Macit Uluçamlıbel
Macit Uluçamlıbel

Nasıl Zamanlara Denk Geldik?

Çok acayip zamanlardan geçiyoruz… Kimsenin ne istediğini bilmediği, herkesin her konuda fikrinin olduğu bir dönemdeyiz. Yolsuzluktan içeri atılan adama sırf muhaliflik olsun diye sahip çıkanların, teröre para aktarılma durumu şüphelerini yine sırf muhaliflik olsun diye es geçenlerin ergen tavırlarla ne alaka ne alaka diye araya kaynatmaya çalışanların zamanına denk geldik… Nedenini, niyesini bilmeden sokağa çıkıp bu eylemlerin sonunda ne olsun istiyorsunuz sorusuna cevap veremeyenlerin zamanına denk geldik… Hırsızlığı savunman için eylem yapmanın demokratik hak olduğunu savunup, şeriatı isteyenler de eylem yapsa demokratik hakları olur mu sorusuna hayır onu kabul edemeyiz diyenlerin zamanına denk geldik… Savaşalım operasyonlar yapalım dendiğinde askerimizi bataklığa çekiyorsunuz, dursun artık bu kan, barış gelsin diye bağıranların, barış yapalım diye uğraşıldığında kan duracak artık denildiğinde hayır bunu asla kabul edemeyiz dedikleri zamanlara denk geldik… İnsanları parti liderlerinin hastalıklarına, iyileştiklerine hatta yaşadıklarına ikna etmeye çalıştığımız zamanlara denk geldik… Doktorların hastalarına sapkınlık muhabbetleri yaptıkları, hastaların doktorları dövmeye vurmaya kalktıkları zamanlara denk geldik… İsrail’in yüzlerce milyonluk İslam aleminin ortasında müslümanları bebek, kadın, ihtiyar demeden katlettiği bunu yaparkende pişkin pişkin efelendiği zamanlara denk geldik… İsrail’i kınamanın artık yetmediği, ümmetin beklediği nizamı intizamı getirecek millet olmanın şuurunu hissetmek gerken zamanlara denk geldik… Çok dua etmemiz gereken zamanlara denk geldik…

Ülkemizde terörü maşa olarak kullanan ellerle hem de onların sınırlarında karşı karşıya geldik. Zaman kendi içimizde birik olma zamanı ocu bucu diye bölünme ayrışma ikliminden kardeşlik, birlik beraberlik iklimine geçme vakti. Birlik olursak o maşa tutan elleri kırarız. Sadece biz değil bütün ümmeti hatta tüm insanlığı bir beladan kurtarabilecek tek millet biziz… Bu bilinçle hareket etmek lazım…

Devlet Bahçeli’nin başlattığı adeta devrim niteliğindeki yürüyüşün önemini ilerde hepimiz anlayacağız. Bu yürüyüşte sayın Devlet Bahçeli’ye devletimizin ve milletimizin ihtiyacı var. Sayın Cumhurbaşkanımızın en önemli kurmayı bence sayın Bahçeli… Bu vesileyle sayın Bahçeli’ye bir kez daha geçmiş olsun diyelim. Bu önemli konunun diğer bir muhatabı olan Sırrı Süreya Önder’e de acil şifalar dileyelim. Farklı fikirlerde olsak da bazıları duruşlarıyla konuşmalarıyla tebessüm ettirir ya hah işte Sırrı bey öyle bir insan.

Kıbrıs’ta düzenlenen başörtüsü eylemlerini izlerken tüylerim diken diken oldu. Maalesef adanın tümünü ele geçirip kurtarmamış olmanın bedelini bugün yeni kuşak bize ödetiyor. “Türk askeri defol” diyebilecek kadar abuklaşan zihinleri nasıl tekrar kazanabiliriz bilemiyorum… İşimiz gerçekten zor…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Macit Uluçamlıbel Arşivi