Gazzeye Giden, Gelir mi?

Evet herhalde koca karılar gibi bize oturup ağıt yakmak düşüyor. Acı acı üstüne geliyor, Gazze kan ağlarken oraya gitmeye çalışan kardeşlerimize siyonist katiller saldırıyor. Beyaz bayrak kaldırdıkları halde ateş ettiler kardeşlerimizi şehit ettiler. “Biz de canımızı vermeye hazırız” diyordu Kayalıparktaki Katil İsraili- Siyonizmi telin mitinginde… Lokman Koyuncuoğlu Bey’in yüzüne bakıyorum, “canlarından başka verecek birşeyleri kalmamış olmak” dedi ve düşündük evet başka birşey yapamadık yapamıyoruz.

Üzülmelimiyiz, yoksa sevinmeli mi bilmiyorum dedi Lokman abi aklında Hakan Albayrak vardı, benim aklımda ise Mustafa Tatlısu, Bilal Çalıkuşu, Latif Selvi… Şerefli olmak ne demek, bu çağda yiğitlik nedir bize gösterdiler, gösteriyorlar. Mustafa Bey ile Bilal Çalıkuşu, Latif Selvi’nin de isimlerinin bulunduğu 15 kişinin ismini gösterdi bize bir yetkili. Konya’dan 15 kişi gitmiş, hepsi canlarımız ciğerlerimiz kardeşlerimiz. İnşa Allah başlarına bir şey gelmemiştir…

Ah şehitlerimizin kanları kurumuştur şimdi, biz onları alamayacak mıyız? Onları getiremeyecek miyiz? Bizim devletimiz sadece büyükelçisini mi çağıracak... Bunun bize ne faydası olacak, bizim yaralılarımız, şehitlerimiz küffarın elinde, gün oldu, gece oldu hala gelmez... Getirilmez, orada şimdi ne haldedirler, orada küffarın, siyonizmin elinde, zulmünden şimdi nasıl acı çekiyorlardır...

Allah’ım sen bize yardım et, sen Filistine yardım et, Sen Gazze'ye yardım et...  Birşey söyleyemediler bizlere, sevdiklerine ulaşamadılar, kapalı telefonları, hatlar kesilmiş ulaşamadılar, ulaşılamadılar... Küffarın elindeler ve ölü ya da canlı olduklarını bile bilemiyoruz ve sadece ağıt yakabiliyoruz onu bile şerefimizi koruyarak yaptığımız konusunda şüphelerle... Küçük kız babasına yazdığı mektubu okudu Kayalıparkta, “sen şehit olduysan da biz üzülmüyoruz, sen bizi iyi bir evlat olarak yetiştirdin teşekkür ediyoruz”, diyordu, ah küçük kızın yüreği biz de yok, biz gidemedik...

Hükümet temkinli olmalıymış, neden İsrail temkinli olmuyor, neden hiç acımadan sadece yardım malzemesi taşıyan insanlara saldırabiliyor, çocukları öldürüyor, kadınları öldürüyor, sivil insanları öldürüyor.

Temkinli olmak neden sadece bize düşüyor, bizim askerimiz yok mu, bizim ordumuz yok mu? Bizim insanımız bu kadar kolay mı feda edilir?

Birleşmiş Milletler umursamıyor, bakın BBC umursamıyor, ABD umursamıyor, İngiltere umursamıyor, AB umursamıyor, CNN umursamıyor... Foklara bile bizim insanımıza acıdaklarından, bize acıdıklarından daha fazla acıyorlar.

Yorgunuz, yorulduk, zaman en acı rüzgarlarını savuruyor üzerimize, ölenimize mi acıyalım onu küffarın elinden alamayışımıza mı yanalım? Heryer demir perde olmuş sanki, çelik ve yaz günü eski zamanlar zemherisi gibi soğuk bir silah sesi çınlıyor kulağımda, ateş ediliyor sesi kulağımda çınlıyor... Anne ağlıyor, oğlum gönüllü gitti, bir haber alabilsem, alamadık anam, haber alamadık. Bu kadar gelişmiş teknolojilere, uzayı bile metal yığını haline geitren iletişim ağlarına rağmen biz haber alamadık... Açıklama yaptık, sert açıklama yaptık, bir de elçimizi çektik...

Gururu kırılmış soy atları gibiyiz şehirden, dünyadan gitmek istiyoruz ama nereye Allah'ım ve ne zaman haber alabileceğiz o insanlardan. Bizim ordumuz bizim askerimiz değil mi, Akdenizin yarısı bizim değil mi? Ordumuzun silahı, uçağı, helikopteri, destroyerleri bizim değil mi? Neden biz onlara karşılık veremedik, neden koskocaman Arap dünyasından tek tepki gelmedi, neden kalabalıklaştıkça ben azaldığımızı düşünüyorum, neden ümitsizleşiyorum, neden üşüyorum... Neden serbest bırakıtıramıyoruz kardeşlerimizi, neden ölülerimizi alamıyoruz, neden yaralılarımızı alamıyoruz. Yanlarına yaptıkları kar mı kalacak?

Ama biliyorum bizim Allah'ımız var, O HZ Musa'ı göndermişti zulme karşı, Hz İsayı göndermişti, Peygamberimizi iki cihan güneşimizi göndermişti.

Umudumuzu kaybetmemek gerek... Dua dua büyüyeceğiz biliyorum en karanlık günlerde, yenilgi yenilgi büyüyeceğiz…

Allah Gazze’deki gönüllü kardeşlerimize yardım etsin, Şehitlerimize rahmet eylesin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi