Washington Post’un Türkiye analizi
Yayınlanma:
ABD'nin etkili gazetelerinden Washington Post'da yayınlanan haberde yeni Türkiye değerlendirildi..
ABD’nin etkili gazetelerinden Washington Post’da yayınlanan Jackson Diehl imzalı yazıda Türkiye ile ilgili ilginç değerlendirmeler yer aldı.
“Wikileaks belgeleri 21’inci yüzyıl Türkiyesi’ni nasıl yakalıyor?” başlıklı yazıda, “AK Parti’nin 8 yıllık iktidarı sırasında, ABD’nin idare etmek zorunda kalacağı 21’inci yüzyılın dolambaçlı ilişkilerinin bir modeli tarzında bir şey haline geldiği” yorumunda bulunuldu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, geçen haftaki Washington ziyareti sırasında Washington Post’a verdiği mülakattan alıntıların da yapıldı.
Yazıda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Washington ziyareti sırasında yaptığı açıklamalara ve kendisine verdiği demece de yer veren Washington Post yazarı, şöyle yazdı:
'İSRAİL SALDIRISI TÜRKİYE'NİN 11 EYLÜL'Ü'
“Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gülümseyerek yineledi: Evet, Mayıs ayında Gazze açıklarında İsrailli komandolarla Türk İslamcı eylemcilerin çatışması El Kaide’nin New York ve Washington’daki saldırılarıyla karşılaştırılabilir. Davutoğlu, ‘Tekrarlıyorum, bu olay Türkiye’nin 11 Eylül’üydü!’ diye haykırdı. 11 Eylül’de 2 bin 900, filo savaşında ise 9 kişinin öldüğü hatırlatılınca, ‘Rakamları kastetmiyorum. Türkiye’deki psikolojik şoku ifade etmeye çalışıyorum. Vatandaşlarımız yabancı bir ordu tarafından öldürüldü’ diye ekledi.
Aslında durum bu kadar basit değil. Türkler masum siviller değil, meydan okuyan militanlardı; intihar bombacıları tarafından değil, ilk silahları boya topu ve gözyaşartıcı bomba olan profesyonel askerlerdi. Bu yüzden, Davutoğlu’nun, hükümetiyle Obama yönetimi arasında uyumsuzluk olması için bir sebep olmadığını söylemesi biraz kulak tırmalayıcıydı.”
'DAVUTOĞLU NEO-OSMANLI'
Diehl, Wikileaks belgelerinde “son derece tehlikeli” ve “neo-Osmanlı İslamcı fantezilerde kaybolmuş” denilen Davutoğlu’nun kendisine, “İngiltere eski sömürgeleriyle bir milletler topluluğu halinde, neden Türkiye eski Osmanlı topraklarında, Balkanlarda, Ortadoğu ve Orta Asya’da yeniden liderlik kurmasın?” dediğini yazdı.
“Wikileaks belgeleri 21’inci yüzyıl Türkiyesi’ni nasıl yakalıyor?” başlıklı yazıda, “AK Parti’nin 8 yıllık iktidarı sırasında, ABD’nin idare etmek zorunda kalacağı 21’inci yüzyılın dolambaçlı ilişkilerinin bir modeli tarzında bir şey haline geldiği” yorumunda bulunuldu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, geçen haftaki Washington ziyareti sırasında Washington Post’a verdiği mülakattan alıntıların da yapıldı.
Yazıda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Washington ziyareti sırasında yaptığı açıklamalara ve kendisine verdiği demece de yer veren Washington Post yazarı, şöyle yazdı:
'İSRAİL SALDIRISI TÜRKİYE'NİN 11 EYLÜL'Ü'
“Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gülümseyerek yineledi: Evet, Mayıs ayında Gazze açıklarında İsrailli komandolarla Türk İslamcı eylemcilerin çatışması El Kaide’nin New York ve Washington’daki saldırılarıyla karşılaştırılabilir. Davutoğlu, ‘Tekrarlıyorum, bu olay Türkiye’nin 11 Eylül’üydü!’ diye haykırdı. 11 Eylül’de 2 bin 900, filo savaşında ise 9 kişinin öldüğü hatırlatılınca, ‘Rakamları kastetmiyorum. Türkiye’deki psikolojik şoku ifade etmeye çalışıyorum. Vatandaşlarımız yabancı bir ordu tarafından öldürüldü’ diye ekledi.
Aslında durum bu kadar basit değil. Türkler masum siviller değil, meydan okuyan militanlardı; intihar bombacıları tarafından değil, ilk silahları boya topu ve gözyaşartıcı bomba olan profesyonel askerlerdi. Bu yüzden, Davutoğlu’nun, hükümetiyle Obama yönetimi arasında uyumsuzluk olması için bir sebep olmadığını söylemesi biraz kulak tırmalayıcıydı.”
'DAVUTOĞLU NEO-OSMANLI'
Diehl, Wikileaks belgelerinde “son derece tehlikeli” ve “neo-Osmanlı İslamcı fantezilerde kaybolmuş” denilen Davutoğlu’nun kendisine, “İngiltere eski sömürgeleriyle bir milletler topluluğu halinde, neden Türkiye eski Osmanlı topraklarında, Balkanlarda, Ortadoğu ve Orta Asya’da yeniden liderlik kurmasın?” dediğini yazdı.

ERDOĞAN RAKİPLERİNDEN ÇEKİCİ GÖRÜNÜYOR
Diehl, yazısına şöyle devam etti: “Aslında, ’Arap sokaklarının’ muhtemel lideri Erdoğan, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah gibi rakiplerden çekici görünüyor. Neticede Türkiye, Avrupa ticareti ve yatırımına bağımlı durumda, demokratik bir Irak, nükleer güç olmayan bir İran ve Afganistan’da başarılı bir NATO istiyor. Hala İsrail’i tanıyor. İşin esasında hakiki bir Müslüman demokrasi, bu, onun daha zor, hem de bir şekilde, eskiden olduğundan daha fazla müttefik olduğu anlamına geliyor”.
İmparatorluğun en tabii ve meşrû vârisi Türkiye Cumhuriyeti’dir
Eski Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel, Mayıs 2008’de Radikal gazetesinde yayımlanan yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Milletler Topluluğu’nun İngiltere’ye ne derece önemli bir statü kazandırdığını izah etmeye lüzum yoktur. İngiltere Kraliçesi’nin ziyaretini takip ederken, aklımıza milletimizin kurduğu muhteşem cihan devleti, Osmanlı İmparatorluğu geldi. Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altındaki topraklarda bugün 45 ülke bulunmaktadır. İşte böyle bir imparatorluğun en tabii ve meşrû vârisi Türkiye Cumhuriyeti’dir. Cumhuriyetimizin yönetim şekli elbette Osmanlı’dan farklıdır. Ancak Osmanlı’nın sosyal, ekonomik ve kültürel mirasını devraldığımızı, ideolojik peşin hükümlerden sıyrılarak kabul etmemiz gerekir."
Dünya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.