Şeb-i Arus sona erdi

Şeb-i Arus sona erdi
Mevlana'nın 736. Vuslat Yıl Dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen tören sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal sema gösterisinin sonuna kadar salondan ayrılmadı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''Celaleddin-i Rumi insanları dinlerine, inançlarına, menşelerine göre ayırmaz. İster kafir olsunlar isterse Müslüman, ister ateşe tapsınlar ister puta, ister tövbe etmiş olsunlar ister bin kere bozmuş olsunlar. O kimsenin yüzüne kapıyı kapatmaz. Celaleddin-i Rumi insanları birliğe çağırır'' dedi.
     Bakan Günay, Mevlana'nın 736. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Etkinlikleri çerçevesinde Mevlana Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Şeb-i Arus törenindeki konuşmasına ''Bugün burada insanlık ailesinin özel isimlerinden biri olan Mevlana Celadeddin-i Rumi'yi anmak için yeniden toplandık'' diye başladı.
     Günay, Celaleddin-i Rumi'nin 700 yıl önce dile getirdiği görüşleriyle insanlığa yol gösteren bir büyük bilgin, bir büyük şair, engin ve sonsuz tasavvuf yolunun yorulmaz bir yolcusu olduğunu belirtti.
     Mevlana'nın Afganistan'ın Belh şehrinde doğduğunu, ancak O'nun büyük bir Anadolulu olduğunu vurgulayan Günay, şöyle devam etti:
     ''Mevlana Celaleddin-i Rumi Konyalıdır. Anadolu'nun orta yerinden bir tasavvuf ehlinin 700 yıldan daha önce ard ardına sıraladığı mısra ve beyitlerin bugün hala insanlığın hafızasında özel bir yer tutmasının sırrı nedir? Nice imparatorluklar, anlı şanlı saltanatlar, nice varsıllar, nice düşünce sistemleri, ideolojiler konup göçerken, adları anılmaz hatta bilinmezken, Konyalı bir şairin çağların üstüne çıkan avazesini alemde ebedi kılan O'nu müritlerinin gözünde sadece Celaleddin olmaktan çıkarıp Mevlana efendimiz Celaleddin-i Rumi yapan nedir? 25 bin beyitten oluşan Mesnevi, Fihi Ma Fih, Mektubat, Divan-ı Kebir, sema kuşkusuz bütün bunların bu efsanevi mutasavvıfın kimliğinin oluşmasında ve adının yücelmesinde önemli bir etkisi var. O'nu Celaleddin olmaktan Mevlana olmaya taşıyan bu sevgi, bütün yaradılmışa duyulan bu ayrımsız saygı ve bu engin, sınırsız, ayrımsız hoşgörüdür.
     Celaleddin-i Rumi insanları dinlerine, inançlarına, menşelerine göre ayırmaz. İster kafir olsunlar isterse Müslüman, ister ateşe tapsınlar ister puta, ister tövbe etmiş olsunlar ister bin kere bozmuş olsunlar. O kimsenin yüzüne kapıyı kapatmaz. Celaleddin-i Rumi insanları birliğe çağırır.
     İnsanları doğum yerlerine, ana dillerine, inançlarına, giyimlerine, dış görünüşlerine ya da doğuştan gelen özelliklerine göre ayırmadan, dışlamadan, hor görmeden, ötelemeden bir ve eşit saymak; suçlamadan, karalamadan, didişmeden, çatışmadan, çeteleşmeden her türlü ayrımcılıktan uzak kalmak Anadolu'nun orta yerinden Mevlana'nın, Yunus Emre'nin, Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Hacı Bayram-ı Veli'nin, Hoca Nasreddin'in ve nice bilge Anadolu çınarının her mısrada bize fısıldadığı da budur.''

 

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Burada (Konya) Mevlana'nın hakikate, hakkaniyete, adalete çağıran, bunun için bir ney gibi inleyen merhametli sesi duyulur. Biz, bizi ebediyete çağıran o sese kulak vererek millet olduk, o sese gönül vererek çokluk içinde, farklılık içinde birliğin ruhuna erdik'' dedi.
     Başbakan Erdoğan, Mevlana'nın 736. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Etkinlikleri çerçevesinde Mevlana Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Şeb-i Arus törenine katıldı.
     Burada yaptığı konuşmaya, ''Mevlana Hazretlerinin aziz gönüldaşları, sevgili kardeşlerim'' sözleriyle başlayan Erdoğan, bu gecenin, Şeb-i Arus, yani vuslat gecesi olduğunu söyledi.
     Bu gecenin, ''Hazreti Mevlana'nın Hakka yürüdüğü, ebedi sevgiliye kavuştuğu gece olduğunu'' kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
     ''736 yıl sonra böyle manidar bir gecede, aşk diyarı Konya'da, Hazreti Mevlana'nın manevi huzurunda olmanın heyecanını yaşıyoruz. Sekiz asırdan beri görkemli nazarı bu topraklar üzerinde olan, ışığı bu kubbeyi, Anadolu'yu ve Rumeli'yi aydınlatan Mevlana'yı ve büyük mirasını hürmetle yad ediyoruz.
     Bu müstesna gecede, gönlüyle burada olan bütün milletimizi, bütün misafirlerimizi aşkla, sevgiyle selamlıyorum.
     Bugün güzel bir tevafuku da yaşıyor, 736. Vuslat Yıl Dönümü'nü, hicri yılbaşında, hicri 1431 yılının, Muharrem ayının ilk gününde idrak ediyoruz. Yeni hicri yılı da kutluyor, tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini temenni ediyorum''
    
     -''O AYDINLIK İSTİKAMET BİZİM DE İSTİKAMETİMİZDİR''-
    
     Alimlerin, ariflerin ve bilginlerin izini sürmenin, ebedi hakikatin peşinden gitmek ve ebedi hakikatin izini sürmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, alimlerin, ezeli ve ebedi hakikatlerin ve hakikat önderlerinin varisleri olduğunu dile getirdi ve onların, kendilerine tabi olanları doğru menzile götüren, doğru yolun kılavuzları olduklarını ifade etti.
     Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
     ''Ne mutlu bize ki alimin mürekkebini şehidin kanı kadar aziz bilen bir medeniyetin mensuplarıyız. Ne mutlu bize ki Mevlana'nın aşk dolu, sevgi dolu gönlüyle aydınlattığı o yol bugün bizim de yolumuzdur ve o aydınlık istikamet bizim de istikametimizdir.
     O Mevlana ki yolunu ve kılavuzunu 'ben Hazreti Muhammedi muhtarın ayağının tozuyum' diyerek belirlemiş, son nefesine kadar bu istikamette yürümüş, muazzam eserleriyle bize de o istikameti göstermiştir. Onun sevgiyle yoğrulmuş diline ve anlayışına en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde olduğumuza dikkat çekerek diyorum ki; her sene aralık ayında Şeb-i Arus vesilesiyle Konya'ya geldiğimizde Hazreti Mevlana'nın manevi ikliminde yüreğimiz aydınlanır, gönlümüz ferahlar. Çünkü burada Mevlana'nın hakikate, hakkaniyete, adalete çağıran, bunun için bir ney gibi inleyen merhametli sesi duyulur.
     Biz, bizi ebediyete çağıran o sese kulak vererek millet olduk, o sese gönül vererek çokluk içinde, farklılık içinde birliğin ruhuna erdik. Kesrette vahdet buradan geçecektir. Biliyoruz ki Mevlana'nın aşk mektebine tabi olanlar burada, yerlerin ve göklerin deveranına katılır.
     Burada, ruhlar bedenlerden yükselir, kanatlanır ve bütün kainatla, bütün alemlerle birlikte sema eder. Burada en katı yürekler erir, burada söz yerini manaya, ebedi ahenge, musikiye bırakır.
     Ölümü, Şeb-i Arus, yani düğün gecesi olarak selamlayan Hazreti Mevlana'nın manevi makamı önünde dünyanın geçici bir konak olduğunu, bir gölgelik olduğunu yüreğimizde hissederiz ve ruhlarımızın ötelere, sonsuzluğa iştiyakı artar.
     Bu iklimi bugün de yaşadığımız için bir kez daha Allah'a şükrediyoruz.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.