Heveslerini kursaklarında bıraktık
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen 21. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda, toplantının son derece anlamlı ve önemli bir gün olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin yıl dönümünde yapıldığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Şöyle bir geriye doğru baktığımızda, ‘Allah, Allah. Ne kadar çabuk geçti’ diyoruz. Ama geleceğe yönelik umutlarımız hep bunun üzerine inşa ediliyor. Bundan 11 yıl önce, 3 Kasım 2002’de, milletimiz sandıkta bize yetki verdi, görev verdi. Bize ülkenin idaresini emanet etti. 11 yıldır milletimiz adına bu yetkiyi kullanıyor, milletimizin bu emanetine sahip çıkıyoruz. 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından, 2 yerel seçimde, 2 genel seçimde ve 2 halkoylamasında milletimizin huzuruna çıktık ve Allah’a hamdolsun, her imtihanı başarıyla tamamladık, milletimizin artan teveccühüyle, her seçimde artırdığımız oy oranlarıyla yolumuza devam ettik ve devam ediyoruz. 11 yıl içinde, Türkiye siyasetinin yerleşik tüm teorilerini alt üst ettik; demokrasi tarihimize altın harflerle yazılacak çok farklı bir sürecin altına imzamızı attık.”
"Asıl paye, milletin teslim ettiği, milletin takdim ettiği payedir"
"Tarihten ve milletin gönlünden silinmeyecek olan, tarihe silinmeyecek iz bırakacak olan; eserdir, hizmettir, tarih kitaplarından ziyade, milletin gönül kitabında kendine makam edinenlerdir" diyen Erdoğan, "Devletlerin de gelip geçici olduğunu bir çoğunun da yok olup gittiğini dile getiren Erdoğan, “Ama millet, kalıcıdır. Devletler silinip gider, ama milletler yürüyüşlerine devam ederler. İşte onun için, asıl paye, milletin teslim ettiği, milletin takdim ettiği payedir. Makamların insana ne kattığına hiç kimse bakmaz. İnsanın makamlara ne kattığına bakarlar” diye konuştu.
"11 yıldır işte bunların heveslerini kursaklarında bıraktık"
AK Parti kadrolarının fedakarlık üzerine kurulduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kadro, şahsi çıkarlar çerçevesinde değil millet, ülke ve insanlığın çıkarları çerçevesinde teşekkül etmiş bir kadrodur. Bu kadro, en önemlisi, kardeşlik üzerine inşa edilmiş; temeli kardeşlikle, muhabbetle, dayanışmayla atılmış bir kadrodur. AK Parti içinde 11 yıldır, sen-ben kavgası bekleyenler var. Bütün siyasi ikbalini, istikbalini bir şeyler üretmek üzerine değil AK Parti içinde temenni ettikleri nifak üzerine kurmuş, bunun için pusuda dışarıda bekleyenler var. 11 yıldır, işte bunların heveslerini kursaklarında bıraktık, bundan sonra da onları hayal kırıklığına uğratmaya hep birlikte devam edeceğiz.”
“Kardeş kavgası bekleyenler, 11 yıl boşuna beklediler”
Başbakan Erdoğan, parti olarak şablonlarının, hareket tarzlarının belli olduğunu ifade ederek, dava şuurları kadar dava ahlaklarının da yüzyılların içinden şekillenip geldiğini söyledi. AK Parti içinde bir kardeş kavgası bekleyenlerin, 11 yıl boşuna beklediklerini, bundan sonra da boşuna bekleyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Tek tek, şu salonda bulunan kardeşlerimizin hepsinin bunda sorumluluğu vardır. Hepimiz faniyiz. Bugün varız, yarın yokuz. Ebediyete intikal ettiğimizde arkadan gelenler acaba hemen defterleri düzmeye mi başlayacaklar? Bu hassasiyet çok önemli. Unutmayın bizim fetretimiz, milletin fetretidir. Öyleyse biz, bir fetret dönemine, bir fetret iklimine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu kadro, bu salondaki kadro, tüm teşkilatlarıyla beraber her zaman sigortası olmaya mecburdur" diye konuştu.
“AK Parti’nin rotası, istikameti bellidir, bunun dışındaki her şey teferruattır"
Başbakan Erdoğan, kaos, belirsizlik, bilinmezlik gibi kavramları, AK Parti hareketi için kabul etmediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“AK Parti’nin rotası, istikameti bellidir, bunun dışındaki her şey teferruattır. Bizi, ayrıntılara takılıp, hedefinden, istikametinden şaşan, bu şekilde millet nezdinde itibarını kaybeden siyasi hareketlerden biri olarak görenler yanılıyorlar. Biz asla onlardan olmayacağız. Bakınız, 2013 bitiyor. 2012’de, bu ülkedeki sermaye çevreleri, medya çevreleri, köşe yazarları şu ifadeleri kullandılar: '2013, 2012’den çok zor olacak.' Şimdi de 2013 bitiyor. Şimdi, aynı çevreler, hatta bugün de baktım yine yazıyorlar gazetelerde, açıklamaları var: '2014, 2013’ten çok daha zor olacak.' Biz, işimizi belli çevrelerden aldığımız talimatla veya afedersiniz göbek bağıyla bir yerlere bağlı olarak yürütmüyoruz. Biz kendi kararımızı kendimiz veriyoruz. Dolayısıyla adımlarımızı da kendimiz atıyoruz."
“Gençler, pantolanla başbakan karşılandığını biliyor mu”
Türkiye’deki gençlerin geçmiş dönemde sermaye ve medyanın hükümet kurup indirdiğini ve kot pantolanlarla başbakan karşılanıp uğurlandığını bilip bilmediğini soran Erdoğan, salondakilerin “pijmayla” demesi üzerine de “Neyse sonra kendisi ‘Ben pijama giymedim kot pantolan giymiştim’ dedi. Biz onun dediğine burada saygı duyalım” ifadesini kullandı.
AK Parti döneminin Türkiye’ye neler kazandırdığını, neler kattığını, Türkiye’yi nereden alıp, nereye getirdiğini anlamak noktasında, gençlerin tecrübi bilgiye sahip olmadığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Esasen, muhalefet partilerinin durumu, bu gençlerimize az çok fikir veriyor. Geçmişin alışkanlıklarından vazgeçmeyen, eski Türkiye’nin siyasetini halen sürdüren, statükodan beslenen ve tamamen statik bir yapıya sahip olan muhalefet partileri, gençlerimizin AK Parti’yi anlamalarına, bir kıyas yapabilmelerine imkan tanıyor. Yine de teşkilat olarak, bu gençlerimize eski Türkiye ile yeni Türkiye’yi hep birlikte çok iyi anlatmak zorundayız. Nereden nereye geldiğimizi, bu süreç içinde hangi zorlukları yaşadığımızı, hangi engelleri aşarak Türkiye’yi bu seviyelere taşıdığımızı gençlerimize izah etmek durumundayız”
"Onlar 10. Yıl Marşı'nı söylerken biz 100. yılın hedeflerinden bahsediyoruz"
Başbakan Erdoğan, "Biz İstanbul'da cumhurbaşkanımızla bakanlarımızla konuk cumhurbaşkanıyla konuk başbakanlarla en önemlisi de yüz binlerce vatandaşımızla Marmaray coşkusunu yaşarken, Muhalefetin Genel Müdürü Ankara Tandoğan'da son derece seviyesiz, son derece edep dışı bir biçimde, bu ülkenin Başbakanı'na hakaret ediyor. Onlar hep birlikte 10. Yıl Marşı'nı söylerken biz, 90. yıla Marmaray'ı hediye ediyor, 100. yılın hedeflerinden bahsediyoruz" diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin ilk meclisi Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının iştirak ettiği dualarla açılmıştır. Marmaray'ın dualarla açılması sizi neden rahatsız ediyor? Bu ülkenin bizzatihi İstiklal Marşı'nda dua vardır" dedi.
"Yeni Türkiye’de imtiyazlara yer yoktur"
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yeni Türkiye’de imtiyazlara yer yoktur ve olamaz. Yeni Türkiye’de, siyasette, hukukta, ekonomide, sosyal hayatta, imtiyazlara yer yoktur ve olamaz. Türkiye’nin sahibi 76 milyonun tamamıdır. Bayrağın sahibi, vatanın sahibi, ortak değerlerimizin sahibi 76 milyonun tamamıdır.
Toplumun farklı düşünmesi ya da farklı talepleri dile getirmesi bir kutuplaşma değildir ancak imtiyaz elde etmek ya da elindeki imtiyazları muhafaza etmek adına, teröre, şiddete, sokak eylemlerine, illegal yöntemlere başvurmak bir kutuplaşmadır ve biz böyle bir kutuplaşmanın önünde var gücümüzle dururuz. İmtiyaz elde etmek ya da elindeki imtiyazları muhafaza etmek isteyenlerle herhangi bir uzlaşmayı, biz demokrasiye, insani değerlere, her şeyden öte millete bir ihanet olarak görürüz.
