Konya esnafı

Şehirler hakkında konuşurken, o şehre ait alış veriş kültürü ve şehrin esnafı da konuya dâhil edilir. Kimi şehirler için güler yüzlü, kimi şehirler için pahacı, kimisi için de fırsatçı ifadeleri kullanılabilir. Özellikle küçük esnaf, şehre gelen yabancının kontak kurduğu ilk şahıs olsa gerek.
 Esnaf deyince aklımıza özellikle Konya’da, sanayi esnafı gelir. Hem de hoş bir yakıştırmayla çoğunun “hacı” olduğu vurgulanır ve öylece kullanılır. Konyalı esnafının insana sıcak ve samimi gelen pek çok yönü vardır. Konya esnafı, yıllardır gelen köklü bir ticaret kültürüne sahiptir. Gerek Selçuklu gerekse Osmanlı devirlerinde özellikle kapalı çarşı şeklindeki bedesten kültürü, ticaretin ete kemiğe bürünmüş haliydi.

Ahilik kültürünün bir ayağının da Konya topraklarında devam ettiğini söylemek gerekir. İstanbul gibi büyük şehirlerden edep ve ticaret ahlakı öğrensin diye teşkilattan talebelerin Konya’ya gönderildiğini biliyoruz. Ticaretin ilkelere bağlı kalarak, helal kazanmayı, aldatmamayı, haksız rekabeti önlemeyi ve fiyatlardaki dengeyi Ahilik teşkilatının desteğiyle sağladı millet. Elbette, esnafın bizzat bu konudaki hassasiyeti de ilk hareket noktasıydı.

Kültürümüzde ustalık ve çırak ilişkisi de ayrı bir mahiyet kazanmıştır. Çırak, ustasına büyük bir hürmet ve hayranlık besler. Disiplin, her ikisi için de yazılı olmayan fakat kuralları net ve sağlam bir bağdır. Usta, çırağını yetiştirirken aynı zamanda kendinden sonraya bir eser bırakma cehdi de taşır.

İşyerinde asıl ilişki işveren ve işçi arasında devam eder. Biz de işçi, teri kurumadan ücreti verilecek bir “iş” ortağıdır. İşçi, verilen işi en iyi şekilde yapmayı düşünürken, işveren de aslında kendi işinin yapıldığının farkında olarak işçisini memnun etmeyi arzular. Aradaki bu ilişki her iki tarafın da nafakasını temin ve geçim kavgası için gerekli bir hal olarak devam eder gider.

Konya esnafının da geçmişten beri gelen bu hassasiyetleri taşıdığı kanaatindeyim. Özellikle sanayi bakımından birçok alanda kaliteli ve sağlam ürünler verilmektedir. Ayrıca, Konya esnafının hayırsever olduğu da bir gerçektir. Misal şu günlerde merhamet ayı dolayısı ile hayır işleri yoğunluk ve ivme kazanmış durumda. Küçük esnafında kendine has güzellikleri yok değil elbet. Göz hakkı deyip girdiğiniz bir kuruyemişçide tadına bakmanız için küreğin ucuyla bir avuç leblebiyi avucunuza döküverir.

Bununla birlikte, Konya esnafının işçinin parasını yeterince e zamanında vermediği gibi bir iddia da duymuyor değiliz. Böyle durumlarda başvurduğum kısa bir anket yöntemi vardır; çevremden on kadar kişiye konuyu sorarım, ortalamaya yakın bir sonuç çıkar hep. Tanıdığım sanayi işçileri, kimi patronların işçinin parasını vermede iştahsız davrandığını, geciktirdiğini, parça halinde verdiğini ve sigorta yapmada isteksiz davrandığını ifade etti. Ayrıca en çok şikâyet edilen konu, Konya’da işçi ücretlerinin yetersiz ve az olduğu idi. Bu durumun doğru ve isabetli olup olmadığı kanaatimce net bir şekilde ortaya çıkmaz. Ben, Konya esnafının kendi işini yapan işçisine bu şekilde davrandığına inanmak istemiyorum. Tanıdığım esnaftan da, bu konuya hassas yaklaşan dostlarımın olduğunu biliyorum yine de dillendirilen böyle bir durum varsa çözüme muhtaç olduğunu belirtmek isterim.

Bunun en iyi tespiti yine işçi ile işveren arasındaki bağ ve yaklaşım ile çözülebilir. Görülecek işin ne olduğu ve ücretinin ne kadarla karşılanabileceği mutlaka doğru tespit edilmeli ve her iki tarafı da tatmin etmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi