
Uluslararası toplumun ikiyüzlülüğü
Bugünkü yazımda yazacaklarım uluslararası hukuk çerçevesinde yaşanılan meseleler olmadığı için yazımın içeriği de diplomatik işleyiş ve uluslararası teamüller çerçevesinde olmayacak. İsrail’in yıllardır Gazze’de yaptığı zulüm uluslararası kamuoyunun hiç dikkatini çekmediğini göz ününe alırsak bundan sonrası için diplomasinin yöntemleriyle oluşacak bir çözümden de bahsedemeyiz. Dolayısıyla bu noktada bir yazı yazmanın dahi anlamsız olduğunu düşünüyorum. Bir Uluslararası İlişkilerci olarak bu söylediğim beni üzmekte. Uluslararası sistem geçmişte Hitler’in yaptığı hatalar yüzünden tavizkar davrandığı İsrail’i dünyanın ve özellikle de bölgemizin başına bir şımarık çocuk olarak yetiştirmiştir. İsrail şımarıklık eşiğini çoktan aşarak artık kendisine terör devleti denilmesi noktasına kadar gelmiştir. Şimdi de bu şımarık çocuğun yaptığı zulümleri görmezden gelerek yeni soykırımlara taviz veriyor. Bölgemiz ülkelerinin Arap Baharı öncesindeki -pervasız ve fildişi kulelerde yaşayan- liderlerinin de sorumsuz politikalarıyla İsrail yıllardır Müslümanları öldürmekten usanır noktaya geldi.
Dikkat çekici bir nokta da şu ki, tüm dünyada zulme maruz kalanların yüksek bir çoğunluğunun Müslüman olması da manidardır. Arakan olayları bitmeden Suriye, Suriye bitmeden Gazze, Gazze olayları bitmeden Bağdat, Türkiye… Müslümanlar dünyanın ‘öteki’ mahiyetindeler ve Müslümanların uğradığı zulümlerin uluslararası bir karşılığı olmuyor. Bu çifte standart uluslararası sistemin güven aralığını da ortaya koyuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.