'Menderes hazineyi doldurdu, bunlar boşalttı'

Menderes hazineyi doldurdu, bunlar boşalttı
AK Parti Tekirdağ mitinginde Başbakan Erdoğan, 'Rahmetli Adnan Menderes geldi aklıma, tamtakır durumdaki hazineyi doldurdu, bunlar darbe ile gelip merhumu idam ettiler, sonra da hazineyi boşattılar'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Rahmetli Adnan Menderes tamtakır durumdaki hazineyi doldurdu, darbeyle gelenler Menderes'i idam ettiler, sonra da hazineyi boşattılar. Rahmetli Özal geldi, Türkiye'ye bir çağ atlattı adeta. Türkiye'yi adeta ardından geldiler, yağmaladılar. Türkiye'yi yağmalamakla kalmadılar, bir yolsuzluklar silsilesi aldı başını yürüdü' dedi.

Türkiye'nin ekonomik olarak şu anda tarihinin en parlak dönemini yaşadığını belirten Erdoğan, 'Bunların şimdi iştahı kabarıyor. 'Ne yapsak da bu AK Parti'yi indirsek, ondan sonra şu dolu olan hazineyi bir boşaltsak, dertleri bu' ifadesini dile getirdi.

Erdoğan, partisince Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlenen 'Referanduma Evet' mitinginde yaptığı konuşmada, Tekirdağ'a yaptıkları yatırımlara işaret ederek, bugün de Tekirdağ-Muratlı demiryolu hattını hizmete açtıklarını anımsattı.

Millete beyefendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini, laf değil iş ürettiklerini, AK Parti'nin farkının da bu olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

'Yani bizim fikirlerimizin ulaştığı yerlere bunların hayalleri bile ulaşamaz. Biz iş üretiyoruz, bunlar laf üretiyorlar. Biz yaptıklarımızla, yapacaklarımızla, projelerimizle konuşuyoruz. Türkiye genelinde inşa ettiğimiz 12 bin 300 kilometre yolla konuşuyoruz. Çocuklarımıza kazandırdığımız 150 bin derslikle konuşuyoruz, 435 bin konutun şantiyesiyle konuşuyoruz. Tekirdağ'da üniversite var mıydı? Tekirdağ'a üniversite kazandırdık. Namık Kemal Üniversitesi ile konuşuyoruz. Hastanelerle konuşuyoruz. Peki bunlar neyle konuşuyor? Neleri var? Ne yapmışlar bu ülkede? Allah aşkına, neleri var, ne yapmışlar bu ülkede? 2002 yılında Türkiye ne kadar demir çelik üretiyordu biliyor musunuz? 79 senede gelinen nokta neydi? 2002'de 16 milyon ton demir çelik üretiyordu. Biz geldik şu anda ne kadar üretiyoruz biliyor musunuz? 25 milyon ton. Son 8 yılda Türkiye'de 7 milyon adetten fazla motorlu taşıt üretimi gerçekleşti. Peki 40 yılda ne kadar yapıldı? 40 yılda 6,8 milyon... Farkımız bu. Bütün bunlar artarak devam ediyor, bundan sonraki süreçte de artarak devam edecek.'

Erdoğan, 2002 yılında toplam uçak yolcu sayısının 34 milyon olduğunu, bugün bu sayının 86 milyona çıktığını belirterek, 'Bu ne demektir? Demek ki zenginleşiyoruz. Havayolları sadece belli bir kesimin kullandığı değil, artık halkın yolları oldu. Halk da artık uçağa binebiliyor' dedi.

