Nejat İşler'i yoğun bakıma sokan hastalık
Sevilen oyuncu Nejat İşler'in Bodrum'da hastaneye kaldırılmasıyla birlikte sağlık gündemine de pek duymadığımız bir hastalık oturmuş oldu: Septik şok! İşler'in Bodrum'daki hekimi Dr. Aydın Aksoy, 'Muayene ve tıbbi tetkikler sonrasında hastamızda, şiddetli akciğer enfeksiyonuna bağlı solunum yetmezliği ve enfeksiyonun çok ilerlemiş olmasına bağlı olarak septik şok tablosu saptandı. Septik şok çoklu organ yetmezliği ile birlikte seyreden ve yüksek hayati riskin oluşabildiği klinik bir tablodur' şeklindeki ilk açıklamayı yaptıktan sonra 'Septik şok' ile ilgili pek çok soru işareti oluştu kafalarımızda.
ÇOK YAYGIN AMA BİLİNMİYOR
'Septik şok', yani sepsis bilinene göre dünyada yaygın olmasına rağmen en az tanınan ve hatta kalp krizinden bile daha fazla ölüme neden olan bir hastalık durumu. Konuyla ilgili olarak bilgi veren Medical Park Bahçelievler Hastanesi Yoğun Bakımlar Koordinatörü Dr. Kadir Doğruer, 'Sepsis; en yaygın olmasına rağmen en az tanınan hastalıktır. Sepsis yaygın görülen bir durumdur ve ölüm ve uzun vadeli komplikasyon riski yüksektir. Aşılar, antibiyotikler ve yoğun bakım gibi modern tıptaki ilerlemelere rağmen Sepsis hala enfeksiyona bağlı ölümün birincil nedenidir. Halk tarafından sıklıkla 'kan zehirlenmesi' şeklinde yanlış anlaşılan sepsis, tüm dünyada ölümün öncü nedenlerinden biridir. Sepsis için hastalık diyen de var, kritik sağlık sorunu, enfeksiyon, sendrom diyen de vardır… Hiçbiri yanlış değildir. Burada önemli olan; sepsis denilen olgunun ortaya çıkması' derken sorularımızı yanıtladı.
Konuyla ilgili istatistikler ne diyor?
Sespis bulunan hastaların üçte biri ila yarısı ölüyor. Gelişmekte olan dünyada, Sepsis çocukluk çağında yıllık ölümlerin yüzde 60-80'ine karşılık geliyor; her yıl 6 milyondan fazla yeni doğan ve çocuğun ölümüne yol açar ve 100.000'den fazla maternal Sespis olgularından sorumlu. Her saat yaklaşık 50 insan sepsis nedeniyle ölüyor. Küresel olarak, her yıl tahmini 20 - 30 milyon sepsis vakası meydana geliyor. Sepsis nedeniyle hastaneye yatırılan olgu sayısı, son 10 yılda iki katın üzerinde artış gösteriyor.
KALP KRİZİNDEN ÖNDE
Bu hastalık hangi hastalıklardan ölümleri geride bırakıyor?
Prostat, bağırsak, meme kanseri ve HIV/AIDS'un neden olduğu birleşik ölüm rakamlarından daha fazla ölüme yol açmaktadır. Sepsis nedeniyle hastaneye yatırılma oranları, miyokard enfaktüsü insidansının üzerine çıkmıştır. Örneğin ABD'de kalp krizi nedeniyle hastaneye yatırılan olguların sayısını geçmiştir
Hastalık nasıl ortaya çıkıyor?
Sepsis; vücudun bir enfeksiyona karşı verdiği tepki nedeniyle, kendi dokularını ve organlarını yok etmeye çalışması olarak açıklanıyor. Bu tanımı biraz açarsak, şöyle diyebiliriz: Vücutta her hangi bir nedenle oluşan gerilim sonrasında (örneğin trafik kazası, yüksekten düşme, kalp enfarktüsü ya da ciddi büyük bir ameliyat olabilir) gelişen, organizmada direnç mekanizmasının zayıflaması ve bunun üzerine eklenen enfeksiyonla tetiklenen olaylar zinciri neticesinde meydana gelen, hayatı tehdit eden bir rahatsızlıktır. Solunumla, dolaşımla ve diğer sistemlerle başlayan bir yetmezlik, bir olaylar zinciridir. Bu olaylar zinciri, bütün organ sistemlerini etkileyerek, bu organ sistemlerinde bozulmaya, yetmezliğe ardından da ölüme sebebiyet vermektedir.
TIP GELİŞTİ SEPSİS ARTTI
Hastalık hangi nedenlerle ortaya çıkıyor?
Sepsisin dünyada dramatik bir şekilde artmasının nedenleri farklı olup içerisinde yaşlanan popülasyon, tüm yaş gruplarında yüksek riskli tıbbi müdahalelerin daha fazla kullanılması ve enfeksiyonların ilaca dirençli ve daha virülan türlerinin gelişmesidir. Gelişmekte olan dünyada ise yetersiz beslenme, yoksulluk ve aşılara ulaşamama ve zamanında tedavinin başlanamaması ölüme katkıda bulunmaktadır. Sepsisin temelinde enfeksiyon vardır. Medikal teknolojinin ilerlemesi ile sepsiste bir artış gözlenmektedir. Birtakım girişimsel işlemler, ameliyatlar yapıyoruz. Her hastaya ameliyat yapılabilir mi, katater takılabilir mi? Bütün bunları değerlendirdiğimizde bizler de bazı tedavi yöntemleri ile sespsise neden olabiliriz. Buradaki en kritik nokta da antibiyotik kullanımıdır. Antibiyotik kullanımın bilinçsiz olması, çok dirençli mikro organizmaların gelişmesine neden olmakta ve herhangi bir sorun olduğunda vücudumuz yeterli bir savunma gösterememektedir. Bence sepsisin en önemli nedenlerinden biri yanlış antibiyotik kullanımıdır. Örneğin; çocukluğundan beri antibiyotikli tavuklar, GDO'lu gıdalarla beslenen birinde enfeksiyon gelişimi ve buna bağlı olarak da sepsis gelişimi daha kolay olacaktır.
Teşhisi zor mu?
Evet zordur. Zaten kişi kendisi böyle bir tanı koyamaz. Bunu bir tıp profesyoneli anlayabilir ancak.
Sepsis tanısı sıklıkla çok geç konulmaktadır; çünkü vücut sıcaklığında artış, nabız veya solunum hızı artışı veya beyaz kan hücresi sayısının artışı gibi sepsisin tanısında kullanılmakta olan klinik semptomlar ve laboratuar bulguları spesifik değildir. Çocuklarda, belirti ve bulgular belirsiz olabilir ve sepsisin getirdiği yıkım hızla gelişebilir. Sağlık hizmeti sağlayıcıları arasındaki tanım karmaşası, ölüm belgelerinde ölüm nedeni olarak sepsisin belgelendirilmemesi, yetersiz tanı araçları ve sepsisi tedavi etmek için standart klinik yönergelerin tutarlı şekilde uygulanmaması nedeniyle sepsis yeterince tanınamamakta ve anlaşılamamaktadır.
HEKİMLER DİRENİYOR
Hekimlerin tanı koymaktan kaçınıyor mu?
Hekimler teşhiste direnir. Sepsisin belirtileri birçok hastalıkla karıştırılabilir ama doktorun sespisi tanımalı ve 'hasta sepsis olabilir' diye düşünmeli.
DÖRT BELİRTİDEN İKİSİNE ÇOK DİKKAT!
Ege Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke, 'septik şoktan' korunmak için ateşte yükselme, solunumda hızlanma, kalp atımında fazlalaşma ve lökosit oranının artma ya da azalma gözlendiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söylüyor.
Prof. Dr. Büke, ünlü sanatçı Nejat İşler'in hastalanmasıyla septik şok konusunun kamuoyunda daha sık tartışıldığını belirterek, 'Septik şokun başlangıç aşaması olan sepsis 'bir enfeksiyona karşı vücudun verdiği kontrolsüz aşırı yanıt' dedi.
ATEŞ ÇOK ÖNEMLİ
Büke şöyle devam ediyor: Bakteri, mantar ve virüs nedeniyle de sepsise rastlayabiliyoruz. Kanser, diyabet gibi hastalıkları ya da tedavi sırasında kullanılan bazı ilaçlar da sepsisi kolaylaştırabilir. 65 yaş üstü veya çocuk hastaların da risk grubunda yer alıyor. Bu durumda erken teşhis hayat kurtarıcı bir durum oluyor' diye görüş veriyor. Ateş çok önemli. 38,3 ve üzeri ateş önemli bir bulgu. Ayrıca 36 derecinin altındaki vücut ısısı da sepsis açısından uyarıcı olmalıdır. Solunum sayısının dakikada 20'nin üstüne çıkması, kalp atım hızının 90'ın üzerinde olması ve lökositin 12 binin üstünde ya da 4 binin altında görülmesi de belirtiler arasındadır. Dört belirtiden 2'si varsa bu kişinin aksi ispat edilene kadar sepsis olduğunu kabul edip en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor.
GRİP ÜSTÜNE ZATÜRRE ŞOKA SOKABİLİR
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman da septik şok durumunu şu sözlerle bize anlattı:
'Her türlü mikrop, teorik olarak septik şoka neden olabilir. Griple beraber septik şok oluşması çok alışık olduğumuz bir tablo değil; ancak gribin üzerine eklenen zatürree gibi bakteriyel enfeksiyonlar septik şok nedeni olabilir. Mikropla ilişkili maddelere karşı vücudun verdiği aşırı reaksiyon karşımıza septik şok olarak çıkabilir. Septik şok, aslında tansiyonun toparlanmamasını ifade ediyor. Tansiyonun tedaviye karşı bir türlü yükselmemesidir. Septik şokun arkasında çoklu organ yetmezliği ve eğer zamanında etkili tedavi uygulanmazsa yaşam kaybı dahi söz konusu olabilir.
Grip kendini yüksek ateş, sırt ağrısı, öksürük çok ciddi halsizlik şeklinde gösterir. Kişinin 2 ila 3 gün ateşli olduğu bir hastalıktır. Ateş üç günden fazla sürüyorsa, düştükten sonra tekrar çıkıyorsa, yüksek ateşle beraber balgamlı öksürük varsa tehlike arz ediyor ve zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Özellikle kronik akciğer, kalp, şeker hastaları ile böbrek yetmezliği olan hastalar daha dikkatli olmalı, aşılanmış bile olsalar ciddiye almalılardır.'
Doğru zamanda doğru tedavi
Dr. Kadir Doğruer, sepsis şok ile ilgili olarak şunları da dile getiriyor: Sepsis yani septik şok bir mikro organizmanın başlattığı, tetiklediği bir süreçler zinciridir. Sepsis erken tanınırsa tedavi olanağı yüksek olacaktır. Doğru zamanda sepsis teşhisi koyarsak ve doğru zamanda doğru antibiyotik kullanırsak sepsisi tedavi edebiliriz. Ancak teşhis gecikmiş, doğru antibiyotikleri kullanmamışsak antibiyotiğin yapacağı hiçbir şey yoktur. Bu nedenle erken tanı, erken müdahale çok önemlidir. Kompleks bir tedavisi vardır. Sepsisin tedavisi bir ekip işidir. Bütün sistemlere odaklanmayı gerektirir. Bu odaklanma ile sepsisin tedavisi mümkündür, yeter ki doğru zamanda doğru uygulamaları yapalım.
BASİT ENFEKSİYON ÖLDÜREBİLİR
'Sepsis, genelikle aşamalar göstererek ağırlaşacaktır' diyen Yoğun Bakım Uzmenı Dr. Doğruer, şöyle devam ediyor;
'Sepsis ağırlaştığında da ağır sepsis ve bunun sonrasında da septik şok gelişecektir. Septik şokun gelişimiyle birlikte çoklu organ yetmezliğinin gelişme olasılığı daha da artacaktır. Organlardaki yetmezlikler bazen desteklenebilir; ancak desteklenemedikleri zaman da geri dönüşümsüz bir noktaya yani ölüme kadar gidebilir. Basit bir enfeksiyon dahi her an septik şok gelişimine neden olabilir. Bu da tedavisi hiç çok kolay bir durum değildir.
PİYANGO GİBİ HERKESE ÇIKABİLİR
'Hekimin septik şok tanısını koymaktan kaçınmasının en büyük nedeni bunu bir doktor hatası olarak algılamasıdır. 'Hayır ben hastama çok iyi baktım ya da çok iyi ameliyat ettim, onda sepsis olamaz' diye düşünebiliyor hekim arkadaşlar.' diyen uzman doktor Kadir Doğruer hastalıkla ilgili şunları anlatıyor:' Oysa sepsis, sadece ve sadece enfeksiyona bağlı olarak oluşmaz. Bir ameliyat sonrası sepsis gelişiyorsa bu 'cerrahi bir suç' değildir. Bunun arkasındaki neden, sizin tedavi yönteminiz olabilir ancak bundan daha öncelikli olarak kalıtsal bir yapı da olabilir, kişinin bağışıklık sisteminin etkileri ya da yaşam şekli de olabilir. Sepsisin oluşumunda hekimi suçlamak bizi bir yere vardırmaz. Sepsis tanısı koymak bir hekime yük getirmez. Bir hastasının sepsis olması hekimin suçu da değildir. Ancak sepsis olan ya da sepsis belirtileri gösteren hastasına' bu hasta sepsis değildir' diyorsa o zaman suçludur. Hastasında sepsis gelişimini görmeyen, bu tanıyı koymaktan çekinen hekim hastasına zarar vermektedir. Önemli olan; sepsisin doğru tanısı koyup doğru tedavi yöntemlerini uygulamaktır' diyor.
TEMİZLİK ÇOK ÖNEMLİ
Sepsis hastalığını piyangoya benzeten Doğruer, 'Bunu önceden bilmeniz mümkün değildir. Ama bazı önlemler alınabilir. Bağışıklık mekanizmamız iyi korumamız gerekir. Bunun için de iyi beslenme ve temizlik çok önemlidir. Sağlıklı ve temiz içme suyu, gıda ürünleri tüketmek ve özellikle de tuvalet temizliğine dikkat etmek en basit uymamız gereken birkaç kuraldır. Toplumsal temizlik kurallarına uyulması gerekir. Lokanta, pastane, fırın gibi yiyecek-içecek üreten ve satan işletmelere karşı sıkı denetim yapması gerekir' diyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.