İşgalde üçüncü halka

İşgalde üçüncü halka

ABD ve Avrupa'nın 'Kara Kıta'daki işgal zincirine Mali ve Orta Afrika'dan sonra Nijerya da ekleniyor. Libya'dan sonra kıtanın en büyük petrol ve gaz ihracatına sahip ülkenin dış müdahale ile birlikte 'Afrika'nın Afganistan'ına dönüşmesinden korkuluyor. Halk, terör saldırıları ve Boko Haram tehdidini kullanarak müdahale ortamı oluşturan Devlet Başkanı Johathan'a büyük öfke duyuyor.

Nijerya'da Boko Haram'ın kaçırdığı 200'den fazla kız çocuğunun kurtarılmasında hükümetin hiçbir adım atmaması işgal için de perdeyi aralıyor. Abuja yönetimi, özellikle 2009 yılından bu yana saldırılarını artıran örgütle mücadele için 'cami bombalamak' dışında herhangi bir eylemde bulunmazken, Devlet Başkanı Goodluck Johathan, geçtiğimiz günlerde Paris'te yapılan zirvede ABD ve Fransa'nın liderliğinde kabul edilen müdahale planına kucak açmıştı. Ancak bu sevincin hüsrana dönüşmesinden ve yakın tarihte Afrika'da yaşanan girdabın Nijerya'yı da yutmasından endişe ediliyor.

ETNİK TEMİZLİK

Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali'de 'terörle mücadele' adı altında yürütülen ve sivilleri koruma bahanesiyle sürdürülen operasyonlar sırasında şu ana kadar binlerce kişi hayatını kaybetti, yüz binlerce Müslüman da göçe zorlandı. Özellikle Orta Afrika'da 'etnik temizlik' kampanyasına fırsat tanıyan dış müdahalenin, Müslüman-Hristiyan gerginliği nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip olan Nijerya'yı da 'Afrika'nın Afganistan'ına dönüştürmesi an meselesi.

6 MİLYAR NEREDE?

Kaçırılma eylemi sonrası kılını dahi kıpırdatmayıp yabancı müdahale teklifini kabul eden yönetim, ülkedeki kaosun bir numaralı aktörlerinden biri olarak görülüyor. Gerek halk, gerekse analistler, Devlet Başkanı Johathan'ın 'kendini korumaya gücü yeten bir devleti dışa bağımlı hale getirmesine' tepki gösteriyor. Askerlerin güvenliği sağlamadaki isteksizliğini bir yana bırakacak olursak, orduya yılda 6 milyar dolar harcayan Abuja yönetiminin bu paranın ne kadarını Boko Haram'la mücadele için harcadığı da büyük bir muamma. Uzmanlara göre Nijerya, Afrika kıtasının en iyi ordusuna sahip ancak 'asimetrik' bir savaşa hazır değiller. Bu durum, kaçırılan çocuklarını Boko Haram kontrolündeki tehlikeli ormanlarda arayan çaresiz ailelerin dramını da özetliyor.

Çifte standart

İnsan hakları örgütleri, Nijerya ordusunun sivillere karşı işlediği suçlara rağmen ABD'nin işbirliğinde bu kadar istekli olmasına anlam veremiyor. ABD, geçen yıl Mısır'da yaşanan darbe sonrası bu ülkeye yardımlarını askıya almıştı. Cevap bekleyen bir diğer soru da, 'insan haklarını ihlal eden ülkelere yardımı engelleyen' ABD yasalarının, suç dosyası kabarık Abuja yönetimi için ne kadar geçerli olacağı.

Ordu acımasız

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporları, baskınlar yapan, insanları ailelerinin gözleri önünde infaz eden, keyfi tutuklamalarda bulunan, halkı döven, mülklerini yakan, hatta evlerden para çalan bir ordudan bahsediyor. Boko Haram'la mücadelede pasif kalan ordunun zaman zaman yaptığı operasyonlar da katliamlara dönüşüyor. Nijerya ordu birliklerinin 2009 yılında örgüt üyelerinin bulunduğu camiye düzenlediği baskın 200 kişinin ölümü ile sonuçlanmıştı.

Asker pazarlığı

 

ABD İstihbarat Konseyi'nin 2005 raporu, Nijerya'nın 2015'te bölüneceğini öngörüyordu. Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkede CIA'in Boko Haram üyelerini eğittiği iddiası konuşulurken, kaçırma eylemi sonrası ABD'den 30 kişilik ekibin vakit kaybetmeden Nijerya'ya gitmesi şüphe uyandırıyor. Nijerya ordusuna yılda 1 milyon dolar yardım yapan ABD, bu ülkenin özel kuvvetlerine eğitim vermeyi de planlıyor. 'Kurtarma operasyonunda' ABD birliklerinin karada da hareket edebilmesi için pazarlıklar sürüyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.