Kılıçdaroğlu'nun mazot sözü

Kılıçdaroğlunun mazot sözü
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere verdiği sözün arkasında olduğunu, mazotu 1,5 liraya indirmezse siyaseti ve genel başkanlığı bırakacağını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çiftçilere verdiği sözün arkasında olduğunu, mazotu 1,5 liraya indirmezse siyaseti ve genel başkanlığı bırakacağını söyledi.
Eskişehir'de halka seslenen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın kızının düğün davetiyesini uçakla yolladığı iddiasını tekrarlayarak, "Ezberini bozacağım bunun. İtiraf ettireceğim. Buraya gelip miting yapıyor. '56 tesisi hizmete açtık' diyor. Duyan, gören var mı? Ben Anadolu'nun küçük bir köyünde doğdum. Üniversiteyi bitiren sadece bendim. Cumhuriyet'in, Mustafa Kemal'in sayesinde okudum, çalıştım, millete hizmet ettim. Demek ki Anadolu'da küçük bir köyde doğup bir partinin genel başkanı olabiliyorsunuz.
 
Yeter ki düzgün çalışın, alnınız ak olsun, yeter ki halka hesap vermeyi namus kabul edin, yeter ki insanlık için çalışın" dedi.
CHP'nin projelerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Recep Bey diyor ki, 'Bizim emekliler yaz tatillerini Kanarya Adalarında geçiriyor.' Yıllardır bekleyen İntibak Yasası'nı çıkaracağım. 9 milyon emeklinin durumu düzelteceğim. Kişi başına gelir ister bin dolar, ister 100 bin dolar olsun, emekli sürünmeye mahkumdur. Size sözüm var, sosyal devleti ayağa kaldıracağız. Emekli de bunun içindedir, milli gelirden pay alacak. Emekliye pay vereceğiz, gidip parkta oturmayacak. Kadın kardeşlerime söylüyorum: Size seçme seçilme hakkını veren parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Her evde, kadının banka hesabına en az 600 ay yatıracak, onu namerde muhtaç etmeyeceğiz. Çoluk çocuğunu alıp alışveriş merkezine gidip alışverişi yapacak. 'Şurada makarna yiyeceksin, kuyruğa gir' demeyeceğiz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Sosyal devleti ayağa kaldıracak, kadınlara ekonomik güvence getireceğiz" diye konuştu.
Miting meydanında açılan,"1923'ü olmayanın 2023'ü olmaz" yazılı pankarta atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bunların temeli yok. Temelleri olsa memleketi bu hale mi getirirler? Halka çalışırlar. Ceplerine çalışıyorlar. Emeklide para yok, işçide, memurda, esnafta para yok. Beyefendilerin cepleri para dolu. Gençler daha çok bilmeli, daha çok öğrenmeli, ülkenin sorunlarını kavrayıp çözüm üretmeli. 15 ay askerliğe son. Önce 9 aya, sonra aşamalı olarak 6 aya indireceğiz. Bütün gençlere bu sözümüz olsun. Üniversite gençleri yaz tatilinde askerliklerini yapacaklar. Recep Bey, 'Memleketi kim savunacak?' diyor. Cevabını vereyim mi? Kardeşim, senin oğlun Burdur'da 21 gün askerlik yaparken hiç aklına geldi mi memleketi kim savunacak diye? Sevgili Recep Tayyip Erdoğan, hiç meraklanma sen, bu ülke savunulacak duruma gelirse sen bırak 9 ayı, bu ülkenin yurtseverleri 9 yıl da askerlik yapar. Üniversite gençlerinin yurt sorunu çözülemedi. Analar büyük bir özlemle çocukları üniversiteyi kazandığı zaman bir hafta sevinirler. Sonra dert başlar çocuğumuz nerde kalacak diye. En geç 2 yıl içinde yurt meselesini bitireceğiz. Bütün öğrencileri sıcak, soğuk suyu olan, interneti olan, sıcacık odalarda yatıracağız. Analar da babalarda rahat bir nefes alacak. Gelelim çiftçiye. Çiftçilerin durumu nasıl? Pancar üreticilerinin durumu nasıl? Hiç meraklanmayın, Recep Bey yurt dışından pancarı getirir. Bir ara yurt dışından ithal doktor getireceklerdi. Şimdi Recep Bey'e destek vermek için ithal vatandaş getirecekler."

Hükümetin sanayiciyi ve çiftçiyi korumadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz halkımıza çalışıyoruz. Size hesap vereceğiz. Biz Cumhuriyet'i kurarken çalışmaya özen gösterdik. 'Önce biz üretelim' dedik. 'Önce kendi ürünlerimizi tüketelim' dedik. Çocukluğumuzda, 'Yerli malı, Türk'ün malı, herkes onu kullanmalı' derdik. Şimdi kültürümüze yabancılaştık. Kendi sanayicimizi korumuyoruz. Kendi KOBİ'mizi korumuyoruz. Kendi işadamımızı korumuyoruz. Kendi çiftçimizi korumuyoruz. Bir yılda yurt dışından gelen ithal ürünlere ödediğimiz para 20 milyar dolar. 5 milyar dolarını bizim çiftçilerimize ödesen, bırak Türkiye'yi, bütün Orta Doğu'ya satar. Bizim milliyetçilik anlayışımız AK Parti'den farklıdır. Onlar dışarı çalışır, biz ülkemize. Onlar ceplerine çalışır, biz halkımıza. Sizin için çalışıp sizin için üreteceğiz. Size hesap vereceğiz. Son kuruşunu kullanana kadar. Hiç meraklanmayın, hiç endişelenmeyin, size güveniyoruz, size inanıyoruz. Çiftçi kardeşlerimiz iki şeyi unutmasınlar: Mazotun litresini 1.5 TL yapacağız. Halkın iktidarında defterlerin bir köşesine yazsınlar. Şu tarihte Eskişehir'e geldik. Şu tarihte konuştum. Mazotu 1.5 TL yapacağım dedim. İlk 6 ay içinde mazotu 1.5 TL yapmazsam hem siyaseti hem de genel başkanlığı bırakacağım. 'Mazotu 1.5 TL yapacağız' diyorum, hemen itiraz ediyorlar. 'Parayı nerden bulacaksın?' diyorlar. 'Aile sigortasını getireceğiz' diyorum, hemen itiraz: 'Parayı nereden bulacaksın? Bu ülkede para var mı?' Hortumcuya, yandaşa ve yedi sülaleye var. Vatandaşa gelince yok. Bizim iktidarımızda ne olacak? Yandaşa yok, yedi sülaleye yok, hortumcuya yok, vatandaşa ve halka var olacak. Esnaf malını satmaya çalışır. Vergisini öder, primini öder, devlete yük olmaz. Gün gelir emekli olur. Bakar ki emekli aylığı ile geçinemiyor. Ne yapacak? Çalışmaya devam edecek. AK Parti bir yasa çıkardı; sen misin çalışan. 'Çalışırsan emekli aylığından yüzde 15 keseceğiz' diyor ve kesiyor da. Esnaf kardeşime sözüm var. 'Eğer benim maaşımdan kesintim devam etsin, biz soyulmaya alıştık, bundan sonra da soyulmaya ve sürünmeye alıştık' diyorsan eyvallah. Adres belli, AK Parti. Gidersin, oyunu kullanırsın, verirsin, düzen devam eder. Ama diyorsan ki 'Yeter artık', bu sefer Mustafa Kemal'in partisine, altı oka oyunu vereceksin. 12 Haziran'da CHP'yi iktidar yapacaksın."

Hopa'daki olayları da değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Hopa'da olayların olduğu gün arkadaşlarım aradı. Önce hayatını kaybeden emekli öğretmen arkadaşımıza başsağlığı dileğinde bulundum. Yine otobüsten düşen ve yoğun bakımda olan polis arkadaşımıza ulaşmaya çalıştım. Yoğun bakımda olduğu için ulaşamadım. Ona da geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Biz başsağlığceceğiz. Bütün öğrencilı diliyoruz, geçmiş olsun taleplerinde bulunuyoruz. Adamın bize ettiği küfürlere bakın. Allah aşkına, küfreden adamdan bu ülkeye hayır gelir mi? Az önce Diyanet İşleri Başkanı ile havaalanında karşılaştık. 'Bir lider Hazreti Muhammed'e gidiyor, bana bir öğüdün olacak mı?'diyor. Söylediği tek bir cümle: 'Öfkelenme.' Ne kadar güzel bir şey. Öfkelenen kim? Küfreden kim? Bağırıp çağıran kim? Kadınlara saygısı yok. Gençlere saygısı yok. Çiftçilere saygısı yok. Ölen insana bile saygısı yok. Bizim ilkemizde inancımız gereği ölen insanın arkasından, 'İyi bilirdik' deriz. Allah aşkına, bu ülkede kim taş taş üstüne koymuşsa hepsine saygı gösterdik. Hiç kimsenin arkasından bir şey söylemedik. Ne İsmet İnönü'nün ne Adnan Menderes'in ne Bayar'ın ne Turgut Özal'ın ne Erbakan'ın, hiç kimsenin arkasından bir şey söylemedik. Ama şu adama bakın, söylediği laflara bakın. Yenilir, yutulur laflar değil. Bu adama oy vermek doğru değildir. Demokrasiler, yalanı dolanı kabul etmez. Demokrasiler, özgürce tartışmayı kabul eder. Demokrasiye, karşıt görüşe saygı duymayı kabul eder. Efendide son zamanlarda bir hastalık nüksetti. Bayrak üzerinden siyaset yapıyor. Bayrak, bizim onurumuzdur, gururumuzdur, göndere çekildiği zaman saygı duruşunda bulunur, gönderde sallandığında büyük bir gururla izleriz. Bayrak 73 milyon insanın ortak paydaştır. Bayrak bizim ulusumuzun şanıdır, şerefidir. O Recep Tayyip Erdoğan'ın değildir, tüm ulusundur" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.