Moskova öfkeli, müslümanlar endişeli

Moskova öfkeli, müslümanlar endişeli
Moskova metroları kentin en yerlilerinin bile gitmek istediği yer için hatlarını farklı renklerle gösteren özel haritaları kullanmak zorunda kaldığı bir yeraltı labirent gibidir

Moskova metroları kentin en yerlilerinin bile gitmek istediği yer için hatlarını farklı renklerle gösteren özel haritaları kullanmak zorunda kaldığı bir yeraltı labirent gibidir. Her biri mermer sütunlar, sembolik heykeller, mozaik tablolar veya modern tasarımlarla süslenen bu metrolar dehşete yol açan bir dünya savaşından korunmak için esir alınmış Alman askerleri tarafından kol gücüyle kazılan tüneller olduğunu unutturur gibidir. Mermer tasarımlarının tersine karanlık tünellerden sağır edici sesleriyle gelen trenlerle her gün milyonlarca insan yolculuk ediyor.

Bunlardan biri olan ve açık kahverengiye çalan mermerle kaplı Lubyanka metrosu neredeyse bir asır boyunca CIA’ya kök söktürüp soğuk savaşla meydan okuyan namı değer KGB (şimdiki FSB) binasının hemen yakınında bulunuyor.

Yanından geçerken bakılmaya korkulan bu istihbarat karargahının hemen yakınında bulunan bu metro istasyonuna diğer bir istasyonla birlikte Kafkasya’nın “Karadulları”nın saldırısına uğradı. İntihar saldırılarında 39 kişi hayatını kaybederken yüzden fazla kişi de yaralandı. Rusya şimdi yasta ve terörle mücadele yasalarının genişletilmesini istiyor.

Yıllardır üzerinde kapalı veya açık bir savaşın yürütüldüğü Kuzey Kafkasya’nın radikal İslami örgütleri yeniden Moskova’ya indi. Kent tüm yönetimi ve yapısıyla kaygı, endişe ve öfkeyle intikam alacakları bir suçlu arıyor. Ancak henüz saldırıların gerçek sebepleri ve çözüm yollarına ilişkin soğukkanlı bir değerlendirme yapmak isteyene pek rastlanmıyor.

ADALETİ ÖFKELERİ VE BEDENLERİYLE ARAYAN KARADULLAR

İntihar saldırılarının iki kadının gerçekleştirdiği anlaşıldıktan sonra sanki tüm ülke labirent şeklindeki bir mağarada korkudan birbirine tutunmuş bir birlerinin ayağına basarak ve “Karadullar” diye fısıldanarak yürüyor.

“Karadullar” Kafkasya’da İslami örgütleri adına intihar saldırıları düzenleyen kadınlara verilen isim. Aslında böyle bir örgüt yok ancak 1990’lardan büyük kentlere yönelik intihar saldırılarında yer kadınlara bu isim takıldı. Bu kadınlara “Karadul” denmesi ataerkil bir öfke yaratmanın yanında Rus-Çeçen savaşlarında babalarını, kocalarını yâda diğer aile fertlerini kaybettikleri için tepeden tırnağa kara giymelerinden kaynaklanıyor. ‘Karadullar’ son iki yılda bulundukları alanlarda önemli saldırılar gerçekleştirdiler. Yakın zamanda Kafkasya’daki eylemlerinin yanı sıra 2002’de Moskova operasında 800 kişiyi rehin alması ve 2004’te Beslan’daki okul eyleminde isimleri geçmişti.

Eylemi henüz herhangi bir örgüt üstlenmese de saldırıların artık Kuzey Kafkasya savaşının genişlemesinin bir sonucu olduğunu genel kabul görüyor. Ancak insan hakları örgütleri bu kadınların Rusya’nın yürüttüğü yanlış politikaların yarattığı nedenler olduğunu vurguluyor.

Çünkü arkalarında kim çıkarsa çıksın kendilerine bombayı bağlayıp kendisiyle birlikte birçok insanı ölüme götüren bu duygunun sahiplerinin gerçek gerekçelerini de unutmamak gerek.

ŞÜPHELİLER ARASINDA TÜRKİYE VAR

Yeni saldırıların politik faillerine yönelik tartışmalar ve senaryolarda örgütlerin yanı sıra bazı devletlerin ismi de geçiyor. Eylemlerin Rus güvenlik güçleri tarafından öldürülen Kafkasya savaşının ideolojik önderlerinden (Said Buryatski) Aleksandr Tihomirov’un intikamına yönelik olduğu yaygın bir kanat. Yaygın şekilde Kafkasya emirliği suçlanırken, dış istihbarat servislerinin destekleri de sorgulanıyor. Bu konuda Rusya’nın sabıkalılar listesinde sicili kabarık olanlar Türkiye ve Gürcistan’da yer alıyor.

Nitekim dün sabah saatlerinde Rus medyası intihar bombacıların Türkiye’de eğitildiğinden kuşkulanıldığını açıkladı. İddialara göre Aleksandr Tixomirov öldürülmeden önce verdiği ifadelerinde Türkiye’deki medreselerde 30’dan fazla Çeçen ve İnguş kadını intihar komandosu olarak eğitilerek Rusya’ya gönderildi.

İddialara göre bu kadınlardan 9'unun bugüne dek görevlerini yerine getirerek intihar saldırılarını gerçekleştirdi. Lavrov’un da “gözardı etmiyoruz dediği” bu ihtimalleri destekleyen çok sayıda senaryo var.

SAVAŞ YENİ BİR AŞAMAYA SIÇRIYOR

Ancak sebepleri ve arkasındaki güçler kim olursa olsun bu eylemler Güney savaşının yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor.

Şüphesiz, dini bir hoşnutsuzluktan ziyade kendi kaderini tayin etmeye yönelik bir talebi içermesine rağmen doğru ve güçlü bir çözüm bulunamadığı için farklı güçlerden radikal İslami hareketlere kadar birçok çevrenin oyun sahasına dönüşen Kuzey Kafkasya savaşı yeni bir aşama giriyor. Bu saldırının mekânı ve tarzı savaşın coğrafik uzamı ve hedeflerinde genişleme eğilimlerini gösteriyor.

Eylemlerin heyecanıyla söylenen sözler eğer savaşa karşı stratejiyi ifade ediyorsa bu büyük bir yenilginin yolunu da açabilir. Çünkü Kuzeyli beyaz ırktan da olsa Roma’dan daha büyük bir Asyalı bir imparatorluk iddiası taşıyan kentlerinde çekik gözlüler, minyon ırklar, melez ve kumral tenliler ve Afrika siyahlarına kadar herkes var.

Bu kadar farklı etnik ve dinsel yapıyı Sovyetlerden kalma kaba polisiye yöntemlerle kontrol etmek imkânsız. Bunlara karşı alınacak radikal önlemler ve dışlama sadece imparatorluk iddialarını zayıflatmakla kalmaz daha derin uçurumlara ve sonuçta parçalanmaya kadar götürebilir. Bunun yerine biraz da savaşanların gerekçelerine ve o coğrafyada yaşayan halkın taleplerini dikkate almak daha çözümleyici olabilir

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.