Belki basit bir takıntı benimkisi bilmiyorum, sanki Türkiye’nin asıl gündemi konusunda biz Anadolu yazarları fikir yürütemezmişiz gibi gelir bana. Sanki bizler sadece bölgemizdeki konuları yazabiliriz, daha da tuhafı yazdığımız konunun okunurluğu da ciddi şüphe uyandırır bende. Sanki hep, yahu bizi kim niye okusun, havasındayımdır; ama olsun yinede kendimle başa çıkamıyorum ve ülkenin gündemine müdahil oluyorum (evet haddimi aşarak).
Belki basit bir takıntı benimkisi bilmiyorum, sanki Türkiye’nin asıl gündemi konusunda biz Anadolu yazarları fikir yürütemezmişiz gibi gelir bana. Sanki bizler sadece bölgemizdeki konularıyazabiliriz, daha da tuhafı yazdığımız konunun okunurluğu da ciddi şüphe uyandırır bende. Sanki hep, yahu bizi kim niye okusun, havasındayımdır; ama olsun yinede kendimle başa çıkamıyorum ve ülkenin gündemine müdahil oluyorum (evet haddimi aşarak).
Neyse asıl konuya gelelim, hakikaten biz darbeye karşı olamaz mıyız? Ben şahsen darbeye ve militarizmin insan hayatına hakim olmasına hem de kesinlikle karşıyım. Hep öyle oldum, askere gittim geldim bu görüşümün haklı olduğunu sadece teyit etmiş oldu bu süreç.
Peki bunları niye yazıyorum? Tabii ki geçtiğimiz günlerde Taraf Gazetesinde yer alan o tuhaf sürmanşet haberle ilgili yazıyorum. Olay vahim tabi ve daha da vahimi bazı yayın kuruluşlarının ve CHP’nin olay karşısındaki tavrıdır. CHP lideri, ‘biz darbeyle bir şeyin çözülemediğini, ve kazançların kayıplardan darbelerde daha az olduğunu gördük’ diyor, tam bu cümleyi söylemese de bu cümlenin içeriğini söylüyor.
Şimdi soruyorum ülkede bir sorun mu var ki? Mesela Fethullah Gülen hareketi bu ülke için tehdit midir? Biraz daha sorumuzu genişletelim AK Parti bu ülke için bir tehdit midir? Çözülmesi gereken bir sorun mudur? Ve bir son soru; ülkemiz subay ya da astsubaylar siyasete karışsın, darbe planları hazırlasın, ülkenin değerlerine hep (en hafif ifadesi ile) şüpheli yaklaşsın diye mi yetiştiriyor? Zaten bu son soruyu gören bir çok insan hemen bize biliyorum ki ‘Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmak isteyenler’ mantığıyla yaklaşacaktır. Öncelikle bir insanın vücudunun savunma mekanizmasına düşman olacağı düşünülebilir mi?
O düşünülemezse biz bu ülkenin vatandaşları olarak savunma gücümüze neden düşman olalım? Yahu kardeşim düşman değiliz, kimseyi ordumuzdan falan soğutmayız, o niyette olsaydık, Hakkari’nin Çukurca ilçesine askerlik yapmaya gider miydik? Mesele, bu mızrak bu çuvala sığmamaktadır ya çuvalı mızrağa göre ayarlayacağız ya da mızrağı çuvala göre hazırlayacağız, mesele budur.
Fethullah Gülen bu ülkede halkın sevdiği, önemli bir cemaat lideridir. Ülkesine bağlıdır, hiçbir konuşmasında, hiçbir eyleminde ülkenin değerlerine kasteden bir tavır içinde olmamıştır. Ülkeye okullar açmış, insanının milli manevi değerlere bağlı yetişmeleri için faaliyetlerde bulunmuştur. Yurtdışına okullar açmış , Türk Bayrağını yüzü aşkın ülkede dalgalandırmış, Atatürk’ü, milli marşımızı o insanlara öğretmiştir. Tam bir lejyoner gibi çalışan cemaat mensupları dünyanın her yerine bizim değerlerimizi taşımışlar ve oralardaki insanların gönüllerini Horasan Erleri gibi fethetmişlerdir.
Bu Türkiye için kötü değildir ve Serdar Turgut haklıdır, derhal ülkemiz, rejimimiz, devletimiz, her ne ise, Kürtlerle barıştığı gibi cemaatlerle de barışmalı ve ülkenin enerjisinin sinerjiye dönüşmesi sağlanmalıdır.
Biz, Fethullah Gülen Hoca Efendiyi hırpalamak yerine onu anlamalı ve onu bağrımıza basmalıyız. Ben şahsen, kim ne derse desin, Fethullah Hoca Efendi ile aynı çağda yaşamış olmayı kendim için bir onur addediyorum. Türkçe Olimpiyatlarını görmüyor muyuz, ülkemizde her kesimi kucaklayan o Mevlevi duruşu görmüyor muyuz? Neyse bu ayrı bir yazı konusu.
Aynı şekilde Ak Parti’de bu ülke için bir kazanç olmuştur. Bakın sadece yapılan yollar, hastanelerin birleştirilmesi, yapılan okullar, belediyelerde sağlanan ivme, milli tank projesi konusunda atılan adımlar, nükleer enerjinin ülkemize kazandırılması konusundaki net tavır, dışişlerinde sağlanan başarı, açılan üniversiteler bile Ak Partinin ülkemiz için ne büyük kazanç olduğunu bence göstermeye yeter.
Neticede CHP ve onun gibi düşünen ülkemizin seçkin kesimini oluşturan tabakaya seslenmek istiyorum, arkadaşlar bu ülke ile çatışmayı lütfen bırakın. Bu ülkenin değerlerini terbiye etmeye çalışmayın. Elbette laik de olabilirsini, anti laikte o sizin bileceğiniz bir şey ama lütfen ülkeyi germeyin. Militarizme karşı olun, darbeye karşı olun, gelin barış olalım, gelin bizi anlayın, ülkenin değerlerini anlayın ve artık bu ülkenin gerçeklerini dikkate alarak politika geliştirin, darbe olmaz ama değiştirmek gerekiyor tavrından vazgeçin de ülkeyi yarınlara taşıyacak tavırlar içinde olun, diyorum, tabi umarım anlatabiliyorum.
Yine bu belgenin gerçekliği konusuna gelince; kimse bizi kandırmaya çalışmasın, ne yazık ki silahlı kuvvetlerimizde hiç azımsanmayacak bir seviyede ülkenin değerlerini ülke için tehdit görenler var. Ne yazık ki bu insanlar kendilerini toplumun üzerinde gördükleri için ikna da olmuyorlar, herkesi er zannediyorlar, yaşı ne olursa olsun insanımızı hırpalayabilecekleri, dövebilecekleri, hizaya getirebilecekleri bir topluluk olarak görüyorlar.
Ama böyle değil, size herkes kışlada sizin büyüklüğünüzden değil, korkusundan karşı çıkamıyor, peki ne istiyorsunuz korku cumhuriyeti mi? Ama biz istemiyoruz, halk istemiyor, ne yapacağız, mızrağı çuvala mı uyduracağız ya da mızrak kendine göre çuval mı bulacak? Yıllarca bize yaşadığımız acı tecrübeler mızrağın yeni çuval bulmasının imkansız olduğunu göstermedi mi? Öyle ise lütfen, askeri okullardaki müfredatla mı bu işe başlanacak, askeri okullara alma şekli ile mi başlanacak bilmiyorum, ülkemiz bir yerden başlasın ve derhal mızrağı çuvala uygun hale getirsin de bizde ikide bir hala darbe yaparlar mı ki yahu? Diye korku ile yaşamayalım, ülkemizin enerjisi de heba olmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.