 

-'ORDU'YA GİDER SADECE FINDIK YEYİP DÖNERSEN...'-

Cep telefonu abonesinin 2002 yılında 23 milyondan bugün 62 milyona çıktığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

'Bunlar, nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. İnternet kullanıcılarına bakıyoruz. 4 milyon civarındaydı. Bugün ne oldu biliyor musunuz? 30 milyon. Bu neyi gösteriyor? 1'e 7, 1'e 8 artış var. Bu, Türkiye'deki gücü, imkanı, alım gücünü gösteriyor. Bütün bunlarla birlikte muhalefet partileri sıkılmadan diyorlar ki 'Ne yaptılar ki?'... Eğer Ordu'ya gider sadece fındık yeyip dönersen, arkandaki Karadeniz sahil yolunu göremezsin. Malatya'ya gider, sadece kayısı yeyip dönersen, tabii ki oradaki 36 kilometre bölünmüş yola 191 kilometre ilave edilen bölünmüş yolu, havaalanını göremezsin. Diğerlerine girmiyorum. Tekirdağ'a gelip, sadece Tekirdağ köftesini yer dönersen tabii ki Asyaport'u, Tekirdağ-Muratlı tren hattını göremezsin. Bölünmüş yolları, derslikleri, toplu konutları göremezsin. Ne diyor eskiler? 'Görmeye göz gerek, sezmeye öz gerek öz...'

Bunlar siyasi tarihlerinde ilk kez Ankara'dan dışarıya çıktılar. Onu da bizim zorlama ve teşviklerimizle yaptılar. Anadolu'yu bunlar daha yeni keşfediyorlar, giremiyorlardı Anadolu'ya. Trakya'yı bunlar daha yeni görüyor. Buraların eski halini bilmezler. Bunlar yapmayı, üretmeyi bilmezler, hizmet nedir bilmezler.

Rahmetli Adnan Menderes geldi, tamtakır durumdaki hazineyi doldurdu. Bunlar darbe ile gelip merhumu malum idam ettiler, sonra da hazineyi boşattılar. Şimdi de o merhum Menderes dönemindeki Trakya'yı arıyorum, demokrasi aşığı Trakya'yı arıyorum, özgürlüklere aşık olan Trakya'yı arıyorum. Rahmetli Özal geldi, Türkiye'ye o da bir dönem yaşattı, bir çağ atlattı adeta. Türkiye'yi adeta ardından geldiler, yağmaladılar. Türkiye'yi yağmalamakla kalmadılar, bir yolsuzluklar silsilesi aldı başını yürüdü. Türkiye ekonomik olarak şu anda tarihinin en parlak dönemini yaşıyor. Bunların şimdi iştahı kabarıyor. 'Ne yapsak da bu AK Parti'yi indirsek, ondan sonra şu dolu olan hazineyi bir boşaltsak'. Dertleri bu. Niye? Gençler bakınız, göreve geldik. Türkiye'nin 100 lirasının 74 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 45 lirası borç. Devlet borç alırken 100 liraya 63 lira faiz ödüyordu. Şimdi 7-8 lira ödüyor. Aradaki fark 55 lira. Bu kimin cebinden çıkıyordu. Tekirdağlı kardeşimin cebinden, hazineden çıkıyordu. Şimdi senin cebinde kalıyor benim Tekirdağlı memur ve işçi kardeşim.'

 

-'ŞİMDİ DE 'BAŞÖRTÜ MESELESİNİ BEN HALLEDERİM' DİYOR. İNANDINIZ MI?'-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'başörtü meselesini halledeceği' sözünü verdiğini anımsatarak, 'Seninle eğitim, inanç özgürlüğünü konuşuyoruz. Eğer dürüst ve samimiysen 13 Eylül gününden daha erkeni yok, bugünden tezi yok. Biz hazırız. Hemen birlikte oturalım, kararı verelim, adımı atalım. Dürüst ol, dürüst. İnsanın ağzından söz bir kere çıkar, sonra patinaj yapmaya başlamaz, farklı farklı konuşmaz. Siyasette karaya kara, aka ak diyeceksin. Karaya ak, aka kara denmez. Benim vatandaşım da bunu yutmaz' dedi.

Erdoğan, partisince Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlenen 'Referanduma Evet' mitinginde yaptığı konuşmada, iktidara geldiklerinde yüzde 30 olan enflasyonun bugün yüzde 7,6'ya indiğini belirterek, bu aradaki farkın vatandaşın cebinden çıkarken, şimdi cebinde kaldığını söyledi.

'Gittiler, IMF'den 30 milyar dolar borç aldılar. 'Bittik, tükendik' dediler. Kim vardı iktidarda?' diye soran Erdoğan, iktidarda MHP, DSP ve ANAP koalisyonu bulunduğunu anımsattı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Bize ne kadar borç bıraktılar? Sadece IMF'ye 23,5 milyar dolar borç bıraktılar. Şimdi ödedik, ödedik, ödedik, 6,6 milyar dolara düşürdük. Peki, devletin milli bankası hangi banka? Merkez Bankası. Merkez Bankasının kasasını 26,5 milyar dolarla bıraktılar, şimdi kasada 75 milyar dolar var. İnsaf edin insaf. Ey ana muhalefet, yavru muhalefet, eğer bu iktidar bir talanın iktidarı olsaydı, bu kasalarda bu paralar olur muydu? Bu yatırımlar devam eder miydi? Tekirdağlılar, şu bölünmüş yollar nasıl yapılacaktı? Raylı sistem nasıl yapılacaktı? Diyorum ki futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutulmaz. Biz şu anda genel seçim yapmıyoruz. Biz şu anda halk oylaması yapıyoruz. Bu halk oylamasında partilerin amblemleri oylanmayacak. Bir taraftan bembeyaz 'evet', bir tarafta 'kahverengi'. Ben diyorum ki o bembeyaz 'evet'le ak sayfa açacağız. Bembeyaz bir sayfa açacağız. Burada AK Parti'yi oylamayacaksınız. Burada muhalefeti oylamayacaksınız. Burada kendinizin geleceğini oylayacaksınız. Çocuklarınızın geleceğini oylayacaksınız. Özürlü yavrularımızın geleceğini anayasal teminat altına alacaksınız. Çetelere avukatlık yapanların karşısında duracaksınız.

Bütün bunlar bu şekilde devam ederken bunların çetelere niye avukatlık yaptığı ortaya çıkıyor. Bunların çetelere avukatlık yapması boşuna değil. Darbe senaryolarına bunların çanak tutması boşuna değil. Bunların 27 Nisan bildirisinin altına imza atmaları boşuna değil. Milletten teveccüh göremeyenler, milletten yüz bulamayanlar, çetelerden gidip medet umuyorlar, hukuksuzluktan, şantajdan, tehditten, iftiradan medet umuyorlar. Artık öyle yağma yok, bitti o iş. Milletin emanetine sahip çıkan bir AK Parti var. Artık yetimin hakkını koruyan, kuruşun hesabını soran bir AK Parti var.'

 

-'SİYASETTE DÜRÜST, İLKELİ, TUTARLI, SORUMLU OLUNMALI'-

Başbakan Erdoğan, siyasette dürüst, ilkeli, tutarlı, sorumlu olunması gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Tekirdağlıların çok güzel bir sözü var: 'Acem kılıcı gibi iki tarafı keser'... Bunlara bakıyorsun, Batman'a gidiyor 'genel af' diyor. Öyle mi? Ankara'ya geliyor, hemen çark ediyor. Tunceli'ye gidiyor, orada 'genel af' satıyor, Kayseri'ye gidiyor çark ediyor. 'Onu demek istemedim' diyor. İstanbul'a gidiyor, başörtüsünü, çarşafı tezgaha sürüyor, çarşaflılara rozet takıyor. Sonra bir de bakıyoruz ki çarşaflı vatandaşımı, kardeşimi otobüsten atıyor.

Bir de bunlar bu arada yeni bir şey daha başlattılar. Şimdi 'Başörtü meselesini ben hallederim' diyor. İnandınız mı? Bu arada herkes başladı vurmaya. 'Nasıl halledeceksin falan'. 'Efendim tasarımcıya göndeririz' Şimdi olgunlaştırma enstitüsünde çalışmalar yapılıyor. Acaba bu başörtüsünün rengi nasıl olsun, renkleri nasıl olsun, alttan mı bağlansın, bone türü mü olsun, şöyle mi böyle mi olsun. Bu nasıl özgürlük? Sen bunu diğer kızlarımız için de aynı şekilde belirliyor musun? Onlar için de streç pantolon mu olsun, şalvar mı olsun, askılı mı askısız mı olsun, bu tür şeyler de söylüyor musun? Onun da siparişini verdin mi? Yani seninle eğitim, inanç özgürlüğünü konuşuyoruz. Eğer dürüst ve samimiysen 13 Eylül gününden daha erkeni yok, bugünden tezi yok. Biz hazırız. Hemen birlikte oturalım, kararı verelim, adımı atalım. Dürüst ol dürüst. İnsanın ağzından söz bir kere çıkar, sonra patinaj yapmaya başlamaz, farklı farklı konuşmaz. Siyasette karaya kara, aka ak diyeceksin. Karaya ak, aka kara denmez. Benim vatandaşım da bunu yutmaz.'

 

-'YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL"-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 yıllık iktidarları boyunca ikircikli, ikiyüzlü, her tarafı idare eden o köhne siyaseti asla yapmadıklarını, ellerinin tersiyle ittiklerini belirterek, 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Biz Van'da ne konuştuysak Tekirdağ'da da onu konuştuk, Konya'da ne konuştuysak Bingöl'de de onu konuştuk, Denizli'de ne konuştuysak Trabzon'da da aynı şeyi söyledik' dedi.

Erdoğan, partisince Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı'nda düzenlenen 'Referanduma evet' mitinginde yaptığı konuşmada, CHP'nin Silivri'nin avukatlığına soyunduğunu, onların Bingöl'de de 'demokratım' dediklerini, Bingöl'ün de bunu yutmadığını ve hesabını sorduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. 8 yıllık iktidarımız boyunca ikircikli, ikiyüzlü, her tarafı idare eden o köhne siyaseti asla yapmadık, elimizin tersiyle ittik. Biz Van'da ne konuştuysak Tekirdağ'da da onu konuştuk, Konya'da ne konuştuysak Bingöl'de de onu konuştuk, Denizli'de ne konuştuysak Trabzon'da da aynı şeyi söyledik' diye konuştu.

AK Parti'nin Türkiye partisi olduğunu, 81 ilin 81'inde de bulunduğunu belirten Erdoğan, diğer partilerin bu illerde olmadığını ifade etti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

'Çünkü bunlar, kimisi diyor ki 'Ben filanca etnik unsurun temsilcisiyim.' Filanca diyor ki 'Ben falanca etnik unsurun temsilcisiyim.' Birisi diyor ki, 'Biz denizlerin, sahillerin partisiyiz.' Ne güzel. Biz de Türkiye'nin partisiyiz. Farkımız bu. Birisi diyor ki, 'Ben Kürtlerin partisiyim.' Ben onlara diyorum ki, 'Bak yanlış yapıyorsun. Sadece benim Kürt kökenli vatandaşlarımın partisi olma, böyle siyaset olmaz, tüm Türkiye'nin partisi ol.' Dayatmayla siyaset olmaz. AK Parti Kürt kökenli vatandaşlarımın da partisi mi? Partisi. İçinde sadece 60 aslen Kürt kökenli milletvekili var. Şu anda Türkiye'nin her yerinde teşkilatıyla, örgütüyle olan tek siyasi parti AK Parti. Öbür taraf da diyor ki, 'Kürtlerin partisiyim.' Geç Allah'ını seversen. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin, 73 milyonun partisiyiz. Utanmadan, sıkılmadan 'Ben Türküm diyemeyen bir başbakan' diye pankart asıyor. Kim yapıyor bunu? MHP. Ayıptır, insan utanır, sıkılır bir defa. Milletimiz bizim ne olduğumuzu biliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak 7 düvele kendisini anlatmış bir başbakanı size izah etmeye zaten ihtiyacım yok. Beni millet biliyor, ben Türk milletinin şu anda başbakanıyım, beni milletim seçti, bu makama getirdi. Ben de milletimin hizmetkarı olarak bu yolculuğa devam ediyorum.'

Başbakan Erdoğan, her bir vatandaşın yaşam tarzı, değerleri, inancı, hakkı ve hukukunun kendilerinin teminatı altında olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu, bunun gereğini bugüne kadar yaptıklarını ve bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini belirtti.

Millete olan sevdanın gereğini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, 'Bizim sevdamız, koltuk, makam sevdası değildir. Şunu bilmenizi istiyorum; sandıklardan çıkacak her 'evet' bilesiniz ki, Recep Tayyip Erdoğan'a değil, AK Parti'ye değil, bizzat kendinize, kendi geleceğinize... Burada partileri oylamayacaksınız, bir güven oylaması yapmayacaksınız onun için bu oyunu bozmamız lazım' dedi.

CHP ve MHP'nin halk oylamasını bir güven oylamasına, genel seçime dönüştürmeye gayret ettiklerini, işi yolundan çıkarmak istediklerini ifade eden Erdoğan, bu partilerin, Anayasa paketinin içinde ne olduğunu halka anlatmadıklarını söyledi.

Erdoğan, kendilerinin Anayasa değişiklik paketinde ne olduğunu halka anlattıklarını, bunu da halkın neye 'hayır' ya da 'evet' diyeceğini bilmesi için yaptıklarını dile getirerek, halkın burada statüko ile geleceği arasında bir tercih yapacağını belirtti.

 

-'BENİM İÇİN DEĞİL, TÜRKİYE İÇİN EVET'-

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Sizden 12 Eylülde hür bir sada ile 'evet' demenizi bekliyorum. Benim için değil, Türkiye için 'evet' demenizi bekliyorum. AK Parti için değil, 73 milyon için 'evet' demenizi bekliyorum. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçiş için 'evet' demenizi bekliyorum. Güçlünün haklı olduğu bir sistem için değil, zayıfın hakkını arayabileceği bir sistem için 'evet' demenizi bekliyoruz. Kralların hukukundan kuralların hukukuna geçiş için 'evet' demenizi bekliyorum. Şimdi Trakya'dan soruyorum. Seçkinlerin iktidarına son veriyor, milletin iktidarına geçiyoruz. Darbe anayasası ile yüzleşiyoruz. Milletin anayasasına 'evet' mi? Çetelerle mücadelede yanımızda mısınız? Büyük Türkiye mücadelemizde yanımızda mısınız? Güçlü Türkiye, itibarlı Türkiye mücadelemizde arkamızda mısınız? İleri demokrasiye 'evet' mi? Avrupa standartlarında bir hukuk sistemine 'evet' mi?'

Başbakan Erdoğan'ın bu sorularına mitinge katılanlar hep bir ağızdan 'evet' yanıtını verdi.

Erdoğan, Anayasa değişiklik paketinin maddeleri hakkında da halka bilgi verdi. Anayasanın 10. maddesinde yapılan değişiklikle kadınlara, çocuklara, yaşlılara, özürlülere pozitif ayrımcılık hakkı tanındığını, bunu da hukuk ve sosyal devletin gereği olarak yaptıklarını belirten Erdoğan, Anayasanın 20. maddesinde yapılan değişiklikle devletin gizli kapaklı, ulaşılmaz bir yapı olmaktan çıkarıldığını ve vatandaşın kişisel mahremiyetinin korunacağını söyledi.

Bu değişiklikle herkesin hakkındaki bilgilerin ne şekilde kullanılacağını bileceğini anlatan Erdoğan, 'Artık hiç kimse 'Bu namaz kılıyor', 'Bunun başı örtülü', 'Bu Alevi', 'Bu Sünni', 'Bu şöyle bu böyle', 'Bunun evine şunlar geliyor, şunlar gidiyor', bunlardan dolayı fişlenemeyecek. Hayatı karartılamayacak. Buna 'evet' mi? Şeffaf devlete 'evet' mi' diye konuştu. Mitinge katılanlar da 'evet' yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan, kişilerin yurt dışına çıkışının yasaklanması ve kısıtlanmasıyla ilgili de düzenleme yaptıklarını ve bu tür kısıtlamaların kişilerin ve kurumların elinden alınarak, sadece bağımsız mahkemelere verileceğini, sudan sebeplerle hiç kimsenin yurt dışına çıkış hakkının kısıtlanmayacağını anlattı.

Sınır kapılarında tutsaklığa son verdiklerini belirten Erdoğan, 12 Eylülle birlikte memurların toplu sözleşme hakkını elde edeceklerini, aynı şekilde memur emeklilerinin de bundan istifade edeceklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, batıda olduğu gibi ombudsmanlık kurumunu getirdiklerini, kamu denetçiliği kurumunun olacağını, vatandaşın da kamu kurumlarında bir sıkıntıyla karşılaştığında direkt buraya giderek sorununu çözeceğini anlattı.

Böylece idarenin her işlemini ayrıca yargı denetimine açtıklarını ifade eden Erdoğan, memurların hak arama alanlarını işlettiklerini, hukuku, hukuk devletini güçlendirmeye çalıştıklarını belirtti.

 

'DİYORLAR Kİ 'AK PARTİ KENDİ GÜVENCESİNİ HAZIRLIYOR'. AYIPTIR, AYIP'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği paketindeki Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısında yapılan değişiklikle ilgili olarak, 'Diyorlar ki 'AK Parti kendi güvencesini hazırlıyor'. Ayıptır ayıp' dedi.

Erdoğan, partisince Tekirdağ'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi ile HSYK'da yapılan değişiklikler hakkında bilgi verdi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

'Diyorlar ki 'AK Parti kendi güvencesini hazırlıyor'. Ayıptır, ayıp. Anayasa Mahkemesinin şu anda 11 üyesi var. 4 tane de yedeği var. Bu 4 yedek asil oluyor, ediyor 15. Cumhurbaşkanımız 2 hukukçu atayacak. Oldu 17. Olay bu. Sadece değişen şu; Türkiye'deki barolar bir tane üye seçecekler. Ama 3 isim olarak parlamentoya gönderecekler. Parlamento onlardan birini kesinleştirecek ve bu Anayasa Mahkemesinin üyesi olacak. 2 tane de Sayıştay'dan gelecek. Sayıştay'dan gelecek bu 2 üyenin her biri için 3 isim parlamentoya verilecek. Parlamento bunlardan bir tanesini seçmek suretiyle Sayıştay'ın 2 üyesi de Anayasa Mahkemesinde yerini alacak. Anayasa Mahkemesi bu. 11 üyeden 17 üyeye çıkıyor, olay bu.'

'AK Parti kendi geleceğini, Tayyip Erdoğan kendi geleceğini kurtarmak için bunu yapıyor' dendiğini vurgulayan Erdoğan, 'Geç onu geç. Biz bu yola çıkarken her zaman söylüyorum, 'Menderes'in akıbetini bilmiyor musun?' diye bizi tehdit edenlere sesleniyorum: Biz yola çıkarken o beyaz önlüğümüzle beraber bu yola çıktık. Bu yola böyle çıktık. Ey beyefendiler! Biz bu mücadelede her şeyimizi ortaya koyarak bu yola çıktık. Şu anda ama CHP, ama MHP diyorlar ya, sözlerinin arkasında değiller. Bunlar özgürlükçü değil, bunlar demokrat değil' diye konuştu.

 

-'BIRAKIN ÇOCUKLARIMIZ NASIL OKUYACAKSA OKUSUN'-

Başörtüsü ve eğitim özgürlüğüyle ilgili MHP ile yaptıkları işbirliğini hatırlatan Erdoğan, bu düzenlemenin 411 oyla parlamentodan geçtiğini, ancak CHP'nin bunu Anayasa Mahkemesine götürdüğünü anımsattı.

Erdoğan, o dönemde Türkiye'nin en çok satan bir gazetesinin, 'Kaosa kalkan 411 el' diye başlık attığını hatırlatarak, 'Eğitim özgürlüğü bu mu? İnanç özgürlüğü bu mu? Bırakın çocuklarımız nasıl okuyacaksa okusun. Yeter ki okusun ya. Hani cehalete karşı mücadele verecektik. Ya giyimle, kuşamla mı uğraşıyorsunuz. Bırakın bunları nasıl okuyacaksa okusun yavrularımız. Yeter ki okusunlar. Bu zulüm nedir soruyorum sizlere. Şimdi MHP takılmış bu CHP'nin peşine, vagon olmuş vagon, onunla birlikte hareket ediyor ve 'hayır' diyor. Nerede özgürlükten yana olmak. Kime anlatıyorsun. İşte 12 Eylülde bunlara özgürlükçü halkım olarak, Tekirdağlı olarak dersini vermeye 'evet' mi?' diye sordu. Miting alanındakiler de hep bir ağızdan 'Evet' diye yanıt verdi.

Tekirdağlılardan alandan ayrıldıktan sonra kapı kapı dolaşmalarını isteyen Erdoğan, çok koşmalarını ve çok gayret etmelerini istedi.

Erdoğan, 'İnşallah 12 Eylül gecesi Türkiye gülecek, Türkiye sevinecek, Türkiye mutlu olacak, ben buna inanıyorum. Çünkü 12 Eylül üzerindeki o dokunulmazlık zırhını kaldırıyoruz. 12 Eylül ile yüzleşiyoruz. 'Bu ülkede bir daha 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar yaşanmasın' diyoruz. Tekirdağ buna 'evet' mi?' diye sordu ve alandan 'Evet' yanıtını aldı.

Başbakan Erdoğan, HSYK ile ilgili olarak da şunları kaydetti:

'HSYK niye bağırıp duruyor, neden? Geçenlerde televizyona çıkıyor, CHP'li bir bakan için 'Eski bir bakandı' diyor. CHP'nin eski bakanları sayın Moğultay, sayın Oktay, bunlar CHP'nin kendi militanlarını Adalet Bakanlığına yerleştirdiler. Şimdi kalkıyorlar bizi bununla suçluyorlar. Ya sizler bize doğru dürüst eleman bile aldırtmadınız. Ne dediler; 'Mülakatlar kamerayla yapılmalı'. Ya siz kamerayla mı mülakat yaptınız. Ayıptır ya dünyanın neresinde böyle bir şey var. Ama bunlar kamera şakalarına alıştıkları için öyle götürüyorlar. İnşallah bunların hepsini yavaş yavaş aşıyoruz, aşacağız.'

 

-AK PARTİ DÖNEMİNDE YAPILAN HİZMETLER-

Başbakan Erdoğan, kendi dönemlerinde yaptıkları hizmetler hakkında da bilgi verdiği konuşmasında, eğitimde Türkiye genelinde 150 bin derslik yaptıklarını, sadece Tekirdağ'da yaptıkları derslik sayısının bin 829 olduğunu söyledi.

Namık Kemal Üniversitesini Tekirdağ'a kurduklarını, 6 fakülte, 3 enstitü, 2 yüksekokul ve 11 meslek okulunu hizmete soktuklarını anlatan Erdoğan, 2 bin 420 yatak kapasiteli mevcut yurdun kapasitesini de 3 bin 230'a çıkardıklarını anlattı.

Erdoğan, ilk ve ortaöğretimde kitapların ücretsiz dağıtıldığını, ilköğretimde yoksul erkek öğrencilere 20, kız çocuklarına 25, ortaöğretimde erkek çocuklara 35, kız çocuklara 45 TL verildiğini, üniversitede kendilerinden önce 45 TL olan burs miktarını 200 TL'ye çıkardıklarını, bu rakamın 120 liralık beslenme yardımıyla birlikte 320 liraya yükseldiğini kaydetti.

Sağlıkta Tekirdağ'a yapılan yatırım toplamının yaklaşık 100 milyon TL olduğunu dile getiren Erdoğan, Tekirdağ Adalet Sarayının projesini tamamladıklarını, Çorlu ve Çerkezköy adalet saraylarıyla ilgili projelerin de devam ettiğini söyledi.

Toplu konut alanında 4 bin 800 konutun inşaatının devam ettiğini, 3 bin 765 tanesini sahiplerine teslim ettiklerini belirten Erdoğan, yoksul garip gureba için de peşinatsız 50 metrekarelik konutlar yapacaklarını, 100 lira taksitle 20 yıl vade imkanı tanınacağını, bunun çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.

