Başkanım bu Konyaya yakıştı mı?

 

26 Ağustos günü Konya’da çok ilginç bir olay yaşandı. Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ve Pakistan Dışişleri Bakanı Mahdum Şah Mahmud Kureyşi, Mutlan Belediye Başkanı Fisal Ahmet Mukhtar Konya’daydı. Konuklar Mevlana Müzesine ve Şemsi Tebrizi türbesine götürüldü. Sema izletildi, Konya gezdirildi. Buralarda her şey normal…

 
Ama konukların Konya’da asıl bulunmalarının nedeni Konya Büyükşehir Belediyesi ile Pakistan’ın Multan Belediyesini kardeş yapacak imzaların atılacağı törendi. Ve Konuklar tören için Mevlana Kültür Merkezine geçtiler ve ne olduysa orada oldu.
 
Törene başlandı önce Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu konuştu. Sayın Bakan konuştu konuşmasına ama misafirler konuştuklarını yanlış anlıyorlardı, çünkü tercüman yanlış tercüme ediyordu. Sonra birkaç defa Bakan uyardı ve kendisi tercümeyi yaptı. Daha sonra ise tercüman hiç olaya dâhil olmadı, gayet pişkin ve kendinden emin bir şekilde ‘ben tercüme yapamayacağım sayın bakanım’ deme yüzsüzlüğünü gösterebildi. Bakan daha sonra devam edecek misin deyince artık her şey anlaşıldı tercümanın İngilizce bilgisi tercümanlık yapacak düzeyde değildi. Ve evet Konya büyükşehir Belediyesi, Konya Kültür Müdürlüğü ile birlikte müthiş bir fiyaskoya imza atmış oldu sadece Konya’yı değil Türkiye’yi dünyaya rezil ettiler.  
 
Birkaç gündür düşünüyorum bu konuyu yazayım mı? Evet, bu konuyu yazmayacaksak, haber bültenlerimizden, gazete sütunlarımızdan aktarmayacaksan biz kendimize nasıl gazeteci diyeceğiz Allah’ınızı severseniz. Bu olay Konya’yı Türkiye’yi yedi düvele rezil etmiş bir olay değil midir? Bu olaydan sonra birilerine hesap sorulması, birileri olaydan dolayı özür dilemesi gerekmez mi? Neden böyle saçma sapan bir aksaklık yaşandı, bu olayın sorumluları cezalandırıldı mı? Doğrusu biz gazeteci olarak merak ediyorum. Olay için yaşandı geçti, canım olur bazen böyle şeyler deme yüzsüzlüğüne de kimse sığınmamalıdır diye düşünüyorum.
 
Bağdat’ta ABD’li gazeteciler doğruları değil de ABD ordusunun istediklerini söylediği zaman suçlu oluyor da biz bu ayıbı ifşa etmediğimizde suçsuz mu oluyoruz. Konya’da gazetecilik işte oralarda bir yerde kaybolup gitmedi mi?

Neticede ben açıkça ifade edeyim bu olay Konya Büyük Şehir Belediye Başkanının bir ayıbıdır ve büyük bir ayıptır. Aynı zamanda Kültür Müdürlüğünün de ayıbıdır ve Sayın Tahir Akyürek’e de, Sayın Çıpan’a da bu olaydan dolayı açıklama yapma mecburiyeti hasıl olmuştur.

Tabi yetkililer bu yazıyı muhatap almaya bilirlerde, hiç yazılmamış gibi de davrana bilirler.

 
Aklıselim düşünmeye çalışıyorum, mutlaka bu ayıbın hesabı verilmelidir. Hiç kimse bu olaydan dolayı Türkiye’nin düştüğü durumu önemsemiyor mu?

Ya da hiç kimse Sayın Ahmet Davutoğlu’na tercümanlık yaptırmanın ayıbını kendimde hissediyorum demeyecek mi?

 
O memur arkadaşımız kaç lira maaş alıyor bilmiyorum, o görevi neden kabul etti, o göreve nasıl geldi hiç bilmiyorum. Amacım arkadaşımızı küçük düşürmek de değil. Zaten duyduğuma göre “tercüman diyemeyiz ama Türkiye’yi küçük düşüren diyebiliriz” arkadaş Japonca biliyormuş,  İngilizce değil. Kim Japonca çevirmenine İngilizce Tercümanlığı yaptırdı. Konya Büyükşehir Belediyesinin tercümanı yok mu? Eğer yoksa bu kardeş şehir ilişkilerini nasıl yürütecek Sayın Başkan? Yoksa hepsi göstermelik mi? neticede şaşkınım.
 
Sahi kim verdi bu görevi, bu arkadaşımıza, bir açıklama beklemek hakkımız değil mi?
Yahu sonra neden Pakistan’la İngilizce konuşuluyor, Urduca konuşulabilir, Arapça konuşulabilir ya da Farsça ya da Türkçe ama neden İngilizce?
 
Oralarda kelli felli bu işleri herkesten çok iyi bilen bir birinden büyük, bir birinden gururlu, bir birinden kibirli arkadaşlarımız bu işi daha iyi yönetemez miydiniz?
Nasıl olsa her halükarda yüzde 60 oy alacağınız garanti ben de biliyorum, onun içinde bizleri muhatap alamayacaksınızdır, onu da tahmin edebiliyorum.
 
Konya’yı yedi düvele rezil etmeniz yetmez gibi bir de ülkemizin en çalışkan insanlarından, medarı iftiharımız Ahmet Davutoğlu Beyefendiyi misafirlerinin yanına küçük düşürdünüz. Olması gereken galiba bu, zira Konya’yı dünya kenti yapmak ancak böyle mümkün oluyor, ya bina çöküyor ya, kuran kursu havaya uçuyor ya da tercüman krizi yaşanıyor.
 
Evet, dünya şehri olmak böylede başarılıyor.  Ne diyelim, başkanım aman siz çok yaşayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi