Vaat Vadisi

Esasen seçime dair bir yazı kaleme almayı düşünmüyordum. Gerek ulusal basında gerekse kendi sitemizde seçime ve seçim sürecine dair farklı bakış açısına sahip yorumlar yer almakta. Ancak içinde yaşadığınız toplumun gerçeklerinden bîhaber kalmamanız gerekiyor. Hele ki iki satır da olsa yazı yazıyorsanız.

Seçim vaadi kavramı, demokrasi denen yönetim şeklinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir. Vaatlerin bin bir türlüsü verilirdi benim çocukluğumda ve çoğu zaman gerçekleşmezdi. Aslında olmayacak şeyler değildi vaatler ama ne hikmetse çabuk unutulurdu.
Günümüzde vaatlerin şekli de, verilişi de değişti. Sosyal, ekonomik, sportif, hukuksal, modasal, sayısal bakımdan birçok vaat veriliyor. İktidar olma şansı düşük partilerin işi biraz daha kolay; onlar ucu açık ve bol keseden sıralayabilir vaatlerini.
Vaatlerin veriliş şeklide ayrı bir ustalık ve maharet istiyor esasen. Her vaat sözü her lidere yakışmıyor çünkü. Gerçi şu günlerde neyin yakışıp yakışmadığını anlamak güç; meydanlarda politik seviyenin ne kadar düştüğünü hayret ve esefle izliyoruz.
Olabilecek vaatlerin, seçmeni daha çok ilgilendirdiği muhakkak. Yine de ruhu okşanan seçmenin vaatleri dikkate alacağı hesap ediliyor. 2011 seçimlerinin proje savaşları haline dönüşeceği sanıldı ilk önce. Lakin iktidar partisinin projelerinin sahiplenme yarışına girişileceği düşünülmemiş olmalı. Muhalefet partisinin klasik vaatler hazırladığı ilk elden anlaşıldı bununla birlikte.
 
Benim ise asıl değinmek istediğim nokta başka; bu seçim dolayısı ile Müslümanlara yönelik bir proje var mıdır? Toplumun hemen her kesimini, her etnik kökeni, her azınlığı ilgilendiren ve hatta direk onlara yönelik vaatler verilmektedir. Vaatler gerçekleşir mi bilmem ancak bizzat Müslümanlara yönelik tek bir vaat verilecek midir? (gerçekleşmeyecek olsa bile)” Yerine gelmeyecek vaadi ne yapsın adam?” sorusu sorulacaktır mutlaka. Akla gelmek bile önemlidir ilk adımda değil mi? Yani soru şudur, Müslüman kitle dinini daha rahat yaşamak için bir seçimin ne kadarını ilgilendirir acaba?
 
Hayalî mi olmuştur bu yazı, elbette değil. Ben bu topraklarda, bu zaman aralığında bu insanlarla yaşamak durumundayım. Yaşamımın ve inancımın gereklerini yerine getirebildiğim oranda huzura ve mutluluğa daha yakın değil miyimdir? O halde seçimler niye yapılır ki zaten…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi