Sağlıklı yaşamın sırları
Yayınlanma:
Konya'da sağlıklı yaşamanın sırları anlatıldı.
Bitkisel yağ sektöründe Zade markasıyla faaliyet gösteren Helvacızade A.Ş. sosyal sorumluluk projesi kapsamında Dedeman Otel’de “Sağlıklı Yaşam” konulu bir panel düzenledi.
Gazeteci ve yazar Nevval Sevindi’nin moderatörlüğünü yaptığı panele, Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu ve Momorial Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Acar konuşmacı olarak katıldı.
Panelde açılış konuşmasını yapan Helvacızade A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Büyükhelvacıgil, ürettikleri bütün ürünlerde ilk olarak sağlık ve kaliteyi ön plan tuttuklarını belirterek, bu güne kadar insanlara sağlıksız ürün yedirmediklerini ve yedirmeyeceklerini söyledi.
Helvacızade olarak 10 yıldır sağlıklı yaşam projesi üzerinde çalıştıklarına ve sürekli araştırmalar yaptıklarına dikkat çeken Büyükhelvacıgil, bu projenin ilk adımını “Sağlıklı Yaşam” paneli ile Konya’da attıklarını ve bunu 81 ile yayarak insanların sağlıklı yaşamasına katkıda bulunacaklarını kaydetti.
Gazeteci-yazar Nevval Sevindi ise bitkisel yağ üretimi yapan bir firmanın sağlığa bu denli önem vermesinin Türkiye adına sevindirici olduğunu ve para kazanma hırsıyla insanların sağlığını hiçe saymadan üretim yapmak gerektiğine vurgu yaptı.
İnsanın en önemli organı olan kalbe dikkat çeken Prof. Dr. Bingür Sönmez de, kalbi korumak için sigara, içki ve stresten uzak durulmasını, spor yapılmasını ve sağlıklı beslenilmesi gerektiğini ifade etti.
Beslenmenin bir kültür olduğunu ve bu kültürü yaşatmak içinde Osmanlı ve Türk mutfağına sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu da, “36 yıl yurt dışında kaldıktan sonra Türkiye’ye döndüm. Döndüğümde ise ekmeğimizin, sebzemizin ve meyvemizin tatlarının değiştiğini gördüm. Artık eski tatları yoktu. Yani hepsinin kendi doğal tadı yoktu. Sokaklardaki lokantalarda batı ve A.B.D kültürünü yansıtan yemekler gördüm. İşte o zaman bizim yemek kültürümüzün kaybolmaya başladığını anladım. Bizim mutfağımız dünyanın en sağlıklı mutfaklarından biridir. Osmanlı mutfağına sahip çıkarak, Anadolu’da yetişmiş doğal besinlerden yersek insanımızda bugünkü kadar çok hastalıkların olacağını sanmıyorum. Çünkü hastalıkların büyük bir bölümü besinlerden kaynaklanmaktadır. Eskiden bugünkü kadar çok ve çeşitli hastalıklar yoktu. Kendi beslenme kültürümüze dönersek bu hastalıklar azalır dolayısıyla sağlıklı yaşarız. Doğanın kendi dengesi vardır, Allah her şeyi bir denge ve düzen içerisinde yaratmıştır. Eğer ki bu denge ile oynarsak, yediğimiz meyve ve sebzelerde de bozulmalar olur. Bitkilerden vücudun ihtiyacı olan gerekli vitamin ve minareleri alamayız ve hastalıklarda artış olur. Onun için doğal beslenerek sağlıklı yaşamalıyız” dedi.
A.B.D’nin ve Avrupa’nın genleriyle oynanmış ve ekildikten sonra tekrar tohum vermeyen kısır tohumlar üreterek başka ülkelere ihraç ettiğini ve bu yolla da diğer ülkeleri kendilerine muhtaç etmeye çalıştığına vurgu yapan Saraçoğlu, bu tohumlardan çıkan ürünlerinde insan vücuduna zararlı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Saraçoğlu, “ A.B.D ve Avrupa daha çok ürün satmak için kırık genli tohumları başka ülkelere ihraç ediyor. İnsanları da bu ürünler çok verimli diye kandırmaya çalışıyorlar. Bu tohumları Türkiye’ye de çok ihraç etmiştir. Kuran’da da geçen, “ Onlar ekini, tohumu bozarlar ve zürriyetleri yok ederler” ayeti günümüzü anlatmaktadır. Çünkü bu kırık genli tohumlar erkeklerde sperm sayısını azalmakta ve bayanlarda ise yumurtalık hastalıklarına neden olmaktadır. İleride tohumlara paha biçilemeyecek. Bir avuç tohum için binlerce dolarlar verilecek. Günümüzde bir kilo domates tohumu, bir kilo altından daha pahalıdır ve biz bu tohumları hep ithal ediyoruz. Kendi doğal tohumlarımıza sahip çıkarak, ithal tohum alımını ve ekimini durdurmalıyız. Çünkü Anadolu’da yetişen tohumlar dünyanın her yerinde yetişen tohumlardan kalitelidir. Bu Allah’ın bize verdiği büyük bir nimettir. Kırık genli tohumlar çevresindeki bitkilerin yetişmesini de olumsuz etkilemektedir. O yüzden sıkı çalışarak eski kendi tohumlarımızı tekrar kazanmalıyız ve insanımıza daha sağlıklı ürünler sunmalıyız” diye konuştu.
Prof. Dr. Oğuz Acar ise erkeklerde çok sık görülen prostat hastalığını anlatarak, bu hastalığı bitkisel yolla önlemenin mümkün olduğunu belirtti.
Acar, “ Prostat hastalığı çoğu erkekte görülmektedir. Bu hastalık prostat büyümesinden kaynaklanmaktadır ve idrar yapma zorluğu, idrarı tam boşaltamama ve geceleri birkaç kez tuvalete kalkma gibi rahatsızlıklara neden olmaktadır. Bilim adamları kabak çekirdeği içindeki bir maddenin prostat büyümesini engellediğini buldular. Her gün bir avuç kabak çekirdeği yemek, prostat büyümesine önlemektedir. İnsanların günde bir avuç kabak çekirdeği yemesinin zor olacağını düşünen kişilerde bunun yağını çıkardılar. Günde bir kaşık yağ bir avuç çekirdeğe denk gelmektedir ve yemeklere de atılmaktadır. Domates içinde bulunan bir maddenin ise prostat kanserini önlediği ortaya çıkmıştır. Ama hormonlu domateslerin prostata etkisi çok azdır. O yüzden domatesi ve diğer besinleri doğal tüketmeliyiz. Hastalıkları doğal ve doğru beslenerek azaltabiliriz” şeklinde konuştu.
Spor
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.