Reklam teknikleri gün geçtikçe sınırları zorluyor. Özel satış ve reklam kanalları açılalı epey oldu ülkemizde de. Son günlerde özellikle dizilerin yayın akışı içine bizzat firma sahibi tarafından parası verilerek oyuna monte edilen, ürünün kullanıldığı bir sahne yer alıyor artık.Taş fırın erkeği Haluk, bir gece vakti acıkınca elinde kola şişesiyle şapırdata şapırdata tıkınıyor. Eşi Meltem bu duruma, beklendiği gibi kızmıyor tam tersi oda bir diyet kola alıp oturuyor Haluk’un yanına. Eski futbolcu, yeni yorumcu Rıdvan’da önünde duran limonata şişesine bakarak pozisyonu yorumluyor. Kötü mü yani? Tanıdığım medyaya göre bulunmaz fırsat.Program başlamadan önce, alt yazıyla “Bu programda ürün yerleştirme uygulanmaktadır.” Uyarısı ise bir başka olay doğrusu. Neyi nereye yerleştiriyor sistem sahipleri? Hazır ol diyor, beynine, kafana yeni şeyler kazıyacağım diyor en hafif tercümeyle.Rekabetin daha acımasız olacağı kesin. Hele ki seçim yaklaştı. Düşünsenize; Kurtlar Vadisi’nde Memati tam çatışmanın ortasında, bir milletvekili adayı çıkıp geliyor oy istemeye.Tüketim, üretimin büyüklüğüyle orantılı gitmezse arz-talep dengesizliği olur ekonomistlere göre. Bugün tüketim ihtiyaca göre şekil almıyor ki, üretilen ne olursa olsun, o ürüne bir tüketici yaratılmaya çalışılıyor.Hazırız evet, hayatımızın neresine ne yerleştirecekseniz, savunmasız ve tepkisiz hazırız. Maalesef…Nimetle Oyun OlmazÇocukluğumun en sevdiğim programlarından biri iftar öncesi yemek tariflerinin yapıldığı programlardı. Gerçi sonradan bu programların oruç ibadetinin anlam ve derinliğini örtmeye çabaladığını anlamış olsam da vakti yapılan yemeklerin görüntüsüne bakarak geçirirdim.Anadolu’yu dolaşıp yörelerimizin yemeklerini tanıtan programlarda ilgimi çekerdi, televizyon izleyecek olursam. Yemek yarışmaları çıktı daha sonra. Bunların son örneği, ismi de yabancı olan Avrupa ülkesinden ithal Master Chef imiş. Bakmadım hiç. Geçenlerde internete düşmüş kimi yaşananlar. Jürimiz var üç beş kişi. İşleri ne bilmem. Lakin yarışmacılara hem yemek yaptırıyor hem de yapılan yemekleri beğenmemek için bin bir bahane buluyorlarmış.Saç baş asılıyor, azarlıyor, bağırıp çağırıyorlarmış yarışmacılara. Niyeymiş? Tuzu az olmuş da değil, sunumu kötüymüş, vay efendim kerevizle pirinç uyumlu olmamış, tavuk çok pişmiş, yumurta lahanaya yakışmamış filan… Sahi ne kadar para verdiler, insanların onuruyla gururuyla oynayın diye? Çocuğunu öyle azarlasalar ne tepki verirsin acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.