Artık EVET deme vaktidir...

Anayasa Mahkemesi bir karar verdi, neticede hükümette tepki gösterdi, muhalefette. Evet, kabul ediyorum Anayasa, Anayasa Mahkemesini Anayasa değişikliği konusunda bağlıyor ve AYM Anayasadaki, Anayasa Mahkemesinin değiştirilen Anayasa hükümlerini sadece şekil yönünden inceleyeceği kuralına ters düşmüş oluyor. Ama bütün bunlara rağmen Anayasa Mahkemesi herşeye rağmen CHP'nin ya da Ergenekon Terör örgütünün etkisinde olmadığını, kendisi kararlarını verebilecek bir yapıda olduğunu bize göstermiş oldu. Anayasa Mahkemesi bu kararıyla kesinlikle hukukun katlini önlemiştir ama kendisinin değiştirilen Anayasa Maddelerininde de karar mercii olarak görmüştür. Ne olursa olsun ben Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın ülkemiz için hayırlı olduğuna inanıyorum. Artık referanduma gideceğiz, Allah ömür verirse tabiki ben de oy kullanacağım ve şimdiden ilan edeyim EVET diyeceğim. Yetersiz olmasına rağmen bu Anayasa dğişikliği ülkemizde özgürlüklerin geliştirilmesi ve çoğulcuğa katkıda bulunması bakımından önemlidir diye düşünüyorum.

Benim anlayamadığım hükümetin hemen Anayasa Mahkemesinin aleyhinde açıklamalar yapmasıdır. Nedem nöyle bir yol tercih ediliyor bilemiyorum, Anayasa Mahkemesi dik duruş sergilemiş ve bir çok baskıya rağmen Anayasa değişikliğindeki üç maddeyi iptal etmemiştir. Çok küçük bazı ifadeleri hukukun üstünlüğüne muhalif olduğu gerekçesi ile çıkartmış ve maddeleri iptal etmemiştir. Bunun önemli olduğunu ve Anayasa Mahkemesini eleştirmek yerine referandumdan sonra yeni bir Anayasa değişiklikleri ile Anayasa Mahkemesinin görevi yeniden belirlenebilir ama Anayasa Mahkemesi şimdi eleştirilmeyi değil bence taktir edilmeyi hak etmektedir. Çünkü derin güçlere rağmen, HSYK'ya rağmen, CHP'ye rağmen, Ergenekon Terör Örügütüne rağmen hukuku çiğnememiş ve Meclisin Anayasa yapıcılığını onaylamıştır. Bu önemlidir ve ben yüce mahkemenin hakimlerini bu dirayetli duruşları için kutluyorum. Hükümet artık geniş bir kampanya ile bu Anayasa değişikliğinin referandumda "EVET" geçmesi için çalışması gerekmektedir. Tabiki bu noktada Saadet Partisini duruşu için ayrıca kutlamak gerekir, güce karşı taviz vermeyerek dirayetli bir duruş sergilemek bu ülkede her siyasi partinin yapabileceği bir duruş değildir. Türkiye'de bütün aleyte konjonktüre rağmen ayakta kalabilmiş ve duruşundan taviz vermeden doğruların yanında yer alabilmiş bir siyasi parti olmak Saadet Partisinin başardığı bir siyasi hareket oldu. Bunun önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette hükümet özellikle YAŞ kararlarını mahkemeye götürebilecek dirayetli adımları atabilmiştir, HSYK'nın yapısını değiştirecek bir adımı atabilmiştir, Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirecek bir düzenlemeyi getiren adımları atmıştır bunlar güzel adımlardır ve işte bu adımlara destek olabilmekte önemlidir ve Saadet Partisi Türkiye'ye siyaset dersi vererek doğruya doğru demiş ve muhalefet eksikliğinde muhalefetin yapamadığını yapmıştır. CHP'yi kiç gündeme almaya bile değer görmüyorum, duruşuda, ideolojiside zaten bizimle tamamen ters ama MHP farklı. Buna rağmen bakın MHP'ye, Bahçeli bağıra çağıra Başbakanı eleştirip duruyor, öyle ifadeler kullanıyor ki tam anlamıyla siyasete ihanet ediyor. Başbakanı terörün sorumlusu ilan ediyor, eline bir urgan almış idam mangaları kuruyor. Sanki iktidara gelse Törör Elebaşını asabilecek? Yahu kardeşim siz iktidardayken bu adamı Türkiye'ye paketlemediler mi? Neden asamadın da şimdi grup toplantılarında, meydanlarda idam sehpaları kuruyorsun? İnandırıcılığını kaybetmiş bir siyasi çığırkanlığı benimsemek bu ülkeye ne kazandıracak? Oysa MHP Anadolunun derinliklerinden gelen bir siyasi geleneğe sahipti? Ben Devlet Bahçeli'nin konuşmasını dinlerken Saadet Partisinin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorum hep. CHP ile terörün siyasi kanadı ile aynı cephede olmak hangi milliyetçilikle örtüşür bilemiyorum.

Neticede önümüzdeki süreç bir ayrışma süreci olacaktır, referandumu böyle görmek gerekiyor, Türkiye'nin geleceği için siyaset yapanlarla Türkiye'nin yürüyüşüne takoz olmak isteyenlerin ayrışması. Bakın kim çoğulculuğu istiyor, kim daha çok demokrasiyi istiyor, kim hukukun üstünlüğünden yana, kim ülkenin gelceğini karartıyor, kim aydınlık bir gelecek istiyor bunların hepsini bu süreçte göreceğiz.

Neticede Anayasa Mahkemesinin kararı ile Türkiye rahatlamıştır ve artık geleceğin daha güzel olması için, özgürlükler için, çoğulculuk için, hukuk için, milletimizin kazanması için EVET deme vaktidir ve bu siyasi bir duruş değil Türkiye'nin aydınlık geleceğinin yanında yer alan bir duruştur...  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamdi Bağcı Arşivi