Recep Konuk'tan Şeker açıklaması
Kamu’da bulunan şeker fabrikalarıyla ilgili açıklama yapan Pankobirlik Genel Başkanı ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, şeker sanayinin 1923 yılında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresinde ilan edilen Misak-ı İktisadi kararları çerçevesinde “köylerden toplanan yumurtalarla” çiftçiler tarafından kurulduğunu hatırlatarak, özelleştirmenin şeker sanayinin kurucusu çiftçinin rızası hilafına gerçekleştirilemeyeceğini ve zaten çiftçinin olan bu fabrikaların asli sahiplerine verilmesi gerektiğini söyledi. Konuk, ülkemizdeki şeker sanayinin “Çiftçi Grubunun İktisadi Esasları”nı düzenleyen 96 maddeden biri olan “Memleketimizde pancar yetiştirilerek şeker fabrikaları tesis ve ziraatta münavebe usulünün tevsi’i ve bu suretle hayvanatımızın ve hububatımızın ıslah ve çoğaltılması” kararına istinaden Türk çiftçisinin “folluğundaki yumurtaları sermaye yaparak” kurduğunu belirtti. Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dallarını kurma” hedefinin Kongreden 3 sene sonra Rahmetli Nuri Şeker öncülüğünde Uşak Şeker Fabrikasının kurulmasıyla Türk çiftçisi tarafından gerçekleştirildiğini ve bunu Alpullu Şeker Fabrikasının takip ettiğini anlattığı açıklamasında Konya, Adapazarı, Kütahya, Amasya Şeker Fabrikalarının da çiftçiler tarafından kurulduğunu vurguladı. Şeker sanayinin planlı tarıma katkısını, münavebe üretimin yaygınlaşmasını sağlamasını, yan sektörler ve hayvancılık açısından önemini, modern tarımın yaygınlaşmasına etkisini, tarım-sanayi entegrasyonunu realize etmesini, şeker pancarı tarımı yapılan bölgelerde sosyal huzursuzlukların olmadığı gerçeğini defalarca tekrarladıklarını vurgulayan Recep Konuk, özelleştirmede uygulanacak metoda ve satışta olan fabrikaların üretime devamının sağlanmasına yönelik güvencelerin yetersizliğine itiraz ettiklerini söyledi. Konuk, “özelleşecek fabrikaların en azından bazılarının kapanması halinde karşılaşılacak sosyal maliyetin elde edilecek gelirle kıyaslanamayacak kadar büyük olacağını, tarımsal üretim potansiyelimiz dışında zaten krizin eşiğinde olan hayvancılığın ve hayvansal üretimin de olumsuz etkileneceğini” söylediği açıklamasında, “tesislerin gerçek sahibi olan üreticilerin de içinde olduğu bir metodla özelleştirilmesini, varlık satışı yerine işletme devri ile üreticiye devrini ya da gelişmiş ülkelerde tarım sektöründe uygulanan ve hem kamudan hem de özelden üretici kooperatiflerine devri esas alan kooperatifleştirmeyi” önerdi. Türk çiftçisi, pancar üreticisi olarak endişelerimizin giderilmesini beklemek bizim hakkımız. Türk Çiftçisi olarak biz bu hakkı, 1923’te verdiğimiz söze, attığımız imzaya, ettiğimiz yemine sadık kalarak, milli egemenliği iktisadi egemenlikle sağlamlaştırmak için üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirmiş olmaktan alıyoruz. 1923’ün doğrularının bugünün de doğruları olduğunu biz biliyoruz; Türk milleti zenginlik fışkıran bereketli toprakların sahibidir, tüketiminden fazlasını üretme imkânına da sahiptir, istikbal için geceli gündüzlü çalışma konusundaki azmimizde de bir eksiklik yoktur.Türk Çiftçisi olarak biz, 86 yıl önce verdiğimiz Andın arkasındayız. Onun mührü de Şeker Fabrikalarıdır. Bizim inşa ettiğimiz, bizim olan şeker fabrikaları. Devlette süreklilik esastır. Bizim yetkililerden beklentimiz bizim olanın bizde kalmasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.