına seslenmiş ve 25 ülkede konuşması canlı yayınlarla aktarılmıştır. İnce diplomatik sinyaller vermiş ve artık dünyanın hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını ifade etmiş, her halükarda Filistinin Türkiye olarak destekcisi olacağımızı bütün dünyaya deklare etmiştir. İnanınız hepimiz sinerlendik ve öfekliyizde, gönlümüzden geçen İsrail’e anladığı dilden konuşmak ve hattini net bir şekilde bildirecek somut eylemler ortaya koymaktır. Türkiye böyle bir yol takip etseydi bugün İsrail kaybeden taraf olmayacaktı, zira zaten şiddetle beslenen bir devlettir İsrail, tam anlamıyla terörist bir devlet. Böyle bir devletin anladığı dil zaten şiddettir ama Türkiye onun anladığı dilden konuşmamış, bu haydut devleti haklı hale getirmemiş, köklü bir devlet gibi davranmış ve İsrail’i uluslararası camiadan dışlattırmıştır. Bugün bu terörist devlet yanlızdır, yanında kimse yoktur, ABD bile tam olarak yanında yer alamamıştır ve ezberi bozulmuş İsrail hükümetinin dengesi bozulmuştur. Dışişleri Bakanımız tam bir Diplomasi tarafiğine girişmiş ve BM’de İsraile bugüne kadar yapılmış en ağır ithamlarla haddini bildirmiştir. BM İnsan Hakları Konseyide İsraili kınamaktadır, NATO kınamıştır ve Pazartesi günü İslam Konferansı Örgütü de toplanacak burada da önemli kararlar alınacaktır. Bütün aktivisler serbest kalmıştır ve yaralılarımız, şehitlerimiz yurdumuza getirilmiştir. Şimdi en önemli konu uluslar arası bir kurul tarafından bu olayların araştırılması sağlanmalı, olaylarla ilgili gerekli tazmin işlemleri sağlanmalı ve İsrail haydutuna Gazze ablukasını nihai kaldıracak adımlar attırılmalıdır. Bu aşamadan sonra öfke yerini aklıselime bırakmalıdır. İsrail'in yardım filosuna düzenlediği ve resmi verilere göre 4'ü Türk 9 kişinin hayatını kaybettiği kanlı baskının ardından dünya genelinde Endonezya'dan Venezüella'ya, Fransa'dan Almanya'ya, Doğu Kudüs'ten Gazze'ye, ABD’den Rusya’ya kadar birçok yerde göstericiler İsrail'i protesto ederken ellerinde Filistin bayrağı kadar Türk bayrağı da bulundurmaktadır. Bu Türkiye’nin başarılı oynadığı Ortadoğu diplomasinin bir sonucudur. Bunlar önemsenmeli sivil toplum kuruluşlarının kazandığı bu ivme de devam ettirilerek bundan sonra ne yapılmalı onlara bakılmalıdır. Unutmayalım ki zalim hiçbir zaman arzu ettiği bir dünyayı oluşturamayacaktır, zulüm ile abad olanın ahiri berbad olur. Biz üzerimize düşen görevleri tam yerine getirir ve bir Müslüman gibi davranabilirsek daha nice kapılar açılacak Allah’ın müjdeleri bir bir hayat bulacaktır. Kızmak, küfüretmek vakti değildir, aklı selim davranarak geleceği inşa etme vaktidir ve Müslümanların kardeş olduğunun farkına varma ve birbirimizi sevme vaktidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.