İslami bankacılık için ortak pazar şart

İslami bankacılık için ortak pazar şart
İslami bankacılığı faaliyetlerinin dayanağı olan murabaha işlemlerini kolaylaştırmak için pazar oluşturacak büyük şirketlerin kurulmasıyla
Günümüz İslami bankacılığının faaliyeti murabaha, ters murabaha veya tavarruk gibi değişik şekillerde icra edilen murabaha işlemine dayandığı kabul edilmektedir. Bu işlemler gerek kısa vadeli nakit yönetimi amaçlı gerekse yatırım amaçlı olarak yapılmaktadır. Murabaha, ters murabaha ve vekaletle yatırım fonlarında veya finansman işlemlerinde olduğu gibi bu işlemlerin önemli bir kısmı uluslar arası ticari mal piyasasında özellikle de Londra Maden Borsa’sında (LME) yapılmaktadır. Merkezi Manama’da bulunan Uluslar arası İslami Finans Pazarı, uluslar arası ticari mal piyasasındaki murabaha işlemleri hacminin 2008 yılı sonu itibariyle 100 milyar USD olduğunu tahmin etmektedir. Körfez’deki büyük İslami bankaların icra ettikleri günlük murabaha işlemlerinin tutarı 3-5 milyar USD arasındadır. Aslında, murabaha işlemlerinin çoğunun tavarruk işlemi olduğu bu pazarda günlük para devrini göz önüne aldığımız zaman 100 milyar USD rakamını muhafazakar bir tahmin olarak görmekteyim. Buradan hareketle bu pazarın hacmi ile ilgili olarak, İngilizce yayınlanan “Helal” dergisinin bir raporunda ifade edildiğine göre 1-2 trilyon USD’yi aştığına dair bazı tahminlerin olduğunu görmekteyiz. İslami bankacılık alanında öncü olan Malezya, batılı kuruluşların bu sektörün paralarından nasıl istifade ettiğini görmüştü. Zira, “Dawnay Day” şirketinin defter kayıtlarındaki murabaha işlemleri 2006 yılında 3 milyar USD’ye ulaşmıştı. Bu sektörü bünyesinde barındıran devletlerdeki şirketler ve finansal pazarlar bundan mahrum kalırken o (Malezya) bu paraları çekmeye ve dışarıya çıkmasına izin verilen sermayeye karşılık olarak iç ticareti canlandırmak için bunu kullanmaya gayret etti. Birincil ticari mallar değişimi için özellikle ülkenin baş ürünü olan palmiye yağı için ticari mal borsası kurdu. Bu borsada murabaha işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla Merkez Bankası murabaha malları ve palmiye yağı için Pazar üretecek olan bir şirket kurdu. O şirket (Commodity Murabaha House) yağ üreticilerinin karlarının artmasına katkıda bulunmuştur.

Ancak, İslami finans sektörünü bünyesinde barındıran diğer ülkelerdeki özellikle Körfez ülkelerindeki duruma gelince, hali hazırda olduğu gibi birinci para kaynağının İslami bankacılık sektörü olduğunu görürüz. Körfez piyasaları ve onun kuruluşları, bu ülkelerdeki ticari mal piyasalarının geliştirilmesi alanında zikredilen hiç bir teşebbüsleri olmadan paralarını dışarıya çıkarmaya devam etmektedir. Üstelik elverişli ticari malların ve kendisine geleneksel yatırım kanalları (emlak ve hisse senedi) dışında yatırım kanalları arayan bir likititenin varlığına rağmen bu böyle olmaktadır. Ayrıca bu ülkeler bu sektörün paralarını, sürekli bir kalkınma oluşturmada, bu ülkelerde reform niteliğinde bir canlılık oluşturmaya ve onu geliştirmeye katkıda bulunmak için kullanma imkanına sahipler. Bu nedenle Körfez devletlerinin, İslami bankacılık sektörü için murabaha işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla pazar oluşturacak büyük şirketlerin kurulmasıyla beraber ticari mallar için ortak bir Pazar kurulması hususunda ciddi araştırma yapmaları gerekmektedir. İslam dünyası ticari mal pazarına girmek ve İslam dünyasındaki ticari mal pazarlarının tamamı arasında elektronik bir bağ tesis etmek adına ilk aşama durumunda olan bu pazarın kurulması hususunda Körfez ülkelerinin Malezya tecrübesinden faydalanması mümkündür. Bundan önce, Körfez ülkelerinin bu gün İslami bankacılık sektörüne karşı nötr olan duruşlarını tekrar değerlendirmesi ve daha olumlu bir duruşu tesis etmelerinin gerekli olduğuna inanıyorum. Böylece, bu sektörle ilgili mevzuatı oluşturulması, sektörün karakterine uygun mevzuat ve kanunların geliştirilmesi ve sektöre bir alt yapı sağlanması yoluyla bu sektöre destek çıkmaları gerekir. Bu devletlerin başında gelen ve en önemlisi, bu sektörde 95 milyar USD civarında bir paranın döndüğü Suudi Arabistan’dır. Zira (Suud) bankacılık sektörü bu gün kendi isteğinle İslami bankacılığa dönme gayretindedir. (Bu sektör) uluslar arası murabaha fonlarının en büyük kaynaklarından biridir ve faaliyet gösterdiği bu alanın işlemlerinde sistemsel bankacılık tavarruk işlemi ağırlıklı yer almaktadır. Bu yüzden Riyad, bu sektörü önemsememekle uluslar arası finans merkezleri haritasında kendine yer bulma adına önemli bir rekabet fırsatını kaçırmaktadır. Üstelik burası (Riyad) bu günlerde Uluslar arası Rekabet Konferansı’nın düzenleneceği yerdir. (Allah muvaffakiyet ihsan etsin)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.