Göreve geldiklerinde Türkiye'de 9 ilde doğalgaz kullanılırken, bunu 66 ile çıkardıklarını belirten Erdoğan, 2002 yılında tarıma 59 milyon lira destek verildiğini, bunu da 2009'da 195 milyon liraya yükselttiklerini anlattı.

Erdoğan, 2003-2010 yılları arasında çiftçiye Tekirdağ'da 1 milyar lira destek verdiklerini belirterek, çiftçi ve esnafa Halk Bankası ve Ziraat Bankasından verdikleri kredileri anlattı.

Halk Bankasının 2002 yılında Tekirdağ'da 870 esnafa 630 bin lira kredi verdiğini, 2010 yılının ilk 6 ayında ise 2659 esnafa 46 kat artışla 29 milyon lira kredi verdiklerini ifade eden Erdoğan, kredi faiz oranlarının da yüzde 47'den yüzde 5'e kadar düştüğünü söyledi.

Erdoğan, 'İnsaf, artık bunu gözler görmüyorsa, diller söylemiyorsa, artık sadece futbol takımı tutar gibi hala particilik yapılıyorsa ben ne diyeyim, ne anlatayım?' diye konuştu.

'Tekirdağ'da şu anda CHP'li belediye başkanı var' diye bakmadıklarını dile getiren Erdoğan, Tekirdağ'a içme suyu getirileceği müjdesini verdi.

İlçenin içme suyu problemini çözmek için 'Tekirdağ İçme Suyu Projesi'ni ekimde ihaleye çıkaracaklarını belirten Erdoğan, bu proje kapsamında Naipköy Barajı tamamlandığında Tekirdağ'a yılda 64 milyon metreküp içme suyu temin edileceğini bildirdi.

Erdoğan, ilçedeki 11 tarihi eseri restore ettiklerini de belirterek, şunları söyledi:

'12 Eylül inşallah Türkiye için milat olacak. Gelin hep birlikte 'evet' diyelim. Gelin demokraside yepyeni bir sayfa açalım. Unutmayın her 'evet' demokrasiye, adalete, özgürlüklere davettir. Biz Mecliste 14 gün 14 gece çalıştık. Onlar Mecliste arkadaşlarına güvenmediler. Oy kabinine göndermediler. Olur ya vicdanının sesini dinler, 'evet' der diye göndermediler. Şimdi geliyor vatandaşa ne diyor? Bu CHP, BDP ne diyor? 'Sandığa git, hayır de'. 'Sen benim vekilim olarak oy kabinine gidip 'hayır' demedin de, bana hangi yüzle geldin bunu söylüyorsun' demeyecek mi benim vatandaşım? Biz sizin bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi merhum Menderes'in söylediği gibi 'Yeter söz milletin'. Diyorum ki 'Yeter karar da milletindir'. Mühür sizde. 12 Eylülde o beyaza mührü vuracaksınız.'

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda katılımcılara 'Sevdamız millet', katılımcılar da Erdoğan'a 'Kararımız evet' diye seslendi.

Erdoğan, miting alanındaki vatandaşlarla birlikte 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısının sözlerini söyledi.

 

-MİTİNGDEN NOTLAR-

Mitingde, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını yaptığı platformun arkasındaki binada yer alan MHP Tekirdağ Merkez İlçe Başkanlığının 'Ülke için bir hayır yeter' yazılı pankartı dikkati çekti.

Miting alanında AK Parti Tekirdağ Kadın Kolları Başkanlığının '90 yıl önce cephede Türkiye'yi inşa eden kadınlar, şimdi de sandıkta yarınları inşa edecek' ve Gençlik Kollarının 'Her evet demokrasiye evet, geleceğe davet' yazılı pankartları yer aldı.

Bu arada, katılımcılara üzerinde 'evet' yazılı şapka ve tişörtler dağıtılırken, sıcak nedeniyle miting alanındaki vatandaşların üzerine su püskürtüldü.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.