Küçük hafızların sanat aşkı
Yayınlanma:
Güncelleme:
Bilal Öz ve Seyithan Teke’nin küçük yaşta sanata olan ilgisi insanı hayrete düşürüyor.
Bilal Öz ve Seyithan Teke’nin küçük yaşta sanata olan ilgisi insanı hayrete düşürüyor. İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi’nde Mevlana’nın yaşanmış hikâyelerinin resmedildiği tabloların her birinin hikâyesini bilen iki küçük hafız kendi yaşlarındaki arkadaşlarının da sanata yönelmelerini istiyor.
Ulu Irmak Kuran Kursu Hafızları 13 yaşındaki Bilal Öz ve 12 yaşındaki Seyithan Teke’nin sanata olan ilgisi görenleri hayran bırakıyor. İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi’ndeki sergide en çok etkilendiği tablonun Şems Tebriz’inin Mevlana’nın kitaplarını suya atması olduğunu söyleyen Bilal Öz, “ Bunun hikâyesi de şu şekilde: Mevlana Şems’e soruyor neden kitaplarımı suya attın benim ilim öğrenmem için lazımdı bunlar diyor. Şems de o ilim kitaplarda değil. O ilim senin içinde, senin de bunu ortaya çıkarman için bu kitapları suya attım diyor. Bende kendime bu hikâyeden bir ders çıkardım. İlim başka şeylerde değil benim içimdeymiş. Bende içimdeki ilimi ortaya çıkarmak için kuran kursuna gidiyorum ilerideki hedefim ise vaiz olmak.” şeklinde konuştu. Bilal Öz kendisini etkileyen bir diğer tablonun ise Moğolların Konya’yı istila etikleri dönemde Mevlana’nın namaz kılıp Allah’a dua ettiği ve Moğolların Konya’yı fethedemediklerinin resmedildiği tablo olduğunu belirtti.
“SANAT RUHU BAŞKA BİR RUH”
Öz, sanata olan ilgisinin ilk olarak babasının Mevlana’yı anlatarak oluştuğunu ve anlattıkça daha fazla araştırıp bilgi sahibi olmak istediğini dile getirdi. Sanata ilgi duymasıyla dünyaya daha farklı baktığının altını çizen Öz, “Ben benim yaşımdaki arkadaşlarımın da sanata yönelmelerini istiyorum. Telefona baksınlar, bakmasınlar da demiyorum. Sanatla, sanat ruhuyla ve dış dünyada yaşanan olaylarla da iç içe olsunlar. Sanat ruhu başka bir ruh. Tarifi yok. Eğer benim yaşımdaki insanlar veya bizden büyük insanlar sanata yönelirlerse açılırlar, daha bir özgüvenli olurlar. Kendi iç dünyalarında da bir açılma olur. Benim yaşımdakiler tablette telefonda oyun oynadıklarında daha içine kapanık olurlar. Onun yerine sanata yönelsinler, her şeye daha pozitif bakarlar. Elindekilerle yetinmesini bilirler ve daha mutlu olurlar. “ ifadelerine yer verdi.
“MEVLANA’NIN BAKIŞ AÇISINI MERAK EDİYORUM”
Hafız Seyithan Teke ise Hz. Mevlana’nın dinle ilgilenmesinin dinle iç içe olmasının içini açtığını vurgulayarak “Buraya hemen hemen her gün geliyorum. Özellikle Şeb-i Arus nedeniyle düzenlenen etkinlikler sayesinde rehberler geliyor. Burada olan tabloların tek tek hikayesini anlatıyor ben burada Mevlana hakkında daha çok bilgi sahibi oluyorum ve bu da beni çok mutlu ediyor. Zaten buraya gelmemdeki amaç da Mevlana hakkında daha çok bilgi toplamak. Nasıl bir insanmış, o dönemde nasıl bir etkiye sahipmiş, hayata bakış açısı nasılmış bunları da öğrenmek istiyorum. Ben hafız olduğum için onun Kuran-ı Kerimle olan ilişkisini de çok merak ediyorum.” dedi.
“SANAT İNSANIN HAYAL GÜCÜNÜ GELİŞTİRİYOR”
Kendi yaşındaki arkadaşlarına da tavsiyelerde bulunan Seyithan Teke” Bir şeyi kendilerine alışkanlık hale getirdiklerinde düzenleri de o şekilde devam ediyor. Eğer telefonla oynamayı alışkanlık haline getirirlerse o şekilde devam eder, beyinleri de o şekilde programlanır ve belki de bağımlı hale gelirler sürekli onunla oynamak isterler ama bu seferde hayal güçleri daralır. Bence sanat insanın hayal gücünü de geliştiriyor. Şeb-i Arus için yapılan etkinlikler buradaki insanlar için büyük bir fırsat. Sergiler, gösteriler, musukiler oluyor. Bunlara mutlaka katılsınlar” diyerek sözlerine son verdi.
SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ
Konya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.