Yaptırım komedisi
İktidar değişimi sonrası bir anda karşısında Kırım krizini bulan Ukrayna uluslararası kamuoyunu yardıma çağırırken, AB/ABD ortaklığında Rusya'ya yönelik başlatılan 'yaptırım savaşı'nın ise sembolik olmaktan öte bir anlam ifade etmeyeceği görülüyor. Rus kuvvetlerinin Kırım yarımadasını ele geçirmesi Rusya ve Batı arasında Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana görülen en ciddi ayrılığı tetikledi. Almanya Başbakanı Merkel, Rus lider Vladimir Putin'in gerginliği hafifletmek için atacağı adımların başarısız olması halinde Avrupa yaptırımlarının 'kaçınılmaz' olacağını söyledi. Diğer taraftan Rusya'nın Kırım konusundaki tavrı nedeniyle gündeme gelen yaptırımlar Moskova'ya geri adım attıracak kadar kapsamlı görünmüyor. Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya ile sıkı ticari ilişkiler içinde olması, yaptırımların Rusya kadar AB ülkelerine de zarar vereceği endişesini doğuruyor.
PUTİN LİSTEDE OLMAYACAK
Kırım'ın Rusya'ya bağlanması yönünde 16 Mart'ta yapılacak referandum yaklaşılırken, diplomatik çözüm umutları yerini yaptırım çabalarına bırakmaya başladı. AB zirvesinde alınan üç aşamalı kararın ilk aşaması, Rusya ile vize muafiyeti alanında yürütülen müzakerelerin askıya alınması, ekonomik işbirliğine ilişkin müzakerelerin durdurulması ve G8 Zirvesi hazırlıklarına ara verilmesi şeklindeydi. AB kararının ikinci aşamasını seyahat sınırlamaları ve Rusların Avrupa'daki mal varlıklarının dondurulması oluştururken, en son ve en önemli aşama ise silah ve ticaret ambargolarını içeriyor. Ancak AB kaynakları, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ya da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov gibi isimlerin listede yer almayacağını belirtiyor.
Her ne kadar AB kanadında yaptırım kararı için hazırlıklar başlasa dayaptırım kararı en erken 17 Mart'ta alınabilecek. Bu da Kırım'daki referandumun çoktan yapılmış ve ortaya yepyeni bir durumun çıkması anlamına geliyor.
ABD'den eşzamanlı karar
Rusya'ya karşı, geçen hafta AB zirvesinden çıkan üç aşamalı strateji kararının ardından ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu da Rusya'ya yaptırım çağrısında bulunan tasarıları kabul etti. Kanun tasarısına göre, hükümet karşıtı eylemler sırasında insan hakları ihlaline karışan, yolsuzluğa bulaşan veya Ukrayna'nın güvenliğine ve istikrarına zarar verecek eylemlerin içinde yer alan Rus veya Ukrayna vatandaşlarının ABD'deki mal varlıkları dondurulabilecek bu kişilere seyahat yasağı konabilecek veya vize başvuruları reddedilebilecek. Beyaz Saray'da Başkan Barack Obama ile görüşen Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk, 'Putin'in ilk planı Kırım'ın yönetimini ele almak ancak o daha da ileri gidebilir. Başkent Kiev dahil, tüm Ukrayna'yı nasıl ele geçirebileceğine dair kesinlikle diğer planları var' demişti.
Referandum öncesi tatbikat
Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde 'ayrılık' referandumuna günler kala Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna sınırına yakın bölgelerde planlı eğitim tatbikatı yapıyor. 8 bin 500 askerin katıldığı ifade edilen ve Ukrayna sınıra yakın Rostov, Belgorod, Kursk ve Tambov bölgelerinde yapılan planlı tatbikat, mart ayının sonuna kadar sürecek.
