Dedemanda Çevreyi Konuştuk

Lokman Koyuncuoğlu ile birlikteyken yaşadığım bir olayı anlatarak giriş yapayım Dedeman’daki meseleye. Trafikte ilerlerken kırmızı ışık icabı durup sarı ve arkasından beklemeye başladık. Direksiyonda Lokman Bey, yanımızda duran bir aracın açık camından uzanan bir el, elinde sigara izmariti, sürücü son nefesi çekti attı dışarıya. Lokman Bey, tereddütsüz ikaz etti, nazik sayılırdı hem. Adam önce şöyle bir baktı, kalabalıktı korktu mu nedir, pardon, haklısınız dedi. Daha dikkatli olacağını ifade ederek uzaklaştı.

Küçük bir olaydı, adamın “Size ne kardeşim!” deme ihtimali vardı ancak duyarlı olmak hepsinin önüne geçti.

Şu günlerde, Çevko (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) ve Selçuklu Belediyesi işbirliği ile düzenlenen bir seminer için Dedeman Oteline davet edildik. Eğitimcilerin önemini ve etki alanlarını düşündükleri için böyle bir kitleye ulaşma gereği duyulmuş olmalı.

Seminerin konusu çevre ve atıkları değerlendirme üzerine doğal olarak. Yani bir nevi çöp meselesi. Enerji, dünyamızın en önemli ihtiyaçlarından biri ve hızla tükeniyor. Yakın gelecekte enerjiye sahip olma adına sıcak savaşlarla karşılaşmak uzak ihtimal değil.

Türkiye, bakir enerji kaynaklarına yakın ve liderlik yapabilecek güçlü, etki ve yetki sahibi bir ülke olma durumunda. Durum böyle olunca istemesek bile enerji konusu gündemimizden hiç düşmeyecektir. Enerjinin doğal olanı yaşanabilir bir dünya için elzem olanı. Doğal kaynaklar ve doğal yaşam alanları gün geçtikçe tükeniyor. İnsan kendi eliyle kendi yaşadığı dünyayı çekilmez hale getiriyor ve dünya kaynakları yetmiyor artık.

Çevre dediğimiz, aslında yaşadığımız ortamdan başkası değil. Daha doğru bir ifade ile yaşanabilen bir ortam. Yaşamanın nefes almanın zorlaştığı bir ortamda çevreden bahsetmek komik olabiliyor.

Çevko, çevre bilinci geliştirmenin yanında ağırlıklı olarak geri dönüştürülüp tekrar kullanılabilen atıkların geri dönüşümü, bunların toplanıp ayrıştırılması üzerinde uğraş veren bir vakıf. Her ne kadar devlet eliyle kurulmuş olsa da, kuruluş amacı ile ve kültüründe, mazisinde birçok vakıf kurmuş bir toplum olmamız hasebiyle bence önemli bir görev ifa edecektir.

Geri dönüştürülebilen atıklar aslında bizim bizzat evimizde, işyerimizde, sokağımızda, caddemizde kendi ellerimizle biriktirdiğimiz çöplerden başkası değil. İçtiğiniz meyve suyunun cam şişesi, plastik bardaklar, kâğıt atıklar, kartonlar hepsi tekrar işlenip gündelik hayata dönebilecek birer doğal kaynak.

Ufacık bir cam şişeden, bir ambalaj paketinden ne çıkar demeyin. Bir ton atık kâğıtla elde edilen kâğıt ancak on yedi ağaçtan elde edilebiliyor. Ağaç yetiştirmekten ve korumaktan haz etmediğimiz düşünülürse önemli bir oran gibi görünüyor. Yine bir ton camın geri dönüşümü ile yüz litre petrol tasarrufu sağlanıyor. Ayrıca çöp yığınlarının oluşturduğu o devasa kirlilikte erimiş oluyor, oluşturduğu iş sahası da artısı.

Çöplerin ilk elde ayrıştırılması bu bakımdan büyük önem arz ediyor. Yani bir karpuz kabuğu ile bir cam şişe aynı çöp değiller ve farklı şekillerde toplanıp ayrıştırılmaları gerekmekte. Çok az da olsa köşe başlarında gördüğünüz üzeri renkli farklı tarzdaki çöp kutuları boşa konmuyor.

Tüketici, çöp olarak oluşan yığınları bilinçli bir şekilde ayrıştırıp biriktirmeli uyarısı sıklıkla yapıldı toplantıda. Bu bir alışkanlık olmalı artık. Bununla birlikte kurum ve kuruluşlara daha büyük görevler düşmekte. Çünkü bu iş, profesyonel olarak ilgi beklemekte. Kağıt toplayıcısı olarak bilinen sokak işçilerinin yaptığı bir iş olarak ne kadar başarılı olur? Sorusu cevapsız kalıyor.

Çevko, birçok belediye ile anlaşma içinde çalışıyor. Konya ve çevresinde koordineli çalıştığı belediye sayısı tahmininizden çok az. İlgi ve merak duyacağınızı umarak bu sayıyı söylemiyorum

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi