Yaban koyunları için alarm zilleri çalıyor

Yaban koyunları için alarm zilleri çalıyor
Türkiye'de Konya Bozdağ'da koruma altında olan, Karaman ve Nallıhan'da doğal yaşama bırakılan Anadolu yaban koyunlarının

Türkiye'de Konya Bozdağ'da koruma altında olan, Karaman ve Nallıhan'da doğal yaşama bırakılan Anadolu yaban koyunlarının hastalıklara karşı direncinin zayıf olması nedeniyle sayılarının 800'e kadar düştüğü bildirildi.
     Doğa Koruma Merkezi Yaban Hayatı Araştırma Koordinatörü Deniz Özüt,  2001 yılında Anadolu yaban koyununun genetiği, ekolojisi ve korunması üzerine araştırma yapmaya başladıklarını, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile birlikte çalıştıklarını bildirdi.
     Anadolu yaban koyunu (ovis gmelinii Anatolica) olarak bilinen yaban koyunu türünün neslinin tehlike altında olduğunu belirten Özüt, Bozdağ'da 700 civarında, Nallıhan'daki Sarıyar Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Karaman Karadağ'a 2005 yılından bu yana doğal yaşama salınan koyunlardan da yaklaşık 100 tane kaldığını ifade etti.
     Özüt, 1967 yılında yaban koyunu sayısının 50'lere kadar düşmesi üzerine Milli Parklar'ın Konya-Bozdağ'da koruma çalışması başlattığını belirterek, ''Koruma çalışmaları sonucunda yaban koyunlarının sayısı 1986 yılında 320, 1998 yılında 620 ve 2001 yılında bin 200'e kadar yükseldi. Ancak 2004 yılından bugüne kadar yaban koyunlarının sayısı 800'lere kadar geriledi'' dedi.
    
     -GENETİK ÇEŞİTLİLİĞİN DÜŞÜK OLMASI SAYILARINI AZALTTI-
    
     Yaban koyunlarının sayısının azalmasında paratüberküloz hastalığının etkili olduğunu belirten Özüt, şunları kaydetti:
     ''Anadolu yaban koyununun uzun vadede neslinin tehlike altında olması, genetik çeşitliliğinin çok düşük olmasına bağlı. Ancak bunun yanında, alanı ne kadar büyük olursa olsun, yaban koyunları Konya-Bozdağ'da telle çevrili bir alanda yaşamakta. Bu sınırlı alandaki yaban koyunu yoğunluğunun aşırı artışı, ortaya çıkan ilk hastalığın salgın şeklinde hızla yayılarak çok sayıda hayvanı etkilemesine neden oldu. 2004 yılından sonra yaşanan ölümler de aslında bununla ilgili. Hastalıklara direnç göstermede etkili olan genetik altyapının da oldukça aşınmış olması, bu son paratüberküloz salgınında yaşanan kayıpları artırmıştır.''
     Anadolu yaban koyununun neslini sürdürmesine yardımcı olmak için, yeniden aşılama çalışmalarıyla doğal yaban koyunu sürüleri oluşturulmaya başlandığını ifade eden Özüt, ''Bu yeni sürüler, doğal şartlarda yaşamayı başarabilirlerse kendi nesillerini sürdürmek için çok önemli bir adım atılmış olacaktır. Biz insanlar da doğal ortamlarında artık onlara zarar vermezsek, Anadolu yaban koyunu bozkırlarımızın en nadide canlılarından biri olacaktır'' diye konuştu.
     Nallıhan'daki aşılama çalışmalarından başarılı sonuçlar alındığını kaydeden Özüt, Karaman'da da yaban koyunlarının doğaya adapte olmaları için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.
    
     -DOĞAL ŞARTLARA AYAK UYDURUYORLAR-
    
     Anadolu yaban koyununun geleceğinin tehlikede olduğunu dile getiren Özüt, ''Yeniden aşılama dediğimiz doğaya bırakma ve ardından gelen izleme ve koruma çalışmaları başarıya ulaşamazsa türün geleceği tehlikededir'' dedi.
     Anadolu yaban koyununun dayanıklı ve üreme kapasitesi oldukça yüksek bir hayvan olduğunu belirten Özüt, şöyle devam etti:
     ''Doğru koruma yaklaşımları izlendiği takdirde yaban koyunlarının gelecekleri o kadar da karanlık gözükmüyor. Karaman'a aşılanan sürü, 2005 yılından bu yana, aynı alanı kullanan evcil sürüler ve kurt gibi yırtıcıların getirdiği baskıyla karşı karşıya kaldı. Yaban koyunu sayısı burada 60'lardan 20'lere kadar geriledi. Bu sürülerin uzun vadede yaşama şansı oldukça düşük. Ancak Nallıhan'a aşılanan 100 civarında yaban koyunu üzerinde sürdürdüğümüz izleme çalışmaları, bugün Nallıhan'da yine 100'e yakın yaban koyunu olduğunu gösteriyor. İlk yıllarda yavrular ve erişkinlerde görülen yüksek ölüm oranları bugün oldukça düştü. Yaban koyunları sahayı tanıyıp, yırtıcıların ve evcil sürülerin tehditlerini bertaraf etmeyi öğrendikçe, üreme ve hayatta kalma başarıları yükseldi.''
     Özüt, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2009 yılında Nallıhan sahasına kurulan yetiştirme alanıyla her yıl doğaya yetişkin bireyler bırakılabileceğini ve Nallıhan'daki ''özgür sürülerin'' uzun vadede yaşama şansının oldukça artırılmış olacağını sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.