Konya dünya klasmanında üretiyor
Enkomak Makine Sanayi A.Ş.’de geçtiğimiz yıl Mayıs ayında başlayan ve 18 Ay sürecek “Döner Fırın İmalatında Geleneksel Üretimden Yalın Üretime Geçiş Uygulaması” adındaki proje Türkiye’de, TÜBİTAK desteğinde yürütülen ilk yalın üretim projesi olma özelliğine sahip. 1989 yılında Konya’da faaliyete geçen, ekmek fırınları ve ekipmanları üretiminde, sektörün öncü firmalarından biri olan Enkomak Makine Sanayi A.Ş.’ nin geniş ürün yelpazesinde ekmek ve pasta imalatında kullanılan fırınlar, mikserler, hamur şekil verme makineleri gibi farklı fonksiyonlara ve boyutlara sahip elliden fazla ürün bulunuyor. Dünya çapındaki tüm müşterilerinin ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak üretilen bu makineleri Dünyanın 58 ülkesine ihraç ediyor. Fabrika Müdürü Makine Mühendisi Mehmet Yılmaz’ın yöneticiliğini üstlendiği TÜBİTAK destekli “Yalın Dönüşüm Projesinin” danışmanlığını ise Selçuk Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Paksoy ile birlikte mühendislerden oluşan ARGE ekibi yürütüyor.
Yalın Üretim, “israfsız” üretim demek. Diğer bir deyişle "azla çoğu başarmak", tüm operasyonlardan israfları yok ederek maliyetleri azaltmak, sadece müşterinin istediğini, müşterinin istediği zamanda ve yerde sunmak demek. Yalın üretim işletmelere yeni yatırım gereksinimleri, yeni maliyetler çıkarmıyor. Bilakis, daha az ile, yani daha az insan gücü, daha az ekipman, daha az zaman ve daha az alan ile müşterilerin istediklerini onlara sunabilmenin ve giderek daha fazlayı elde etmenin yolunu gösteriyor.
Proje danışmanı Doç. Dr. Turan Paksoy: “Yalın Üretim yönteminde mümkün olan her yerde akış yaratmayı hedefliyoruz.Biz fabrika içinde makine veya stok adacıkları oluşsun istemiyoruz. Bu nedenle, ürün aileleri ve değer akışına göre iş yerini yeniden düzenliyoruz. Yalın üretimle her şeyi ancak müşterinin istediği anda ve miktarda üretmeyi hedefliyoruz. Stok bir israf olarak algılanıyor ve yalın üretimde hiçbir israfa yer yok. Her üretim adımı ancak bir sonraki adımın ihtiyaç duyduğu zamanda ve miktarda üretim yapmak üzere trafikte konvoy halinde seyreden araçlar gibi bir birine bağlı. Konvoyun hızına da müşteri karar veriyor. Diğer bir deyişle, üretim ortamı tıpkı bir saatin çarklardan millerden oluşmuş yapısına benzer. Eğer bu çarkların birbiri içerisinde uyum içinde hareketini sağlayabilirsek ortaya şu an dünyanın uyguladığı disiplinde bir üretim çıkar.” dedi.
Son olarak çok önemli bir noktanın altını çizmek istediğini söyleyen Doç. Dr. Turan Paksoy: “Çalışanın gönlünü ve aklını sisteme dâhil edemeyen işletmelerde Yalın Üretim'in bir teknikler dizisi olarak yaşatılması mümkün olamaz. Yalın Üretim insan demektir. Firmalar sadece makineler ve binalardan ibaret değil. Bir firmanın en değerli varlığı çalışanları ve onların firmada oluşturduğu kurum kültürü. Biz burada sadece iş yerini düzenlemeye çalışmıyoruz, aynı zamanda bir ekip ruhu da oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.
Fabrika Müdürü Mehmet Yılmaz da: “Yalın Üretim sayesinde, üretim hızlarının arttığını ve fabrika alanını daha verimli kullandıklarını, uygulanan sistem sayesinde çalışanların motivasyonunun yükseldiğini” söyleyerek, "Yalın Üretim ancak uygulanarak tam anlamıyla öğrenilebilir. Bu yüzden veri toplama aşamasını tamamlayıp değer akış haritalarını hazırladıktan sonra işe başlamak gerekiyor.” dedi.Yılmaz ayrıca, “Bu çalışmada TÜBİTAK başta olmak üzere, proje danışmanımıza, ARGE ekibimize ve tüm çalışanlarımıza desteklerinden dolayı teşekkürlerimizi sunuyorum.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.