Prof. Dr. Turan Karataş'tan Üstad'a mektup
Yayınlanma:
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karataşın, şairlerin sultanı Necip Fazıl Kısaküreke hitaben kaleme aldığı Üstada Mektup başlıklı yazısı edebiyat...
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karataş’ın, şairlerin sultanı Necip Fazıl Kısakürek’e hitaben kaleme aldığı “Üstad’a Mektup” başlıklı yazısı edebiyat çevrelerinde büyük takdir topladı.
Prof. Dr. Turan Karataş ‘Muhterem büyüğüm’ diyerek başladığı mektubunu vefa ve gönül borcu hisleriyle yazdığını ifade ediyor. Karataş, “İçimizde bakırçalığı bir ümitsizlikle yaşayıp dururken, yanıbaşımızda gümüş aydınlığında bir umudun da var olduğunu haber verdiniz. Bizi, eşyanın dilini bilmeye, kâinatın sırrını anlamaya çağırdınız. İçimize bakmayı, ruhumuza eğilmeyi öğütlediniz.” sözlerinin ardından Kısakürek’in kendi için nurlu bir okul olduğuna dikkati çekiyor.
Necip Fazıl Kısakürek’e hitaben “üstad” sözcüğü söylendiğinde, kelimenin daha bir anlam kazanıp güzelleştiğini dile getiren Turan Karataş, büyük şairin kendi üzerinde manen, fikren çok emeği bulunduğunu ve hakkının aşikâr olması amacıyla bu mektubu kaleme aldığını anlatıyor. Bütün sanat ve edebiyat çevreleri Kısakürek’in dehasını kabul ettiği “Kaldırımlar” şiirini yazdığında 23 yaşında olduğunu hatırlatan Karataş mektubunda, günümüz gençliğinin sanatsal bakış açısı anlamında geri kaldığını belirtiyor. Şairin yaşam boyunca verdiği büyük mücadeleyi ve çektiği acıları mükemmel bir anlatımla okuyucularına aktararak, şairin vefatında dahi arkasında çığ gibi büyüyen bir sevgi ordusu bıraktığını vurguluyor. Prof. Dr. Turan Karataş mektubunu “Bugün daha bir anlam kazanmış olan ölümsüz dizelerinizle taçlandırarak noktalıyorum” diyerek Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Sûrda bir gedik açtık’ şiirini okuyanlarıyla paylaşıyor:
Sûrda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es!..
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir!
Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es!..
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir!
Eğitim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.