Mısır'daki idam cezaları büyük bir cinayet

Mısırdaki idam cezaları büyük bir cinayet
Siyasiler, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, Mısır'da darbe karşıtı 529 kişiye "şiddete teşvik" suçlamasıyla idam cezası verilmesine tepki gösterdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Suriye'nin Türkiye sınır kapısına yakın bölgesi Kasab'da muhaliflerle rejim güçleri arasında çıkan çatışmalar, Türk hava sahasını ihlal eden Suriye uçağının düşürülmesi ve Suriye Dışişleri Bakanlığı'nın, BM Genel Sekreterliği ve Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği, Türkiye ve Suudi Arabistan'ı "teröristleri desteklemekle" suçladığı mektubu değerlendirildi.
 
Açıklamada, "Suriye'nin kuzeyinde yaşanan son gelişmeler ışığında, bölgedeki tüm tarafları temkinli olmaya ve askeri gerginliğin tırmanmasına müsaade etmemeye çağırıyoruz. Oluşan gergin ortamda 30 Haziran 2012'de kabul edilen Cenevre Mutabakatı'na uygun şekilde hOrman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Mısır'da darbe karşıtı 529 kişiye "şiddete teşvik" suçlamasıyla idam cezası verilmesine ilişkin, "Bu büyük bir cinayet bence. Bu kişilerin idamına karar verilmesi demokrasinin olmadığını, diktatörlük rejiminin olduğunun göstergesi. Mısır'daki yöneticiler için büyük bir ayıp. Tarihe büyük bir ayıp ve büyük bir rezalet olarak geçecektir" dedi.
 
Eroğlu, yerel seçim çalışmaları kapsamında geldiği Afyonkarahisar merkez Marulcu Mahallesi'nde, Afyonkarahisar Belediye Başkanı ve AK Parti Belediye Başkan adayı Burhanettin Çoban ve partililerle esnaf ziyaretinde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Bir gazetecinin "Mısır'da pek çok kişinin idamına karar verildi. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz" sorusuna Eroğlu, şunları kaydetti:
 
"Bu büyük bir cinayet bence. Bu kişilerin idamına karar verilmesi demokrasinin olmadığını, diktatörlük rejiminin olduğunun göstergesi. Doğrusu Mısır'daki yöneticiler için büyük bir ayıp. Tarihe büyük bir ayıp ve büyük bir rezalet olarak geçecektir. İnşallah Mısır Hükümeti bu kararından döner. Mısır'daki üst yönetim bunun farkında ancak şunu ifade edeyim, Batı'nın bu konuda sessiz kalması, Türkiye dışında hiçbir gür seda olmaması esas üzüntü o. Batı her zaman kendi menfaatlerini düşünüyor. İnsan haklarıyla ilgili hiçbir teşebbüsü yok."
 
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu: Demokrasi ayıbı
 
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Mısır'da darbe karşıtı 529 kişiye "şiddete teşvik" suçlamasıyla idam cezası verilmesine ilişkin, 'Demokrasi ayıbı, insanlık ayıbı, ümit ederim ki demokrasiden, insan haklarından bahsedenler bu tür hadiselere seyirci kalmaz' dedi.
 
Müezzinoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin de darbelerin ağır bedellerini zaman zaman milletçe ödediğini anımsattı.
 
'Zaman zaman askeri müdahalelerin bedellerini, milli iradenin temsilcileri, idam edilerek ödedi' diyen Bakan Müezzinoğlu, şimdi bunun farklı bir fotoğrafını Mısır'da gördüklerini vurguladı.
 
Medeni ve gelişmiş ülkelerin, bazı ülkelere "Burada demokrasi yok" diyerek müdahale ederken, bu tür olaylara seyirci kaldığını ifade eden Müezzinoğlu, 'Bence demokrasinin büyük bir ayıbı bu. Hukuk devleti ve insan hakları anlamında büyük bir ayıp. Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin bu tür hadiseler seyirci kalmasını anlamıyorum. Demokrasi ayıbı, insanlık ayıbı. Ümit ederim ki demokrasiden bahsedenler bu tür hadiselere seyirci kalmaz' diye konuştu.
 
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık: Kararlarının derhal durdurulması en temel insan hakkıdır
 
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise gazetecilere yaptığı açıklamada, adil yargılanmanın bir insanın en temel haklarından biri olduğunu belirterek, adil yargılanma hakkı olmadan verilen hiçbir kararın ne toplum vicdanını ne de hukuku memnun etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
 
Işık, şöyle devam etti:
 
" Mısır hükümetinin behemehal bu yargılamaların adil olarak yapılması noktasında ehemmiyet göstermesi, verilen mahkumiyet kararlarının,idam kararlarının derhal durdurulması en temel insan hakkıdır. Şuanda Mısır'da olağan bir rejim yok, bir darbe rejimi var. Maalesef Batının çıkarları dolayısıyla göz yumduğu, görmezden geldiği hatta örtülü olarak desteklediği bir darbe dönemi yaşanıyor Mısır'da. Bu dönemde verilen hiçbir kararın toplumun vicdanını, dünya insanlığının vicdanını tatmin edeceğini düşünmüyoruz. En doğru olan, kesinlikle bu kararların uygulanmaması ve adil yargılanma yolunun açılmasıdır."
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam: "Demokratik anlayışa sığacak bir durum değil"
 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Mısır'daki idam kararlarına ilişkin soru üzerine, kararların çok acı olduğunu söyledi.
 
İslam, bunun demokratik anlayışa sığmayacağını belirterek, "Darbeye karşı çıkanların yargılandığı, 'darbe olmasın' diyenlerin idama mahkum edildiği süreç, hiçbir demokratik anlayışa sığacak bir durum değil. Hiçbir özgürlük anlayışının hoş karşılayacağı bir şey değil. Dakikada bir idam kararı verildiğini görüyoruz" dedi.
 
Mısır'ın bir an önce demokrasiye dönmesini istediklerini vurgulayan İslam, ülkenin yanlış yoldan vazgeçmesini arzu ettiklerini kaydetti.
 
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erdem: "Yargı adına tiyatro oynanıyor"
 
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem de Mısır'daki idamları insanlık adına kabul edilebilir bulmanın mümkün olmadığını söyledi.
 
Erdem, "Bu bir cinayet, tam manasıyla maskaralık" diyerek, şöyle devam etti:
 
"Mısır'da yargı adına bir tiyatro oynanıyor. Binlerce sayfalık iddianameyi okuyacak kadar zamanı bile kullanmayan bir mahkemenin verdiği karar, ne kadar hukuka uygundur bunu tartışmak bile abes diye düşünüyorum. İnsanlığın da burada suskun kalmasına anlam veremiyorum. Bu bir insanlık ayıbıdır, insanlık dramı yaşanıyor. Vicdanı olan herkesin buna gereken tepkiyi göstermesi ve Mısır'daki bu maskaralığa son verilmesi için elinden gelini yapması gerekir diye düşünüyorum."
 
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay: "Kahredici bir müsamere sergileniyor"
 
AK Parti Dışilişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ise idam kararlarının "insanlık karası" olduğunu belirtti.
 
Diktatörler ile darbelerin akılla değil, güçle hareket edip güç şımarıklığına kapıldığına işaret eden Aktay, "Bu da birçok masum insanın hayatına mal olabilir. Diktatörlükler eninde sonunda döktükleri kanda boğulur ama diktatörlerin döktükleri kanda boğulması, dünyanın verdiği imtihanını aklamıyor. Hiçbir şey, dünyanı seyirci kalmasını hafifletmez. Dünyanın gözünün önünde kahredici bir müsamere sergileniyor. Bunun doğru düzgün bir strateji ile alakası yok" dedi.
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu: "İdam cezasına herkesin karşı çıkması gerekir"
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu da CHP'nin, prensip olarak idam cezasına karşı olduğunu söyledi.
 
Mısır'ın ayrı bir özelliği bulunduğuna işaret eden Loğoğlu, çok sayıda insanın aynı anda idam cezasına mahkum edilmesinin olağandışı bir durum olduğunu belirtti.
 
Loğoğlu, siyasi suçlar açısından idam cezasına herkesin karşı çıkması gerektiğini ifade etti. Loğoğlu, siyasi suç nedeniyle idam cezalarının, Türkiye dahil o toplumlarda büyük yaralar açtığını, bu yaraların onarılmasının da hiç mümkün olmadığını söyledi.
 
Saadet Partisi Genel Başkanı Kamalak: "Ne hukukla ne vicdanla ne de insanlıkla alakası var"
 
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ise Mısır'da darbe karşıtı 528 kişiye idam cezası verilmesi kararının insanlık dışı olduğunu belirtti.
 
Kararı, tarihin asla affetmeyeceğini ifade eden Kamalak, şöyle devam etti:
 
"Bir hukukçu olarak söylüyorum, bu idamların, ne hukukla ne vicdanla ne ahlakla ne de insanlıkla alakası vardır. Bu karar, gün gelir kararı verenlerin boyunlarına dolanır çünkü hiçbir mazlumun ahı yerde kalmaz. Türkiye geçmişte bunun acı örneklerini yaşamıştır. Darbecilerin astığı insanların anıtları dikilmiş, millet tarafından her daim hayırla anılmışlardır ancak onları asan darbecilerin bugün adları bile hatırlanmamakta, hatırlandığında ise beddua ile anılmaktadır. Mısır'daki darbeciler de bu insanlık dışı kararın hesabını ne tarih önünde ne de insanlığın vicdanı karşısında veremezler. Tekrar ediyorum, bir an evvel bu vahim hatadan geri dönülmeli, Mısır normalleşmelidir."
 
"Karar sözün bittiği yerdir"
 
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar da Mısır'da gerçekleşen darbeden sonra direnişin hala devam ettiğini anlatarak, konu basında yeterince yer almasa da Mısır'da darbe karşıtlarının hala sokaklarda olduğunu söyledi.
 
İnsanların Mısır sokaklarında barışçıl taleplerini sürekli dile getirdiklerini belirten Sarıyaşar, darbe rejiminin halkın barışçıl direnişini başka yerlere çekmek için bu tür kararları verdiğini, aynı durumun Bangladeş'te de söz konusu olduğunu ifade etti.
 
Sarıyaşar, Mısır'da yönetimin Gazze ile ülkeyi bağlayan ve Gazze halkının adeta nefes damarları olan tünelleri kapatıp bombalayarak, İsrail'in bile yapmadığını hayata geçirdiğinin altını çizdi.
 
Darbe yönetimlerinin klasik olarak bir yandan askerle bir yandan da hukukla halkı katlettiğini söyleyen Sarıyaşar, "Bu karar, sözün bittiği yerdir, hukukun katledildiğini resmidir. Bunlar tiyatral mahkemelerdir. Buralarda tiyatro gösterisi yapılıyor" diye konuştu.
 
AB'den tepki
 
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ise darbe karşıtı 528 kişinin idama mahkum edilmesinin "son derece endişe verici olduğunu" belirterek, ölüm cezasına karşı duruşunu tekrarladı.
 
Ashton, yazılı açıklamasında, hangi suçtan hüküm giyilirse giyilsin idam cezasının asla meşru gösterilemeyeceğini vurguladı.
 
Catherine Ashton, "AB her şartta idam cezasına karşıdır. Ölüm cezası gaddarca ve insanlık dışıdır, caydırıcılıkta başarısızlıktır ve insan haysiyeti ve bütünlüğünün kabul edilemez bir inkarıdır" ifadesini kullandı.
 
Yüksek Temsilci Ashton, Mısır'daki geçiş hükümetinden uluslararası standartlara uygun, sanık haklarına saygılı, bağımsız ve hakkaniyetli soruşturmalara dayalı ve tutukluluk sürelerini uzatmadan yargılamalar yapılabilmesinin güvence altına alınmasını istedi.
 
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ise idam cezasının verildiği duruşmaya çoğu sanığın katılamadığını ve yeterli düzeyde temsil edilemediği yönündeki haberlerini ayrıca derin endişe yarattığını kaydederek, "Mısırlı yetkilileri, sanıkların haklarına tümüyle saygı duyulmasını sağlamaya çağırıyoruz ve bu kabul edilemez cezayı gözden geçirmelerini umuyoruz. Her koşulda prensip gereği idam cezasına karşı olmak Majestelerinin hükümetinin uzun süredir yürüttüğü politikadır" ifadelerini kullandı.
 
İnsan haklarına aykırı
 
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, yaptığı yazılı açıklamada, idam cezalarından derin kaygı duyduğunu belirterek, 'Mahkeme sürecinde yaşananlar ve açıklanan hüküm, hukuk devleti konusunda uluslararası standartlara ve insan haklarına aykırıdır. Bu standartlar ve ilkeler konusunda Mısır da taahhütte bulunmuştur" ifadesini kullandı.
 
Almanya'nın idam cezasını "insanlık dışı bir ceza" olarak gördüğünü ve buna karşı çıktığını hatırlatan Steinmeier, "Mısır makamlarına bu yargı kararlarını iptal etmeleri ve sanıklara adil yargılama imkanı vermeleri çağrısında bulunuyorum. Diğer kitlesel yargılamaların da durdurulması gerekir" dedi.
 
Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, açıklanan son mahkeme kararının Mısır'daki siyasi bölünmeyi daha da derinleştireceği kaygısını ifade ederken, "Mısır'da istikrarsızlığı önlemek için ihtiyaç duyulan, herkesi kapsayan bir siyasi sürecin bir an önce başlatılması, ulusal uzlaşma ve anlayış siyasetinin başlatılmasıdır" sözlerini kaydetti.
 
Avusturya Dışişleri Bakanı Kurz: Mısır'ı infazları önlemeye davet ediyorum
 
Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz da yaptığı yazılı açıklamada, Darbe karşıtlarının idama mahkum edilmesini eleştiren Kurz, Mısır'daki ölüm cezalarını en güçlü şekilde kınadıklarını bildirdi.
 
Yargılamaların tarafsız ve temel insan haklarına uygun olması gerektiğini vurgulayan Kurz, "Toplu cezalandırma yöntemi olarak ölüm cezasının empoze edilmesinin kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu yüzden Mısır'ı adil yargılanma hakkını garanti altına almaya, yanlışları düzeltmeye ve infazları önlemeye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
 
"Tüm islam alemi tepki göstermeli"
 
Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir ise mazlum ve mağdurların 100 yıldan beri mahkeme kararlarıyla yok edilmeye çalışıldığını belirtti.
 
Mısır'daki idam kararlarını kınadıklarını ifade eden Aldemir, şöyle konuştu:
 
"Kararı verenleri ve ağababalarını tanımıyoruz. Karar meşru değil. Batılıların halka karşı kurduğu mahkemelerin kararını tiyatro oyunu olarak görüyoruz. İslam dünyası, batılıların adalet öngörüsüyle engellenemeyecektir. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi darbeyle görevinden alınmış ama onur kazanmıştır. Ezher gibi onur ve izzetini kaybedenlerden olmamıştır. Ayrıca Türkiye'deki uzun yargılamaları eleştiren Wasinghton'un bu konuda sadra şifa açıklama yapmamasıyla açıktan yakalandığının göstergesidir."
 
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atila da Mısır'daki son durumu küresel güçlerin İslam ümmeti üzerindeki hak-batıl mücadelesi olarak değerlendirdiğini söyledi.
 
Verilen kararlarla İslam dünyası ve Türkiye'nin gözünün korkutulmak istendiğini ifade eden Atila, "Mısır yargısının veya Mısır'ın kendi kararı olduğunu sanmıyorum. Buradaki kukla yönetimler, hazırlanan senaryo gereği şimdi oyunlarını oynuyorlar. Tüm İslam aleminin bu duruma meşru yollarla tepkisini göstermesini istiyoruz" dedi.
 
Mazlum-Der Gaziantep Şube Başkan Yardımcısı Abdurrahim Çelik ise idamların gerçekleşmesi durumunda Mısır darbe yönetimine destek veren başta batılı ülkeler olmak üzere bütün ülkelerin bu cinayete ortak olacağını dile getirdi.
Bölgede tansiyonun yükseldiğine işaret edilen açıklamada, "Suriye'de yaşanan ve Orta Doğu ülkeleri ve tüm uluslararası toplum için tehlikeli bu çatışmaları durdurmanın yolunun güç kullanmak değil, diyalog olduğuna inanıyoruz" denildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.