Büyükşehir Belediyesi önemli bir toplantı yaptı. Bu toplantı malumunuz, televizyonlardan canlı yayınlandı ve gazetecilerin soru sorması yine engellenmiş oldu. Netice itibariyle yeni tramvaylar geliyormuş, imza töreni de yapılmış oldu.
Konuyu düşünüyorum, nasıl amacımızın sadece eleştirmek olmadığını, doğruya doğru, yanlışa yanlış demeye çalıştığımızı anlatabiliriz, onu bulmaya çalışıyorum. Önce Tahir Başkan bilmeli, biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilecek bir konumda bulunuyoruz. Siyasi bir gruba mensup değiliz, bu ülkeyi seviyoruz, hükümetimize güveniyoruz, Sayın Başbakanımızın samimiyetinden hiç şüphe etmiyoruz.
Gelelim asıl konuya, bu olayın doğruları nerede yanlışları nerede? Açık ifade edelim, tramvayların yenilenmesi doğru bir karar, ihale şeffaf yapılmıştır, bu da güzel. Konya Büyükşehir Belediyesinin teknik personeli gerçekten nitelikli, ben bütün markaları çok iyi incelediklerini düşünüyorum. Umarım beni yanıltmazlar. Ben Büyükşehir Belediyesinin her alandaki mühendislerine ve mimarlarına çok güvenirim. Belki de Türkiye’de alanlarındaki en iyi, en deneyimli insanlardır, onların bilerek hata yapacağına ihtimal vermiyorum.
Tramvaylar, kaliteli, modelleri iyi, özürlüler düşünülmüş, Konya’nın kahrını uzun süre çekeceğe benzer. Modellerine güre iyi de alınmıştır. Şimdi birileri İstanbul’da bunlar şu rakam, biz de bu rakam demesin. Navlun farkı diye bir şey var. İstanbul’a denizden teslim ediyorsunuz, taşıma maliyeti sıfır. Ama Konya’ya ayrıca 900 km taşıyorsunuz. Bunları hesap ettiğinizde tramvaylar kötü alınmamıştır, hatta iyi alınmıştır.
Peki, yanlış nerede? Yanlış Sayın Tahir Akyürek’in mantığında, algısında, bakışında… Açıklayalım. Biz Tahir Başkanı seviyoruz, Konya kendisini sever ama Tahir Başkan nedense ne Konya’nın dediğine kulak asar ne de bizleri dinler, bizleri muhatap alır.
Tahir Başkan bizi biraz anlasaydı, Konyalıyı biraz muhatap alsaydı sıkıntının sadece tramvayların modelinde olmadığını da anlayacaktı.
Biz Konyalıyız, eğer Tahir Bey Konyalılık ne demek bilmiyorsa hiç değilse Nazım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları, isimli kitabını tavsiye edebiliriz, orada Konyalı ne demek anlatılıyor, bilgisi olsun…
Konyalı zaten tekeden süt çıkaran demektir. Yıllarca bu sanayi tesisleri, belediyecilik, KOSKİ’nin alt yapı çalışmalarındaki başarısı, hatta ülkede tramvay İstanbul ve Ankara’nın dışında bilinmezken Anadolu’ya tramvayı getiren Konyalı mantığı devlet ya da hazine garantisiyle oluşmamıştır. Konyalı 300 milyon doları bulabilirdi, zaten o zaman başlansaydı şimdi devlet o projeyi yapacaktı, ama geçti, kullanılamadı, yapılamadı.
Tahir Başkan Konyalı, bir gün Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinin önünden belediye otobüsüne binsin. Ya da şöyle söyleyelim, danışmanları var ya hani, fotoğrafçının adamı, büyük gazeteci gibi değerli danışmanlar, onlarla birlikte binsin o otobüse. Aydınlık Evler Mahallesinin önünden sabah tramvaya binsin, dolmuşa binsin, belediye otobüsüne binsin. Binemez, zira o saatte tıklım tıklım geçen toplu taşıma araçları insanları en az üçüncü seferde alabiliyorlar.
Bizi anlamadınız Sayın Başkan, ne yazık ki elinizdeki hizmet olanağını hizmete çeviremediniz, büyük işlere imza atmak varken, bizler, Konya, sizi samimi bir şekilde severken, siz, Başbakan sayesinde kazanıyor, yaftasına razı oldunuz. Bizi anlasaydınız işin çözümünün tramvayların yenilenmesi ile sınırlı olmadığını da anlardınız. Konya yeni ve kapsamlı bir toplu taşıma mastır planına ihtiyaç duyuyor ve bu sadece yeni tramvaylarla da çözülecek bir sorun değil.
Ne diyelim, inşa Allah artık danışmanlarınız size bunları anlatır, yoksa biz zaten muhatap alınmayacağımızı biliyoruz. Artık muhatap alınmak gibi bir beklentimizde yok, aman yanlış anlamayın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.