İsrail'den Filistinli esirlere işkence

İsrailden Filistinli esirlere işkence
İsrail'in Filistin'deki zulmü her geçen gün artarak devam ediyor.
Haber7'den Taha Dağlı'nın haberi...
 
Filistinli 26 esir serbest bırakıldı. Esirlerin salıverilmesi Temmuz ayında İsrail ile El Fetih arasında başlayan müzakere sürecindeki Filistin tarafının şartlarından biriydi. İsrail müzakere masasındaki diğer şartları yerine getirmezken sadece esirler konusunda verdiği sözü tutuyor.
Anlaşma toplam 104 esirin serbest bırakılmasını öngörüyor. İsrail ise şimdiye kadar sadece bu rakamın yarısı kadar esiri serbest bıraktı.
Öte yandan müzakere sürecindeki en önemli şartlardan biri olan yerleşim birimi inşaatlarının durdurulması konusunda hiçbir adım atılmadı. Aksine İsrail Temmuz'dan bu yana Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim birimi inşaatlarına başladı. 67 sınırlarına dönülmesi konusundaki şart ise müzakere masasına hiç konulmadı bile.
26 esir cezaevlerinden çıkarken İsrail askerleri, Filistinlilerin sevinç gösterilerine gaz bombalarıyla müdahale etti. Tel Aviv ve diğer kentlerde sokaklara dökülen binlerce İsrailli ise esirlerin serbest bırakılmasını protesto etti.
 
Ayrıca Batı Şeria'da “Price Tag” adı verilen aşırı sağcı Yahudi örgüt, Filistinlilere ait ev ve otomobillere saldırılar düzenledi. Fiyat etiketi adı verilen 3 saldırıda otomobiller kundaklandı, evlerin duvarlarına “Araplara ölüm” sloganları yazıldı.
 
Filistinliler, 26 esirin serbest bırakılmasına sevinçli ancak bunun İsrail'in bir iyi niyet göstergesi olmadığının da çok iyi farkındalar.
Çünkü anlaşmadaki esirler 1993 Oslo süreci öncesinde hapse atılan isimler. Her biri 20 yılı aşkın süredir cezaevindeler ve bu süre içerisinde yargı önüne çıkarılmadan, 6 ayda bir sürekli uzatılan göz altı kararlarıyla hapiste tutuluyorlar.
 
İsrail cezaevlerinde yaklaşık 5200 esir daha var. Bunların 300'e yakını 12 yaşın altındaki çocuklar. Filistinli esirler işkence altında tutuluyor, aileleriyle görüştürülmüyorlar. Hatta bir çok aile, çocuklarının hangi cezaevinde kaldığı konusunda bile bilgilendirilmiyor.
 
İSRAİL İÇ İSTİHBARAT SERVİSİ SHİN BET'İN İÇ YÜZÜ
Filistinliler genellikle İsrail iç istihbarat servisi Shin Bet tarafından göz altına alınıp, sorgulanıyor ardından da hapse atılıyor. Bu süreç Filistinliler için çok can sıkıcı çünkü insan hakları kurallarının hiç birini riayet edilmiyor.
 
FİLİSTİNLİ AVUKAT HÜSEYİN EBU HÜSEYİN
“Binlerce insanın tutuklanıp sorgulandığı bir yer düşünün hukuki bir yetki sınırı olmasın güvenliği gerekçe göstererek istediği insana istediğini yapabilsin. Zamanında kendileri aleyhine çalışma yapan aktivistleri takip edip haklarında topladıkları bilgilerle şantaj yaptı. Arapların hayatlarını tamamen kontrol altında tutmaktan zevk alıyorlar.Kırsal köylerdeki imamları korkutulup Cuma hutbelerinde İsrail'in işine gelmeyen Yahudilerle ilgili ya da cihat sureleri okutulmuyor. Eğitimciler ve islami yargıçlar seçiliyor. Fakir halk sindirilmeye çalışılıyor.2002'de yasal statüye kavuştular ama fikir özgürlüğü gibi en temel insan haklarını ihlal ediyorlar. İşkence ve her türlü zorbalık ise sıradanlaşmış”.
 