Misilleme korkusu
Rusya'nın ABD ile ticari ilişkilerine gelince, Rusya İstatistik Kurumu Rosstat'ın verilerine göre Rusya 2012-2013'te ABD ile 11,2 milyar dolarlık ithalat, yaklaşık 27 milyar dolarlık da ihracat gerçekleştirdi. Rusya'nın ihracatının yüzde 76'sını petrol ve doğalgaz, yüzde 16'sını madenler ve hammaddeler, yüzde 7'sini de kimyasal maddeler oluşturdu. Bunun dışında Ford, Boeing, General Motors, ExxonMobil gibi çok sayıda ABD şirketinin Rusya'da yatırımı söz konusu. Rusya'nın, Avrupa ve Amerika'daki Rus şirketlerinin mal varlıklarının dondurulmasına karşılık Rusya'da faaliyet gösteren AB ve ABD şirketlerine el koymasına olanak sağlayacak kanun üzerinde çalıştığı basına yansımıştı.
Boşluğu BRICS doldurabilir
ABD ve AB'nin Rusya'yla ticareti durdurması durumunda, Rusya'nın ortaya çıkacak olumsuzluğu başta BRICS (Brezilya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerle ticaretini ilerleterek aşabileceği belirtiliyor. Silah ambargosuna gelince, söz konusu ambargo tehditlerinin neredeyse en zayıf halkasını silah ambargosu oluşturuyor. Bunun nedeni ise Rusya'nın AB ülkeleriyle elle tutulur bir silah ticaretinin olmayışı. Bu konuda Rusya'nın en büyük müşterileri sırasıyla Hindistan, Çin, Cezayir, Venezuela ve Vietnam. Rus silahının en büyük müşterisi Hindistan. Ekonomik ambargonun AB şirketleri açısından diğer bir riski de Rus piyasasından çekilecek bu şirketlerin piyasayı rakiplerine kaptıracak olmaları ve ilerde ilişkiler düzelse bile yeniden Rus piyasasına girmelerinin oldukça zor olacağı.
İran'a benzemez!
Yaptırımların caydırıcılığı konusu da diğer bir önemli nokta. Rusya'ya uygulanması düşünülen yaptırımlar BM yaptırımları olmayacağı için İran'da alınan sonucun bir benzerinin alınması söz konusu değil. Uygulanması durumunda ise yaptırımların Rusya'ya vereceği zarar kadar AB'ye de zarar vermesi olası. Eurostat verilerine göre, 2012'de Rusya AB'ye 123 milyar avroluk ihracat yaparken, karşılığında yaklaşık 213 milyar avroluk mal ithal etti. Rusya'nın ihracatının yüzde 76'sını petrol ve doğalgaz oluştururken, AB ülkelerinden araç ve işlenmiş ürün satın aldı.
KREMLİN ALARMDA
Küresel ekonomik krizle sarsılan Avrupa'nın ABD ve Çin'den sonra en büyük ekonomik ortağı ile ilişkilerini askıya alması, Avrupa açısından da büyük sorunlar doğuracak. Diğer yandan Kremlin de boş durmuyor. Yaptırımlar karşısında Moskova'nın ne yapacağına dair senaryolar çizilmeye başlandı. Rusya'nın döviz rezervleri, banka hesapları ve şirket kredilerinin dondurulmasını kapsayan olası bir kötü durum senaryosu için yetkililer ekonomik maaliyeti hesaplıyor. Rus hükümeti, ortaya çıkacak riskleri görüşmek üzere devlet şirketleri ve Rus milyardelerle toplantılara da başladı.
Rusya'ya karşı birlik yok
Yaptırımlar konusunda diğer bir sorun, Avrupa Birliği ülkeleri arasında görüş birliği sağlanmaması. Yaptırımlar yoluyla Rusya'nın ikna edilmesini savunan ülkelerin başını İngiltere çekerken, Fransa gerilimin düşürülmesi konusunda yaptırımların söz konusu olabileceğini dile getiriyor. Almanya ise siyasi çabaların en ileri noktaya götürülmesi kaydıyla yaptırımlara destek veriyor. Rusya'nın kapı komşusu Estonya ve Letonya ile Litvanya da yaptırım kararlarının arkasında. Yunanistan ise 'yaptırım istemediklerini' açıkça dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.