Davutoğluna Omurgasız Saldırı

Akif Beki Başbakanlık Basın Sözcüsüydü, Radikal Gazetesine geçmiş, hani şu malum medyayı bilirsiniz,  entelektüel takılmaya çalışan, İsmet Berkent'ın tabiri ile “Cumhuriyet Gazetesine rakip” Doğan medya Gurubunun, Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Radikal Gazetesine... Ve Ahmet Davutoğlu'na çamur atmaya çalışıyor.

Yazıyı okuduğumda aklıma gelen ilk ifade “omurgasızlık” oldu... Tabi hemen de aklıma Ahmet Hakan geldi, işte orada duruyor, karakterini sorgulasa da netice omurgasızlık… Akif Beki de oraya gitmiş, e hayırlı olsunda neden Ahmet Davutoğlu gibi Türkiye Cumhuriyetinin yetiştirdiği en önemli Dışişleri Bakanı olan birisini ağır ithamlarla eleştiriyor. Niye Fatih Altaylı’ya, Ertuğrul Özkök'e ve isimlerini sayamayacağım onlarcasına malzeme oluyor?

Kimse eleştirilmez değil, elbette eleştirilecek, Ahmet Davutoğlu'da eleştirilebilir ama siz Ahmet Davutoğlu'nun hiç şov yaptığını gördünüz mü? Adam, Ahmet Davutoğlu'na “şov yapıyor” ithamında bulunuyor. Şu ifadeler Akif Beki'ye ait;  "Manşet atar gibi takdim ediyor dosyalarını. Her vesileyi zorluyor, her fotoğrafta boy gösterme ihtiyacı hissediyor. Sonuç; gösteri odaklı bir dış politika… Stratejik derinlik, stratejik endama bırakıyor yerini." Bu haksız karalamayı Ahmet Davutoğlu hak etmemiştir. Adam tutuyor yine yazının devamında Dışişleri Bakanının çok fazla yurtdışında gezmesini eleştiriyor. ABD Dışişleri Bakanı bütün dünyayı gezmeli, İngiltere, Fransa, Rusya Dışişleri Bakanları gezmeli ama bizimki içerde otursun, ha olmadı gider Yunan meslektaşıyla bir sirtaki oynar ve al sana müthiş diplomasi öyle mi? Türk Dışişleri Bakanının dünyadaki her konuda fikir beyan etmesi nedense omurgasızlar tarafından eleştiriyor.  

Oysa Ahmet Davutoğlu bir gecede Brezilya’dan ABD’ye geçti ve BM konseyini toplatıp oradan İsrail’e kınama kararı çıkarttırdı. İran’la yürütülen diplomasi trafiğini müthiş yürüttü, Rusya ile ilişkilerin düzeyinin bu günkü hale gelmesinde Ahmet Davutoğlu’nun katkısı yadsınabilir mi?

Bu yazıyı yazmak için uğraşırken Hürriyet Gazetesinin internet sayfasına baktım, bakın size iki haber başlığı sunayım Hürriyet Gazetesinden: ABD Temsilciler Meclisi üyelerinden Türkiye'ye tehdit gibi uyarı. ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Çarşamba günü yaptıkları açıklamada Ankara'nın İsrail karşıtı çizgisini sürdürmesi durumunda Washington'la bağların zarar görebileceğini söyledi.

Haberin devamına bakıyorsunuz böyle bir şey yok, Reuters’in bir haberi ve bir grup temsilciler meclisi üyesi böyle bir açıklama yapmış. Bizim milletvekillerimiz her gün böyle açıklamalar yapıyor, ABD ile ilişkimiz bozuluyor mu? Tabi ki bozulmaz ama Hürriyet yatmıyor, kalkmıyor manşetten bu haberi veriyor. Manşette ise “ABD’den Türkiye’ye tehdit gibi uyarı” ifadesi yer alıyor. Daha da komiği aslında haber dünya medyasında yer alan haberlerin özetleri yani oldukça önemsiz ve hiçbir değeri yok.