FİLİSTİNLİ KADIN ESİR ŞİRİN İSAVİ: “DURDUR YERE TUTUKLANDIM”
“2010'da bir arama noktasında aracı İsrail askerleri tarafından durduruldum, kimliğim soruldu. Yapılan kimlik kontrolünün ardından oradan geçemeyeceğimi ve geri dönmem gerektiği söylendi. Hangi yönü takip etmem gerektiğini sordum ve karşılığında bağırmaya başlayan asker  beni 3 saat için tutukladı. Tutulduğum yerden alınarak jipe bindirildim. 2 ayrı polis merkezine götürüldüm. Hakkımda herhangi bir suçlamada bulunulmadı. Götürüldüğüm 2. karakolda yanımda bıçak bulundurduğum iddiasıyla 24 için saat tutuklandım ve ellerim ve gözlerim bağlanarak nezarete götürüldüm. Nezarette sorgulayan kişi beni  ‘seni uzun zamandır bekliyordum. Hoş geldin!' diyerek karşıladı”.
 
FİLİSTİNLİ ESİR CİHAT MUGRABİ: “İŞKENCE GÖRDÜK”
“26 Nisan 2008'de tutuklandm. Dövülüp hastanelik edildim. 2 saat sonra shin-bet'e teslim edildim ama başımdan yaralanmıştım. Doktorlara karşı dilekçe yazıldı ama her şey hasıraltı edildi. Eve gelenler bizim bölgemizde 2 Yahudi'nin öldüğü söyledi. Evi arama için boşaltmamızı istediler. Gece geç saatte gelip kapıyı sert şekilde çalmışlardı. Cihad kim diye sordular ben olduğumu söyledim. Ellerimi, ayaklarımı ve gözlerimi bağladılar. Jipe bindirip sorgu merkezine götürdüler. Victor isimli biri beni sorguladı. Ölen 2 kişinin katili olmakla suçladı. Sandalyeye oturtup ellerimi arkadan bağladılar. O şekilde uyumaktan başka çarem yoktu. Sorgu sabah altıdan ertesi gün 3 e kadar sürdü. 2 kişi iyi polis kötü polisi oynayarak beni sorguladı. Ne zaman uykuya dalsam beni itip kalktılar. Tuvalet ihtiyacımı görmek için 2 saat beklettiler. Bana, aileme ve kız kardeşlerime hakaret ettiler. Yemekleri hep geciktirip verdiler. Saçlarım uzundu o zaman tutup çekiştirdiler. Sandalye çok sertti, bütün gün oturduğum için acı çekiyordum. Sorgu 15 gün aralıksız sürdü. 15 gün müşahade altında kaldım. İzole edildiğim 15 günün sonunda herhangi biriyle konuşmayı özledim hatta beni sorgulayanlarla bile. Bu her şekilde bir işkenceydi. Mahkumlar Kulübü Temsilcisi hakkında ne bildiğimi sordular. Söylemezsem dövmekle tehdit ettiler. Ertesi sabah sürekli saldırdılar. İtip kaktılar, tekmelediler. Nereye vurduklarını önemsemediler bile. Bir doktor çağırdılar, hemen hastaneye götürülmem gerektiğini söyledi. Sorgulayan kişi bana sürpriz yapmak istediğini söyledi. Kapının anahtar deliğinden bana annemin elleri bağlı bir şekilde su diye yalvarışını izlettiler… Bir yudum su… Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitlemişlerdi. Herkes annesine yardım etmek ister. Mahvolmuştum. Yapmadığım şeyleri itiraf etmek istedim ama kendimi bunu yaparsam sonuçların daha kötü olacağına ikna ettim.  Belki ölene kadar içeride kalacaktım. Serbest bırakıldıktan sonra caddede yürümeye bile korkar olmuştum. Etraftaki insanların Shin-Bet ajanı olabileceği şüphesiyle yaşadım”.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.