TURİST REHBERLİĞİNDEN ÇOBANLIĞA

Uzun yıllar Avrupa’da yaşayan ve dört dil bilen Konyalı vatandaş şimdilerde kendi köyünde çobanlık yapıyor. Avrupa’ya gittiğinden dolayı çok pişman olduğunu ifade eden Taşçı, “Keşke Avrupa’ya hiç gitmeseydim. Avrupa’ya giden yurttaşlarımız sefaletin eşliğindedir. Gidenlerin hepsi de pişmandır”dedi

Çobanlık mesleği Türkiye’de özellikle bazı kesimlerce hakir görülen bir alan. Hatta geçmiş yıllarda Türkiye televizyonlarında boy gösteren ünlü bir isim de “Benim oyumla çobanın oyu bir mi?” diyerek çobanları küçük düşüren açıklama yapmıştı. Ancak Anadolu insanı bu düşüncelere her zaman güzel cevap vermiştir. İşte çobanlık yapan Erol Taşçı isimli bir vatandaş da, çobanları küçümseyen kişilere bilgisiyle ve kültürüyle güzel bir cevap veriyor. Uzun süre Avrupa’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönerek turist rehberliği yapan ve 4 dil bilen 52 yaşındaki Erol Taşçı ‘Turizm Kokartı’ olmadığı için elindeki rehberlik mesleği alınınca çobanlık yapmaya başladı

“ AVRUPA’YA GİTMEKTENSE KENDİ KÖYÜNDE ÇOBANLIK YAPARIM”

Konya’nın Kulu İlçesi’ne bağlı Karacadağ Kasabası  nüfusuna kayıtlı 52 yaşındaki Erol Taşçı Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaklaşık on yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye dönerek, Antalya’nın Alanya İlçesi’nde turist rehberliği yapmaya başladı. 2012 yılında yapılan bir yasa değişikliği ile, Kokartı olmadığı için turist rehberliği mesleğine son verip kendi köyü Karacadağ’a dönüp çobanlık yapmaya başladı.1984 yılında Avrupa’ya giden Taşçı, Almanya, İsveç ve Norveç’te kaldığı on yıl içerisinde İngilizce, Almanca, İsveççe ve Norveççe dillerini öğrenerek, 1994 yılında Türkiye’ye dönüp, 2012 yılına kadar turist rehberliği mesleğini icra etmeye başladı., mesleği elinden alınan Taşçı, Avrupa’ya gitmektense kendi köyünde çobanlık yapmaktan gurur duyduğunu belirterek, Avrupa’da yaşayan tüm hemşerilerine de köylerine dönüp hayvancılık ve çiftçilik yapmalarını önerdi.

KOYUN VE KEÇİLERİN DIŞINDA 3 KÖPEK VE BİR DE EŞEĞİM VAR

Taşçı ’Aylık 1000 TL karşılığında üç yüz koyun ve keçiye çobanlık yapıyorum.çocukluğumda da yaptığım için keyif alarak yaptığım bir iş.Koyunların 50 si bana ait,diğerleri de ağabeylerime ait.mal sahibi yabancı olmadığı için fazla para istemedim.normalde çobanlar 1.500 TL alır.koyun ve keçilerin dışında 3 köpek ve bir de eşeğim var.Sabah gündoğumdan akşam tekrar gün batımına kadar otlatıyorum hayvanlarımı.rehberlik yaptığım dönemde de işimi çok severek dürüstçe yapıyordum.hala turizm şirketleri ve turları beni arıyor ve iş teklifinde bulunuyorlar.Ancak çıkarılan bu yasadan dolayı işimi yapamıyorum.ancak üniversite mezunu olmam ve sınava girmem gerekiyormuş ,yetkililerin bu konuda yardımcı olmalarını bekliyorum ’dedi.Çoban çayının meşhur olduğunu söyleyen taşçı,gelen misafirlerine çoban çayı ikram ettiğini,yanında gezdirdiği üç tane köpeğinden birinin adının Lessi olduğunu diğerlerinin ise Çolo ve Dele olduğunu söyledi.Köpeği Lessi’nin bir defasında kuzularından birini ısırınca çubukla vurduğunu ve kendisine 1 gün boyunca küstüğünü ve önüne konulan yemeği saatlerce yemediğini,sonunda başını okşadığı köpeği Lessi’den özür dilediğini söyleyen Taşçı,köpeğin sonra yemeği yediğini belirtti.

YAĞIŞ AZ OLUNCA SIKINTI YAŞIYORUZ

Bu yıl yağışların az olmasından dolayı çayırların da yetersiz olmasından kaynaklı sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Taşçı ‘Önceki yıllarda çayır boldu, bu yıl hiç yağmur yağmadı ve kurak bir yılı yaşıyoruz.Hayvanlar, yeterince karınlarını doyuramıyor. Yine, su sorunu da eklenince ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bölgemiz zaten bozkır ve kurak bir alandır, yağış da olmayınca hayvanlar aç ve susuz kalıyor. Gerçi hala umudumuzu yitirmedik, belki yağmur yağar ama yağmazsa çok sıkıntı yaşayacağız’ dedi. Avrupa’ya gittiğinden dolayı çok pişman olduğunu ifade eden Taşçı, “Keşke Avrupa’ya hiç gitmeseydim. Avrupa’ya giden yurttaşlarımız sefaletin eşliğindedir. Gidenlerin hepsi de pişmandır. Gitmek de, kalmak da zor ama oraya gitmektense çobanlık yapmayı yeğlerim. Oraya giden Kürt hemşehrileri sabun gibi eriyip gidiyor ve köpükleri kalıyor. Kendi örf, adet ve dillerinden uzaklaşıyorlar. Eskiden insanlar çiftçilik ve hayvancılık yaparak yaşamını sürdürüyordu. Bir üretkenlik vardı,artık maalesef giderek yok oluyor bu ‘dedi.