Yine Hürriyetten başka bir haber: İran'a yaptırıma 'hayır' oyunun ilk sonucu… Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırım kararına “hayır” oyu vermesinin ilk etkisi ortaya çıktı. ABD, Türkiye ile ikili düzeyde gerçekleştirilen ve terörle mücadelede iki ülkenin işbirliğinin ele alındığı “Türkiye-ABD Yüksek Düzeyli Terörle Mücadele” toplantısını iptal etti.

Oysa haberin sonunda anlıyoruz ki olay öyle değil ABD toplantıya şu anda katılamayacağı için iptal etmiş ama Türkiye’den ileri bir tarihte tekrar yapılmasını istemiş. Hatta ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley bir açıklama yapmış ve konunun yanlış anlaşılmasını önlemeye çalışmış. İşte açıklaması: "Ankara'da ikili düzeyde yapılması planlanan toplantı ertelendi, çünkü ABD bu tarihte toplantıya katılamıyordu. Türkiye, terörle mücadelede değerli bir ortak ve toplantının yeniden programlanmasını bekliyoruz."

Fatih Altaylı’nın yazısına bakın, adam ABD’li bir yazarın görüşlerini ABD hükümetinin resmi açıklamaları gibi uzun uzun köşesinde yazmış.

Daha başka örnekler verilebilir, Milliyetten, NTV’den, Haber Türk’ten, SKY Türk’ten uzun uzun örnekler verebilirim bu tür haberlerle ilgili. Tamam, biz onların zihniyetini biliyoruz, onlar yıllarca bu ülkenin kan kaybetmesine, zaman kaybetmesine birebir öncülük etmiş derin ilişkilerin ürünleri değil mi? Daha ben küçücük bir çocukken rantiyecilik ve medyanın ülkeye ne kadar büyük zararlar verdiği konuşulurdu. Ben bunları çok görmüyorum ve insanımızın bu odakları ciddiye alacağını da zannetmiyorum, yapabilecekleri en fazla kafa karışıklığıdır…

Ama ben Akif Beki’yi anlayamıyorum, bu adamı Başbakan başbakanlık basın sözcülüğü makamına kadar getirdi. Nasıl oluyor da Ahmet Davutoğlu gibi bir değer için bu kadar ağır ithamlar kullanıyor, nasıl oluyor da Ahmet Davutoğlu’nun diplomatik başarılarını bir şov olarak algılayabiliyor. Bu kadar omurgasız olmayı nasıl başarıyor… Hesabı ne, kimin adına bu incitici yaklaşımı benimsiyor, kim bu insanın bu kadar ağır ithamlarla Dışişleri Bakanımızı eleştirmesine öncülük ediyor. Akıl, izan sahibi bir insan böyle bir günde, böyle bir zamanda Sayın Ahmet Davutoğlu’nu bu şekilde eleştirir mi? Oysa şimdi bizim birlik olmaya, birbirimize destek olmaya ihtiyacımız yok mu?

Peki, bu omurgasızlar nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının basın sözcülüğüne Ak Parti döneminde getirilebiliyor.

Ahmet Hakan vardı ve Kanal 7’de ana haber sunardı. Dindar insanların gururu olmuştu bir zamanlar. Adam paraya her şeyi sattı, şimdi Hürriyet’te birilerinin kalemşorluğunu yapıyor ve durmadan dindarlarla dalga geçiyor. Başbakanı küçültecek yazılar yazıyor. Akif Beki vardı oda aynı şekilde Kanal 7’de haber sunardı ve gitti dindarların arasından çıkmış, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük Dışişleri Bakanını kendince yıkmaya, onu küçük düşürmeye çalışıyor.

Nerede hata yapılıyor, dindar kesim kendi adamını mı yetiştiremiyor, yetiştirdiği insanlar mı maya tutmuyor? İhanetin kendimizin içinden gelmesinin bir izahı olmalı. Takip edilen metotlarda bir sorun var galiba? Bazı soruları gerçekçi bir şekilde sorup cevaplayamazsak inanınız daha çok omurgasızları alkışlar, sonra onların bize ihanetlerini okuruz.

  

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi