Musluk suyu için!
Türkiye’nin çevre bilinci anlamında çok büyük aşamalar kaydettiğini söyleyen Prof. Dr. Bilgehan Nas, “Atık su arıtımı noktasında dünya ortalaması yüzde 20’lerdeyken, Türkiye’de bu oran 82 mertebelerinde. Bu açıdan bakıldığında damacana su içmeyi bırakıp, musluk suyuna yönelmemiz gerekiyor. Musluk suyu içelim” dedi
Türkiye’de atık suların arıtılma oranının yüzde 82 mertebelerinde olduğunu söyleyen Çevre Mühendisleri Odası Konya İl Temsilcisi ve Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bilgehan Nas, “Dünyadaki arıtılma oranı ise yüzde 20 mertebelerinde. Bu anlamda Türkiye’yi, atık suların arıtılması anlamında iyi bir noktada olarak değerlendirebiliriz. Ülkemizde yaklaşık bin tane atık su arıtma tesisi var. Ama bunlarla ilgili de planlamada, işletmede ve projelendirmede şuan yaşanan sorunlar var. Daha doğru ve uygun projeler nitelikli personellerle tesislerin işletilmesi gerekmektedir. Bununla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın attığı adımlar var. Atık su arıtma tesisinde sular arıtıldıktan sonra tarımsal sulamada kullanılması, sanayiye verilmesi, yer altı suyunun beslenmesi, bir derenin, nehrin veya gölün beslenmesi ve akışının düzenlenmesi şeklinde farklı uygulamalar dünyada yapılıyor. Türkiye’de bunun oranı şuan yüzde 1’in altında. Türkiye’nin 2023 hedefi de bunun yüzde 5 mertebelerine çekilmesi. Arıtılmış atık suların kullanımıyla ilgili önümüzdeki yıllarda Türkiye’de ciddi bir atılım olacak” dedi.
“KONYA’NIN ATIKSU SORUNU YOK”
Dünyada atık suların, arıtıldıktan sonra alıcı ortamlara verilmesi ile ilgili uygulamaların yıllardır yapıldığını söyleyen Nas, “Konya’ya baktığımızda, Konya’mızın bir atık su arıtma tesisi var. Bu atık su arıtma tesisindeki günlük 70 bin metreküp atık su arıtıldıktan sonra ana tahliye kanalına deşarj ediliyor ve deşarj boyunca da çiftçilerimiz tarafından sulama suyu amaçlı kullanılıyor. Uzun yıllardır çalışan bir tesis. Bu anlamda Konya’nın atık su sorunu en azından Konya merkezde yok diyebiliriz. Konya’da ilçelerimizi de dahil ettiğimizde 50’nin üzerinde atık su artırma tesisi faaliyette. Onlarda da atık su arıtılıp ana tahliye kanalına deşarj ediliyor ve kullanıma sunuluyor” diye konuştu.
“MUSLUK SUYU İÇİN”
İçme suyu anlamında Türkiye’deki asıl sorunun içme suyu arıtma tesislerinin eksik işletilmesiyle ilgili bir takım yaşanan sorunlardan kaynaklı olduğunun altını çizen Nas, “Konya’da içme suyu arıtma tesisi olarak Altınapa Barajının sularını arıtıp şehrimize veren, bir tane Tıp Fakültesi civarında vardı. Birde yeni Mavi Kanyon Menba Suyu İçme Suyu Arıtma Tesisi inşa edildi. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız tarafından açılışı yapılan. Konya’nın içme suyu sorunu bu şekilde çözülmüş oldu. Ülke geneline baktığımızda ki sorunda şu, insanlar musluktan su içmek yerine maalesef damacana suya yönelmek zorunda kaldı. Ankara ve İstanbul’da olduğu gibi Konya’da da insanlar damacana suya yöneliyor. Bu noktada Büyükşehir Belediyelerinin, vatandaşların mutlaka musluktan su içmelerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi anlamında uygulamalar geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü dünyanın birçok ülkesinde musluk suyu içilirken, biz maalesef damacana suya yönelmiş olduk” diye belirtti.
“ÇEVRE BAKANLIĞIMIZIN ‘SIFIR ATIK’ PROJESİ ÇOK ÖNEMLİ”
Katı atıklar noktasında Türkiye’de son 10 yılda atıkların yönetimiyle ilgili Avrupa Birliği Çevre Mevzuatları’na uyum çerçevesinde ciddi mevzuat değişimi olduğunu vurgulayan Nas, “Dolayısıyla atıkların bir anlamda kaynak olduğu ve yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin bakış açısı oluştu. Çevre Bakanlığımızın yine yürüttüğü ‘Sıfır Atık’ projesi var. Burada da bütün atıkların yeniden değerlendirilmesi noktasında kamu kurumlarında teşvikler ve uygulamalar yapılmaya başlandı. Dolayısıyla bu atıkların atık olmadan ve bir depo alanına götürülüp depolanmadan önce, mümkünse ekonomiye geri kazandırılması anlamında Bakanlığımızın ciddi çalışmaları var” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE HAVA KİRLİLİĞİ NOKTASINDA İYİLEŞME VAR”
Hava kirliliği noktasında ise Türkiye’de hava kirliliği noktasında bir iyileşme olduğunu söyleyen Nas, “Bakanlığımız birçok noktada ölçüm istasyonları kurdu. Konya’da buna dahil. Konya’da da bölgesel hava kirliliği merkezi kuruldu. Ülkemizin birçok noktasında mobil izlemelerle hava kirliliği ölçümleri yapılıp Bakanlığımızın sayfasında devamlı paylaşılıyor. Orada hava kirliliği ile ilgili sıkıntılı olabilecek şehirlerimizde oluyor. Ama Bakanlığımız hava kirliliği ile ilgili bu hususları, ciddi anlamda takip etmeye başladı” ifadelerini kullandı.
“CİDDİ FELAKETLERLE KARŞILAŞABİLİRİZ”
İklim değişikliğinin dünyada önemli bir husus olduğunu vurgulayan Nas, “İklim değişikliği ile beraber yağış rejimleri değişmeye başladı. Dolayısıyla artık bu durumun olabilecek olumsuz yansımalarını Ankara’da olduğu gibi bazı şehirlerde sık sık yaşamaya başladık. Bundan sonraki yapılacak şehirleşmede, altyapı yatırımları ile birlikte mühendislik çözümlerinde, mutlaka iklim değişikliğinin etkilerinin de göz önüne alınarak doğru alt yapı çözümlerinin şehirlerde uygulanması gerekiyor. Bunu uygulamadığımız takdirde, şiddetli yağışlarla karşı karşıya kaldığımızda ciddi felaketlerle karşılaşabiliyoruz” diye konuştu.
“ÇEVRE BİLİNCİ AİLEDE BAŞLAR”
Çevre bilincinin ailede çocukken başladığını ve ilkokulda eğitildiğini söyleyen Nas, sözlerine şu şekilde son verdi: “Ama maalesef çokta başarıya ulaştığımızı söyleyemem. Her ne kadar çocuklarımız bilinçli olup öğrenmiş olsalar da nihai noktaya geldiğimizde uygulayıcıların, sorumluluk sahibi olanların ve denetim yapanların çevre ile ilgili bir takım tedbirleri alması gerekiyor. Elbette ki insanların ve çocukların bilinçli ve hassas olması çok önemli. Sonuçta burada söz sahibi olan kurum ve kuruluşların en kadar sahiplendiği ve ilgi duyduğu önemli. Bu anlamda da, bence yerel yöneticilerimizin ve idari anlamda yetki sahibi olan insanların çevre hassasiyetlerinin ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum.”
SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.