Gizli ajandaların farkındayız

Gizli ajandaların farkındayız
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin hayır oyu kullanmasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Irk ayırmadan, bölge, coğrafya, inanç ayrımı yapmadan, küresel meselelerde, insani meselelerde tavrımızı net ve cesur şekilde ortaya koyuyoruz'' dedi.
     Başbakan Erdoğan, Türk-Arap İşbirliği Forumu (TAF) toplantıları açılışında yaptığı konuşmada, konukları İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, forumun bölge için hayırlı sonuçlar doğurmasını diledi.
     Foruma katkıda bulunanlara teşekkür eden Erdoğan, ''Bizler, sadece aynı coğrafyayı paylaşmıyoruz, sadece aynı havayı solumakla, aynı iklimi yaşamakla kalmıyoruz. Bizler ortak bir tarihi paylaşıyor, ortak bir kültürün, ortak bir medeniyetin hissiyatını taşıyoruz'' dedi.
     İstiklal Marşı'nın şairi, merhum Mehmet Akif'in, Türklerle Arapların kardeşliğini çok anlamlı iki dizeyle ifade ettiğini belirten Erdoğan, Akif'in, ''Türk Arapsız yaşayamaz; kim ki yaşar der, delidir/Arabın, Türk hem sağ gözüdür, hem sağ elidir'' dizelerini anımsattı.
     Bu toprakların, 1922 yılına Ulusal Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanıncaya kadar kısa da olsa bir çok ülkenin işgali altında kaldığını ifade eden Erdoğan, ancak zaferi elde ettikten sonra o ülkelerle her cephede masaya oturmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikasını ''Yurtta Sulh, Cihanda Sulh'' olarak yeniden çizdiğini anlattı.
    
     -AB'NİN SAMİMİYET TESTİ-
    
     Başbakan Erdoğan, bugün bizzat kendisinin, kabinedeki bakanların, bürokratların, özellikle işadamlarının ve sivil toplum örgütlerinin, dünyanın her ülkesine ulaşmaya, işbirliğini artırmaya çalıştıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Arap ülkeleriyle, yani ortak coğrafyayı paylaştığımız, ortak bir kültürü, ortak bir medeniyeti paylaştığımız kardeşlerimizle sıcak ilişkiler kurmamız, ülkelerimizin refahı ve huzuru için mücadele vermemiz çeşitli yorumların ortaya atılmasına sebep oluyor. Özellikle bugünlerde, Türkiye içinde ve uluslararası basında 'Türkiye'nin ekseni mi değişiyor', 'Türkiye farklı bir mecraya mı gidiyor', 'Türkiye Batı'dan mı uzaklaşıyor' şeklinde yorumlar yapılıyor. On yıllardır Türkiye'nin Arap dünyasıyla ilişkilerini perdeleme, örtme, engelleme çabası içinde olanlar, bugün bir kez daha bu gayretlerine yoğunluk veriyorlar.
     Şunu hatırlatmakta fayda görüyorum, Türkiye, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üye olmak için 1959'da ilk başvuruyu yapmıştı. Aradan geçen 46 senede hiçbir ciddi somut adım atılmadı. 2005 yılında biz katılım müzakerelerini başlattık, şu anda da bu müzakereler devam ediyor. Avrupa Birliği içinde kimi ülkeler müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor, engel çıkarmak isteyenler oluyor, Türkiye'nin üyeliğini tartışmaya açmak isteyenler, şevkimizi kırmak isteyenler oluyor. Hiç birine aldırmıyoruz, biz reformlarımızı kararlılıkla yapıyoruz. Aslında gizli ajandalarının da farkındayız ama buna rağmen AB müktesebatının gereği neyse bunu yapmaya devam ediyoruz. Aslında bu bir testtir. AB bir teste tabi olduğunun hala farkında değil. Samimi mi değil mi bunu göreceğiz.''
     Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, 2008 yılında rekor düzeyde bir oy oranıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeliğine seçildiğini anımsatarak, İspanya ile Medeniyetler İttifakı girişimini başlattıklarını, En son Rio'da 3. zirveyi yaptıklarını, 120 ülke ve uluslararası kuruluştan üst düzeyde katılımın gerçekleştiğini söyledi.
     Erdoğan, ''Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığına bir Türk, bizim milletvekilimiz olan bir arkadaşımız seçildi ve görevi başarıyla yürütüyor. Irk ayırmadan, bölge, coğrafya, inanç ayrımı yapmadan, küresel meselelerde, insani meselelerde tavrımızı net ve cesur şekilde ortaya koyuyoruz. Balkanlar'da, Kafkasya'da, Ortadoğu'da istikrar, refah ve barış için yoğun gayret sarfediyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze abluka altındayken bölgeye barış ve istikrarın gelmeyeceğini belirterek, ''Bu noktada Arap ülkelerinin de meselenin barışçıl yollardan çözümü için artık daha fazla inisiyatif almalarını beklediğimizi ifade ediyorum'' dedi.
     Başbakan Erdoğan, Four Seasons Otel'de düzenlenen Türk Arap İşbirliği Forumu toplantıları açılışında yaptığı konuşmada, yıllardır Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede yapay sorunlardan, yapay çatışmalardan dolayı halkların ve ülkelerin değil silah tüccarları, savaş baronları, kandan ve göz yaşından beslenen terör odaklarının kazançlı çıktıklarını söyledi.
     İstihdam üretmeye, ekmeğe, aşa, yoksullara harcanması gereken milyar dolarların sanal meseleler dolayısıyla silahlanmaya harcandığına işaret eden Erdoğan, ''Bugün biz bunu dile getirdiğimiz için, barış dediğimiz için, istikrar, refah dediğimiz için kıyasıya eleştirilere maruz kalıyoruz. Haksızlığa karşı sesimizi yükselttiğimiz, adalet istediğimiz, hukuk istediğimiz her türlü teröre, devlet terörüne karşı çıktığımız için kasıtlı bir propagandanın hedefi oluyoruz'' dedi.
     Erdoğan, dünyada 'medya' dendiği zaman akla İsrail ve İsrail yönetiminin geldiğini ve bu konuda istedikleri gibi yönlendirme kabiliyetine sahip olduklarını belirterek, ''Allah aşkına soruyorum, benim ülkemden hareket eden 32 farklı ülkenin sivil yardım gönüllülerini taşıyan sadece ve sadece yardım malzemesi yüklü gemilere yapılan saldırılar karşısında susacak mıyız? 9 vatandaşımın devlet terörüyle uluslararası sularda katledilmesi, farklı ülkelerden 24 kişinin yaralanması bütün yardım gönüllülerine insanlık dışı muamele yapılması karşısında gözümü yumacak mıyım? Yaralılarımızı tek tek ziyaret ettiğim zaman onların halini gördüm. Sen hem uluslararası sularda bu işi yapacaksın, kenardan hücum botlarıyla zodyaklarla saldıracaksın, yukardan helikopterlerle uluslararası sularda indirme bindirme harekatını yapacaksın ve orada yaraladıktan sonra da beynine kurşunu sıkacaksın. Vücutlarının değişik yerlerinde her türlü ateşli silah var, yaralarını bizzat gördüm. Şu anda hala yoğun bakımda olan kardeşlerimiz var. Filistin'deki drama insanlık dışı uygulamalara karşı sessiz mi kalacağız, tepkisiz mi kalacağız? Bu devlet terörünü onaylamak olmaz mı? Bu hukuksuzluğa göz yummak olmaz mı? Bu uluslararası sularda aleni şekilde yapılan korsanlığa tepkisiz kalmak olmaz mı?'' diye sordu.
    
     -''ÜSTÜNLERİN HUKUKU DEĞİL HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ''-
    
     Başbakan Erdoğan, yıllardır uluslararası toplumun, uluslararası örgütlerin bu insanlık dışı uygulamalara göz yumduklarını ve alttan alta da teşvik ettiklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     ''Bu süreç artık bu şekilde devam edemez, etmemeli. Gazze abluka altındayken bölgeye barış ve istikrar gelmez. Bize ne derlerse desinler hükümetime, hükümetimin politikalarına ne tür çarpıtmalar, iftiralar atarlarsa atsınlar, biz doğru bildiğimiz yoldan inandığımız ilkelerden asla taviz vermeyeceğiz.
     Bu noktada Arap ülkelerinin de meselenin barışçıl yollardan çözümü için artık daha fazla inisiyatif almalarını beklediğimizi bir kardeşleri olarak ifade ediyorum. Daha fazla inisiyatif. Filistin İsrail sorunu ortada böylece dururken hiçbir ülkenin tam anlamıyla refah ve istikrarı tesis edemeyeceği artık acı tecrübelerle sabit olmuştur. Gün ihtilafları çoğaltma değil, ittifakları güçlendirme günüdür. Gün barış adına daha fazla emek sarf etme günüdür. Ne ben, ne hükümetim, ne Türkiye bölgede rol kapmanın, şov yapmanın peşinde değiliz. Biz yaşanan acıların, yaşanan trajedilerin, hukuksuzluğun ve korsanlığın tüm bölge ülkelerine, tüm bölgeye ağır zarar verdiğine inanıyoruz. Daha fazla acı yaşanmaması için biz samimiyetle gayret sarf ediyoruz. Şunu unutmayın bizler siyasetçiler olarak sizler her türlü iş adamları, bürokrat, teknokrat hep birlikte dünyada üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunmadığımız sürece zulüm devam edecektir. Ama hukukun üstünlüğünü savunduğumuz sürece er veya geç barış dünyaya egemen olacaktır. Bunu başarmamız lazım. Silahlar sustuğunda kan ve gözyaşı dindiğinde her ülkenin bundan fayda sağlayacağına, Türkiye de diğer tüm ülkeler de bundan yarar göreceğine inanıyoruz. Sadece bu gaye istikametinde gayret sarf ediyoruz.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.