Otomotivde ÖTV indirimi sona doğru
Yayınlanma:
Otomobil pazarını yılın başında 375 bin gibi gördüklerini
TOFAŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Pandır, 30 Eylül'de sona erecek ÖTV indiriminin devam etmeyeceği yönünde hükümetten sinyaller geldiğini belirterek, ''Hurda araçların trafikten çekilmesi yönündeki teşviklerin devreye alınmasını sadece sektör değil çevre açısından da değerli buluyoruz fakat bu konuyla ilgili de hükümet cephesinde kısa vadede gelişme görünmüyor'' dedi.
Pandır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üyesi oldukları Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) kanalı ile hükümete yapılan yeni teşvik önerilerinin sonuç vermesini umduklarını bildirdi.
Otomobil pazarını yılın başında 375 bin gibi gördüklerini, şu anda ise pazarın 450 bin adetlere ulaşacağını düşündüklerini anlatan Pandır, Fiat olarak kendilerinin 50 bin adetlik satış rakamlarını hedeflerken, şu aşamada 70 binli adetleri öngördüklerini belirtti.
Pandır, son günlerde ÖTV indiriminin devam etmeyeceği yönünde hükümetten sinyaller geldiğini savunarak, ''Hurda araçların trafikten çekilmesi yönündeki teşviklerin devreye alınmasını sadece sektör değil çevre açısından da değerli buluyoruz fakat bu konuyla ilgili de hükümet cephesinde kısa vadede gelişme görünmüyor'' diye konuştu.
Bununla beraber Tofaş çatısı altında yer alan Fiat, Alfa Romeo, Lancia markaları olarak hiç bir teşvikin devreye alınmaması halinde de müşterilerine ürün çeşitliliğini, iç finans şirketi olan Koç Fiat Kredi uygulamalarıyla, uygun koşullarda araç sunma konusunda hazırlıklı olduklarını anlatan Pandır, Tofaş olarak her duruma uygun senaryo ve gerekli hazırlıklarının bulunduğunu söyledi.
-''BU GÜNLER FIRSAT GÜNLERİ''-
Ali Pandır, 30 Eylül sonrasında ÖTV indiriminin devam etmeyebileceğinden hareketle mevcut koşulların müşterilerin satın alma kararları açısından en iyi dönem olduğunu ifade ederek, yeni bir otomobil veya hafif ticari araç alımı yapmayı düşünen herkes için bu günlerin ''fırsat günleri'' olduğunu savundu.
Ali, Pandır, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Son üç ay, otomotivdeki geleneksel mevsimsellik nedeni ile kısmen hareketli olabilir, ancak elbette ÖTV indirimi dönemlerindeki kadar olmayacaktır. Birincisi talebin büyük kısmı, ileride alacakların fırsat dönemine alımlarını öne çekmesinden geldi, bir deyişle geleceği satın aldık. İkincisi de zaten yeni teşvik devreye alınsa dahi geçmişteki büyük indirimler seviyesinde olması, büyük etki yaratması mümkün gözükmüyor.
Sektörün uzun vadeli gelişimi için artık Türkiye'de 3 aylık, 6 aylık gibi kısa vadeli indirimler yerine, ÖTV-KDV vergilerin AB ile uyumlu şekilde kademeli olarak azaltılmasına odaklanmalıdır. Sektörün kısa vadeli yangın söndürmelerden çok, uzun vadede gelişimi destekleyen reformlara ihtiyacı var. Biz de sektörün ana oyuncuları olarak planımızı ona göre yapıp 2010 ve sonrasında çok daha istikrarlı bir şekilde yapılanabilir, ülke ekonomisini kalkındırabiliriz.''
Hükümetin, mart'ın ikinci yarısında sektöre destek için çıkardığı ÖTV teşvikini Tofaş olarak çok iyi değerlendirdiklerini ifade eden Pandır, değişen şartlara hızla adapte olup, müşterilerin taleplerine hızla ve en çok alternatifle cevap verdiklerini anlattı.
-''ÖTV İNDİRİMİNİ İYİ DEĞERLENDİRDİK''-
Pandır, ÖTV indirimiyle oluşan yoğun talep karşısında 2008 yılından bu yana doğru stok yönetimi, hızlı üretim ve esnek lojistik planlaması yaparak hareket ettiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Fiat markamızla hem ürün stratejilerimizi, hem de fiyatlandırma ve kampanyaları iyi yönettik; ayrıca iç finans şirketimiz Koç Fiat Kredi avantajımızı iyi değerlendirdik. Hem binek hem de ticari araç üreticisi olmanın sağladığı avantajla mart ve nisan aylarından itibaren başlayan yükselişimizi mayıs ve haziran aylarında toplam ve hafif ticari araç pazarında lider olarak istikrarlı bir şekilde devam ettirdik.
Birinci ÖTV döneminde gösterdiğimiz bu başarıyı 2. ÖTV döneminin başladığı 16 Haziran'dan itibaren de devam ettirerek yine hem toplam pazarda hem de hafif ticari araç pazarında da 8 ay sonunda liderliğimizi koruduk. İlk 8 ay sonunda 51 bin adetten fazla satışla ulusal pazarda liderliğimizi koruyoruz. En yakın rakibimizle aramızda 3 bin 500 adet civarında bir fark bulunuyor.''
30 Eylül'e kadar olan süreçte pazardaki tüm oyuncuların, mevcut pazar koşullarının sağladığı avantajları en iyi biçimde değerlendireceklerine değinen Pandır, kendilerinin her zaman durumu en iyi şekilde değerlendiren, adapte olan ama bu arada karlılığını ve çevikliğini yitirmeyen bir şirket olduğunu söylediklerini anımsattı.
-HYUNDAİ ASSAN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ TARAKÇIOĞLU-
Hyundai Assan Türkiye Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu ise, 16 Mart-15 Haziran ve sonrasında da göreceli olarak azaltılarak 30 Eylül'e kadar geçerli olan, yani sadece 3+3 ayla sınırlı olan ÖTV indirim paketinin, geçtiğimiz dönemlerden ertelenen taleplerin ve önümüzdeki dönemde gelebilecek potansiyel talebin bu vergi teşvik dönemine toplanmasıyla sektörde ani bir talep artışına neden olduğunu söyledi.
Tarakçıoğlu, bu vergi indirimleriyle, ana sanayinin ve yan sanayinin yeniden çalışmaya başladığını, kriz sebebiyle biriken stokların eridiğini, ticaretin hem yerli üretim ve hem de ithalat çarklarının dönmeye başladığını belirterek, altı ay için de olsa tüketimin canlanmasıyla devletin önemli bir vergi geliri sağladığını kaydetti.
Dünyada ve Türkiye'de kriz sonlanmadığına göre ÖTV teşvikinin son tarihi olan 30 Eylül'den sonra 1600 cc ve altı otomobillerin vergilerinin eski düzene geçmesiyle, pazarın yüzde 80'ini oluşturan bu otomobillerin liste fiyatlarının yaklaşık yüzde 7,5 artacağını anlatan Tarakçıoğlu, otomobil almak isteyenlerin vergi teşvikiyle otomobillerini bu dönemde almış olacaklarını ve geriye sadece yüksek endişeye sahip ve harcamalarını en üst seviyede kısmış olan bir tüketici kitlesi kalacağını ifade etti.
Kurthan Tarakçıoğlu, şunları kaydetti:
''Kısacası, sektör beklenenden daha derin bir şekilde küçülecektir. 15 Mart'tan önce kötü olan durum, bu şartlar altında 30 Eylül'den sonra çok kötü olacaktır. Bunun önüne geçebilmek adına kredi olanaklarının artması ve tüketici kredilerine imkan tanıyacak şartların ve desteklerin oluşturulması beklenmektedir.
Orta vadede ÖTV indiriminin yıl sonuna kadar devamı programa alınmalıdır. Fakat uzun dönemli, kalıcı ve sektörün tüm etki alanı için doyurucu bir talebin sağlanması için 15 yaş üstü otomobillere ÖTV teşviki uygulanmasının yanında yine uzun vadede ÖTV oranlarında da indirime gidilmesi uygun olacaktır. Yani hükümetin çekinceli olduğu hurda işleminin fiziksel olarak gerçekleştirilmesi ile ilgili alt yapı yıl sonuna kadar tamamlanabilir ve yeni yıl itibariyle de ülkemiz, her medeni ülkede var olan hurda araç işlemlerine kavuşabilir.
Böylesine bir yapı Kyoto Protokolüne imza atmış olan Türkiye'nin çok önemli bir taahhüdünün altının doldurmasını sağlarken aynı zamanda da vatandaşa daha güvenli bir trafik ortamını sağlamış olacaktır. Eski ve 15 yaşından büyük araçların hurdaya ayrılarak yenileriyle değiştirilebileceği bir paketin ortaya konması ve bunun da KDV ya da ÖTV oranında yapılacak bir indirimle desteklenmesi oldukça etkili bir çözüm olacaktır. Ancak sektörün sürekli olarak canlı tutulabilmesi için ÖTV oranlarında kalıcı olarak indirimlerin yapılması ve Avrupa pazarları seviyesine getirilmesi çok daha verimli olacaktır.''
-KADEMELİ İNDİRİM-
Otomotiv endüstrisinin sürdürülebilirliğinin ve tüm dünyada olduğu gibi ekonomiye öncelikli olarak katkısının sağlanması için ÖTV oranının, 1.6 litreye kadar motor hacmine sahip araçlarda yüzde 20 seviyesine kalıcı olarak çekilmesi gerektiğini ifade eden Tarakcıoğlu, daha büyük hacimli motorlara sahip araçlarda da kademeli olarak indirimlerin yapılmasının, sektörün önünü görmesini ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Tarakçıoğlu, bu ÖTV indirimi döneminde, daha önce yaptıkları satış tahminlerinde yıllık anlamda yüzde 20-25 oranında artış gördüklerini belirterek, bu indirimlerin ancak 3 aylık sürelerle kısıtlı olmasının, üretim planlarında ve bütçe çalışmalarında dengesizlik yarattığını, sektörde 30 Eylül'den sonra, şu anki mevcut duruma göre yüzde 50 oranında daralma olacağını öngördüklerini söyledi.
Tarakçıoğlu, gerekli önlemlerin bugünden alınmaması halinde sektörde ekonomik krizin yarattığı olumsuz koşulların daha uzun süre devam edeceğini savundu.
Tarakçıoğlu, şunları söyledi:
''2010 yılında arzu edilen gelişmenin gerçekleşmesi de büyük ölçüde imkansızlaşacak, sektörün toparlanması ve güç kazanması ise güçleşecektir. Krizin yaşandığı pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik krizle mücadele için işletmelerin kullandığı yöntemlerin başında istihdam hacminin düşürülmesi gelmektedir. 2009 yılının başında istihdam oranlarındaki düşüşün 30 Eylül'den sonra sektörde ortaya çıkacak olan derin durgunluk sebebiyle artarak devam edeceği beklenmektedir. Otomotiv sektörü ve etkilediği diğer sektörler sadece devletin vergi gelir kaybı nedeniyle değil, aynı zamanda da istihdam oranlarında düşüşün kendini büyük ölçüde hissettireceği sektörler olarak 1 Ekim'den itibaren kan ağlayacaktır.''
-PEUGEOT OTOMOTİV PAZARLAMA GENEL MÜDÜRÜ VİEUX-
Peugeot Otomotiv Pazarlama A.Ş Genel Müdürü Jean Pierre Vieux de, mart ayında uygulanmaya başlanan ve 15 Haziran'da sona eren ÖTV avantajı ile toplam pazarda olumlu gelişmelerin yaşandığını ve pazarın 2008 yılı seviyelerine ulaştığını kaydetti.
Vieux, ÖTV avantajı ile sektörde satışlarda artış yaşandığını, müşterilerin daha uygun fiyatlarla araç sahibi olduğunu ve ayrıca bu canlılığın vergi gelirlerinde de bir artış sağladığını anlattı.
Bu uygulama sonucunda hem müşterilerin, hem hükümetin, hem de otomotiv sektörü kazançlı olduğunu dile getiren Vieux, bu gelişmenin, Türkiye'de pozitif bir dinamizm yarattığını söyledi.
Jean Pierre Vieux, 15 Haziran'dan sonra ÖTV indirim oranının değişmesi ile birlikte showroom'lara gelen müşteri sayısında bir azalma yaşandığını ifade ederek, Ocak-Ağustos dönemi incelendiğinde 2008 yılının aynı dönemine oranla toplam pazarda 11 bin adet aracın daha az satıldığının görüldüğünü, bu farkın 8 bin adedinin ise ağustos ayında gerçekleştiğini ve toplam pazarda da yüzde 18,5 oranında bir daralma yaşandığını söyledi.
Vieux, bu sonuçlara karşın Peugeot'nun, Türkiye pazarında payını yükseltmeye devam etiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ağustos ayında özellikle hafif ticari araç pazarında elde ettiğimiz yüzde 9,3 oranında pazar payı dikkat çekiyor. Peugeot'nun ocak-ağustos toplam pazardaki payı ise yüzde 5,6 olarak gerçekleşti.
Global krizin etkisine karşın ÖTV avantajının Türkiye otomotiv sektörüne çok olumlu etkisi oldu. 30 Eylül'de ÖTV avantajının sona ermesi ile ilgili olarak, otomobil sektörüne destek olmak adına hükümetin bu yıl hayata geçirdiği ve verimliliği kanıtlanmış olan ÖTV avantajı uygulamasının devamı şeklinde bir gelişme yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Mart ayında alınmış ve 15 Haziran itibariyle değişen oran ile devam eden ÖTV avantajı otomotiv sektörü için çok olumlu sonuçlar getirdi. Hükümet nezdinde alınan bu başarılı kararın sektör adına devamını ümit ediyorum.''
Pandır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üyesi oldukları Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) kanalı ile hükümete yapılan yeni teşvik önerilerinin sonuç vermesini umduklarını bildirdi.
Otomobil pazarını yılın başında 375 bin gibi gördüklerini, şu anda ise pazarın 450 bin adetlere ulaşacağını düşündüklerini anlatan Pandır, Fiat olarak kendilerinin 50 bin adetlik satış rakamlarını hedeflerken, şu aşamada 70 binli adetleri öngördüklerini belirtti.
Pandır, son günlerde ÖTV indiriminin devam etmeyeceği yönünde hükümetten sinyaller geldiğini savunarak, ''Hurda araçların trafikten çekilmesi yönündeki teşviklerin devreye alınmasını sadece sektör değil çevre açısından da değerli buluyoruz fakat bu konuyla ilgili de hükümet cephesinde kısa vadede gelişme görünmüyor'' diye konuştu.
Bununla beraber Tofaş çatısı altında yer alan Fiat, Alfa Romeo, Lancia markaları olarak hiç bir teşvikin devreye alınmaması halinde de müşterilerine ürün çeşitliliğini, iç finans şirketi olan Koç Fiat Kredi uygulamalarıyla, uygun koşullarda araç sunma konusunda hazırlıklı olduklarını anlatan Pandır, Tofaş olarak her duruma uygun senaryo ve gerekli hazırlıklarının bulunduğunu söyledi.
-''BU GÜNLER FIRSAT GÜNLERİ''-
Ali Pandır, 30 Eylül sonrasında ÖTV indiriminin devam etmeyebileceğinden hareketle mevcut koşulların müşterilerin satın alma kararları açısından en iyi dönem olduğunu ifade ederek, yeni bir otomobil veya hafif ticari araç alımı yapmayı düşünen herkes için bu günlerin ''fırsat günleri'' olduğunu savundu.
Ali, Pandır, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Son üç ay, otomotivdeki geleneksel mevsimsellik nedeni ile kısmen hareketli olabilir, ancak elbette ÖTV indirimi dönemlerindeki kadar olmayacaktır. Birincisi talebin büyük kısmı, ileride alacakların fırsat dönemine alımlarını öne çekmesinden geldi, bir deyişle geleceği satın aldık. İkincisi de zaten yeni teşvik devreye alınsa dahi geçmişteki büyük indirimler seviyesinde olması, büyük etki yaratması mümkün gözükmüyor.
Sektörün uzun vadeli gelişimi için artık Türkiye'de 3 aylık, 6 aylık gibi kısa vadeli indirimler yerine, ÖTV-KDV vergilerin AB ile uyumlu şekilde kademeli olarak azaltılmasına odaklanmalıdır. Sektörün kısa vadeli yangın söndürmelerden çok, uzun vadede gelişimi destekleyen reformlara ihtiyacı var. Biz de sektörün ana oyuncuları olarak planımızı ona göre yapıp 2010 ve sonrasında çok daha istikrarlı bir şekilde yapılanabilir, ülke ekonomisini kalkındırabiliriz.''
Hükümetin, mart'ın ikinci yarısında sektöre destek için çıkardığı ÖTV teşvikini Tofaş olarak çok iyi değerlendirdiklerini ifade eden Pandır, değişen şartlara hızla adapte olup, müşterilerin taleplerine hızla ve en çok alternatifle cevap verdiklerini anlattı.
-''ÖTV İNDİRİMİNİ İYİ DEĞERLENDİRDİK''-
Pandır, ÖTV indirimiyle oluşan yoğun talep karşısında 2008 yılından bu yana doğru stok yönetimi, hızlı üretim ve esnek lojistik planlaması yaparak hareket ettiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Fiat markamızla hem ürün stratejilerimizi, hem de fiyatlandırma ve kampanyaları iyi yönettik; ayrıca iç finans şirketimiz Koç Fiat Kredi avantajımızı iyi değerlendirdik. Hem binek hem de ticari araç üreticisi olmanın sağladığı avantajla mart ve nisan aylarından itibaren başlayan yükselişimizi mayıs ve haziran aylarında toplam ve hafif ticari araç pazarında lider olarak istikrarlı bir şekilde devam ettirdik.
Birinci ÖTV döneminde gösterdiğimiz bu başarıyı 2. ÖTV döneminin başladığı 16 Haziran'dan itibaren de devam ettirerek yine hem toplam pazarda hem de hafif ticari araç pazarında da 8 ay sonunda liderliğimizi koruduk. İlk 8 ay sonunda 51 bin adetten fazla satışla ulusal pazarda liderliğimizi koruyoruz. En yakın rakibimizle aramızda 3 bin 500 adet civarında bir fark bulunuyor.''
30 Eylül'e kadar olan süreçte pazardaki tüm oyuncuların, mevcut pazar koşullarının sağladığı avantajları en iyi biçimde değerlendireceklerine değinen Pandır, kendilerinin her zaman durumu en iyi şekilde değerlendiren, adapte olan ama bu arada karlılığını ve çevikliğini yitirmeyen bir şirket olduğunu söylediklerini anımsattı.
-HYUNDAİ ASSAN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ TARAKÇIOĞLU-
Hyundai Assan Türkiye Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu ise, 16 Mart-15 Haziran ve sonrasında da göreceli olarak azaltılarak 30 Eylül'e kadar geçerli olan, yani sadece 3+3 ayla sınırlı olan ÖTV indirim paketinin, geçtiğimiz dönemlerden ertelenen taleplerin ve önümüzdeki dönemde gelebilecek potansiyel talebin bu vergi teşvik dönemine toplanmasıyla sektörde ani bir talep artışına neden olduğunu söyledi.
Tarakçıoğlu, bu vergi indirimleriyle, ana sanayinin ve yan sanayinin yeniden çalışmaya başladığını, kriz sebebiyle biriken stokların eridiğini, ticaretin hem yerli üretim ve hem de ithalat çarklarının dönmeye başladığını belirterek, altı ay için de olsa tüketimin canlanmasıyla devletin önemli bir vergi geliri sağladığını kaydetti.
Dünyada ve Türkiye'de kriz sonlanmadığına göre ÖTV teşvikinin son tarihi olan 30 Eylül'den sonra 1600 cc ve altı otomobillerin vergilerinin eski düzene geçmesiyle, pazarın yüzde 80'ini oluşturan bu otomobillerin liste fiyatlarının yaklaşık yüzde 7,5 artacağını anlatan Tarakçıoğlu, otomobil almak isteyenlerin vergi teşvikiyle otomobillerini bu dönemde almış olacaklarını ve geriye sadece yüksek endişeye sahip ve harcamalarını en üst seviyede kısmış olan bir tüketici kitlesi kalacağını ifade etti.
Kurthan Tarakçıoğlu, şunları kaydetti:
''Kısacası, sektör beklenenden daha derin bir şekilde küçülecektir. 15 Mart'tan önce kötü olan durum, bu şartlar altında 30 Eylül'den sonra çok kötü olacaktır. Bunun önüne geçebilmek adına kredi olanaklarının artması ve tüketici kredilerine imkan tanıyacak şartların ve desteklerin oluşturulması beklenmektedir.
Orta vadede ÖTV indiriminin yıl sonuna kadar devamı programa alınmalıdır. Fakat uzun dönemli, kalıcı ve sektörün tüm etki alanı için doyurucu bir talebin sağlanması için 15 yaş üstü otomobillere ÖTV teşviki uygulanmasının yanında yine uzun vadede ÖTV oranlarında da indirime gidilmesi uygun olacaktır. Yani hükümetin çekinceli olduğu hurda işleminin fiziksel olarak gerçekleştirilmesi ile ilgili alt yapı yıl sonuna kadar tamamlanabilir ve yeni yıl itibariyle de ülkemiz, her medeni ülkede var olan hurda araç işlemlerine kavuşabilir.
Böylesine bir yapı Kyoto Protokolüne imza atmış olan Türkiye'nin çok önemli bir taahhüdünün altının doldurmasını sağlarken aynı zamanda da vatandaşa daha güvenli bir trafik ortamını sağlamış olacaktır. Eski ve 15 yaşından büyük araçların hurdaya ayrılarak yenileriyle değiştirilebileceği bir paketin ortaya konması ve bunun da KDV ya da ÖTV oranında yapılacak bir indirimle desteklenmesi oldukça etkili bir çözüm olacaktır. Ancak sektörün sürekli olarak canlı tutulabilmesi için ÖTV oranlarında kalıcı olarak indirimlerin yapılması ve Avrupa pazarları seviyesine getirilmesi çok daha verimli olacaktır.''
-KADEMELİ İNDİRİM-
Otomotiv endüstrisinin sürdürülebilirliğinin ve tüm dünyada olduğu gibi ekonomiye öncelikli olarak katkısının sağlanması için ÖTV oranının, 1.6 litreye kadar motor hacmine sahip araçlarda yüzde 20 seviyesine kalıcı olarak çekilmesi gerektiğini ifade eden Tarakcıoğlu, daha büyük hacimli motorlara sahip araçlarda da kademeli olarak indirimlerin yapılmasının, sektörün önünü görmesini ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.
Tarakçıoğlu, bu ÖTV indirimi döneminde, daha önce yaptıkları satış tahminlerinde yıllık anlamda yüzde 20-25 oranında artış gördüklerini belirterek, bu indirimlerin ancak 3 aylık sürelerle kısıtlı olmasının, üretim planlarında ve bütçe çalışmalarında dengesizlik yarattığını, sektörde 30 Eylül'den sonra, şu anki mevcut duruma göre yüzde 50 oranında daralma olacağını öngördüklerini söyledi.
Tarakçıoğlu, gerekli önlemlerin bugünden alınmaması halinde sektörde ekonomik krizin yarattığı olumsuz koşulların daha uzun süre devam edeceğini savundu.
Tarakçıoğlu, şunları söyledi:
''2010 yılında arzu edilen gelişmenin gerçekleşmesi de büyük ölçüde imkansızlaşacak, sektörün toparlanması ve güç kazanması ise güçleşecektir. Krizin yaşandığı pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik krizle mücadele için işletmelerin kullandığı yöntemlerin başında istihdam hacminin düşürülmesi gelmektedir. 2009 yılının başında istihdam oranlarındaki düşüşün 30 Eylül'den sonra sektörde ortaya çıkacak olan derin durgunluk sebebiyle artarak devam edeceği beklenmektedir. Otomotiv sektörü ve etkilediği diğer sektörler sadece devletin vergi gelir kaybı nedeniyle değil, aynı zamanda da istihdam oranlarında düşüşün kendini büyük ölçüde hissettireceği sektörler olarak 1 Ekim'den itibaren kan ağlayacaktır.''
-PEUGEOT OTOMOTİV PAZARLAMA GENEL MÜDÜRÜ VİEUX-
Peugeot Otomotiv Pazarlama A.Ş Genel Müdürü Jean Pierre Vieux de, mart ayında uygulanmaya başlanan ve 15 Haziran'da sona eren ÖTV avantajı ile toplam pazarda olumlu gelişmelerin yaşandığını ve pazarın 2008 yılı seviyelerine ulaştığını kaydetti.
Vieux, ÖTV avantajı ile sektörde satışlarda artış yaşandığını, müşterilerin daha uygun fiyatlarla araç sahibi olduğunu ve ayrıca bu canlılığın vergi gelirlerinde de bir artış sağladığını anlattı.
Bu uygulama sonucunda hem müşterilerin, hem hükümetin, hem de otomotiv sektörü kazançlı olduğunu dile getiren Vieux, bu gelişmenin, Türkiye'de pozitif bir dinamizm yarattığını söyledi.
Jean Pierre Vieux, 15 Haziran'dan sonra ÖTV indirim oranının değişmesi ile birlikte showroom'lara gelen müşteri sayısında bir azalma yaşandığını ifade ederek, Ocak-Ağustos dönemi incelendiğinde 2008 yılının aynı dönemine oranla toplam pazarda 11 bin adet aracın daha az satıldığının görüldüğünü, bu farkın 8 bin adedinin ise ağustos ayında gerçekleştiğini ve toplam pazarda da yüzde 18,5 oranında bir daralma yaşandığını söyledi.
Vieux, bu sonuçlara karşın Peugeot'nun, Türkiye pazarında payını yükseltmeye devam etiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ağustos ayında özellikle hafif ticari araç pazarında elde ettiğimiz yüzde 9,3 oranında pazar payı dikkat çekiyor. Peugeot'nun ocak-ağustos toplam pazardaki payı ise yüzde 5,6 olarak gerçekleşti.
Global krizin etkisine karşın ÖTV avantajının Türkiye otomotiv sektörüne çok olumlu etkisi oldu. 30 Eylül'de ÖTV avantajının sona ermesi ile ilgili olarak, otomobil sektörüne destek olmak adına hükümetin bu yıl hayata geçirdiği ve verimliliği kanıtlanmış olan ÖTV avantajı uygulamasının devamı şeklinde bir gelişme yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Mart ayında alınmış ve 15 Haziran itibariyle değişen oran ile devam eden ÖTV avantajı otomotiv sektörü için çok olumlu sonuçlar getirdi. Hükümet nezdinde alınan bu başarılı kararın sektör adına devamını ümit ediyorum.''
Ekonomi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.