Yeni Türkiye, Meclis'in açıldığı günkü Türkiye'dir. Yeni Türkiye 76 milyonu bir, beraber, eşit gören bir Türkiye'dir. Yeni Türkiye, imtiyazları ortadan kaldırmış, geleceğe umutla bakan, güvenle bakan ortak hedeflere birlikte yürüyen bir Türkiye'dir. Tıpkı 23 Nisan 1920'de olduğu gibi bugünün ve geleceğin Türkiyesinde de ayrımcılığa inanıyorum ki yer bulunmayacak. Tıpkı ilk Mecliste olduğu gibi bugünün ve geleceğin Türkiyesinde de aşağılama, horlama, ret, inkar ve asimilasyon olmayacak. Yeni Türkiye'de inşallah yeni acılar olmayacak. Yeni Türkiye'de geçmişin ağırlıkları, geçmişin prangaları, zincirleri olmayacak. Yeni Türkiye'de paryalar olmayacak, garipler olmayacak. Kendisine misafir gibi bakılan veya kendisini misafir gibi hisseden, kendisini yabancı gibi hisseden, kendisine uzaydan gelmiş gibi muamele edilen kesimler olmayacak."
"Belli çevrelerce siyaset zeminini zayıflatmayı amaçlayan kavramlar taşınmak isteniyor"
Başbakan Erdoğan, "Belli çevrelerce son derece kasıtlı bir şekilde Türkiye gündemine taşınmak istenen kavramlar, demokratik siyaset zeminini zayıflatmayı amaçlayan kavramlardır. Diktatörlük, sivil diktatörlük, post modern otoriterlik, Müslüman vesayeti, kutuplaşma, çoğunluğun azınlığa hükmetmesi, mahalle baskısı, yaşam tarzlarına müdahale gibi kavramlar. Belli zamanlarda ve belli bir program dahilinde bunlar tedavüle sokulmak isteniyor" diye konuştu.
"Bu ülkeyi bu cumhuriyeti Cumhuriyet Halk Partisi değil millet kurmuştur"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkeyi, bu cumhuriyeti, Cumhuriyet Halk Partisi değil, millet kurmuştur millet, bunu iyi bilmemiz lazım. Bu ülkeye demokrasiyi Cumhuriyet Halk Partisi getirmemiş. CHP'nin direnişine rağmen, CHP'ye rağmen millet demokrasiyi getirmiştir, bunu da iyi bilmemiz lazım." "Şimdi sevgi taçlandı, dayanışma taçlandı"
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Başörtülü kızların üniversiteye girebilmesi değil üniversite kapısından çevrilmesi anormaldir. Başörtülü bayanların Türkiye Büyük Millet Meclisine girmesi değil bu güne kadar girememiş olması garabettir. Ne oldu bir şey oldu mu. İşte bakın normalleşti. Şimdi sevgi taçlandı, dayanışma taçlandı. Çok daha farklı bir zemine oturdu. Benim başı örtülü, başı açık kardeşlerim arasında bir sıkıntı yok ki, sıkıntı ne yazık ki karar vericilerin.
Bugüne kadar yaptığımız hiçbir reform birilerine imtiyaz sağlamak için yapılmamış, tam tersine eşitliği, normalliği tesis etmek adına yapılmıştır. Başörtülü kadınlarımız gibi başı açık kadınlarımızın da bu tercihleri bizim teminatımız altındadır."
Çözüm süreci
Başbakan Erdoğan, "Süreci çok büyük bir sabırla, çok büyük bir hassasiyetle muhafaza ediyoruz. Muhalefet partilerinin son derece sorumsuz tavırlarına rağmen içeride ve dışarıda yapılan çirkin saldırılara rağmen savaş lobilerinin, kan lobilerinin kışkırtmalarına rağmen bu baharın kalıcı olması için yüreğimizi ortaya koyuyoruz. Bu süreci bozan bunun vebalinin altında kalır. Ben anamuhalefete de diğer muhalefet partilerine de sesleniyorum. 'Gidin lütfen bölgede bir tabela partisi olarak kalmayın, orada siyaset yapın. Orada demokrasi mücadelesini verin" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.